Kardeş katli-4

Yücel Kemendi

Peki, kardeş katli uygulamasından ne zaman vazgeçilmiştir?

III. Mehmed’in vefatı üzerine yerine tahta aday iki oğlu kalmıştır. Bunlar 14 yaşındaki şehzade Ahmed ve 12 yaşındaki şehzade Mustafa’dır. Akli dengesi pek iyi olmayan Mustafa yerine şehzade Ahmed tahta çıkarılmıştır. I. Ahmed’in kardeşini idam ettirmesi gerekirken, hanedan soyunun tehlikeye girmesi üzerine ulema ve Kösem Sultan’ın gayretleriyle bu olay engellenmiştir.

Kardeşi Mustafa’yı öldürtmüş olsa genç yaşta çocuğu olmadan vefat edebilir ve hanedanın erkek soyu tükenebilirdi.

Kardeş Mustafa, I. Ahmed’in vefatından sonra tahta çıkmıştır. Ancak o sırada 13 yaşında olan Osman’ı, 8 yaşında olan Murad’ı ve 2 yaşında olan İbrahim’i öldürtmemiştir.

IV. Murad, hayattaki tek erkek hanedan üyesi olan kardeşi İbrahim’in idam emrini verdiği halde, bu durum Kösem Sultan sayesinde engellenmiştir.

I. Ahmed ile başlayan en büyük hanedan üyesinin tahta geçme (ekberiyet) kuralı Osmanlı hanedanında 1687’den itibaren kesin bir şekil almış, 1876’da ilk Osmanlı Anayasası’na girmiş (3.madde) ve Cumhuriyet’in ilanına kadar da bu şekilde devam etmiştir.

Peki, en büyük hanedan üyesinin tahta geçme ekberiyet+kafes sisteminin faydası oldu mu?

Bir yandan çözüm getirmiş olsa da başka sorunları beraberinde getirdi. Hanedandaki hiçbir aile üyesi tahta çıkan padişahın işlerine karışmadı ve iktidar oyunlarına girmedi. Ancak devlet adamları ve ocak ağaları bu olaylara girmişlerdir.

Mesela, Genç Osman, Sultan İbrahim, III. Selim, Sultan Abdülaziz tahttan indirilmiş ve öldürülmüştür. Diğer yandan IV. Mehmed, II. Mustafa, III. Ahmed ve II. Abdülhamid’de tahttan indirilmiştir. Yani hanedan içi darbe olmamıştır. Şehzadeler padişahı tahttan indirmeye kalkışmamış ancak bu işi başkaları yapmıştır.

Devlet adamları ve yeniçeriler beğenmedikleri padişahları tahttan indirmişlerdir. Darbeler hem Osmanlı’ya hem de devamında Türkiye Cumhuriyeti’ne girmiştir. Osmanlı’nın geri kalmasına, zarar görmesine, bölünmesine ve binlerce insanın ölmesine bu darbeler sebep olmuştur.

Şehzadeler sarayda oldukları dönemde sürekli isyan çıkabilir ve hayatlarına mal olabilir korkusuyla yaşamışlardır. Sarayda bir nevi devlet stajı görmüşlerdir. Hobileriyle meşgul olan padişahlar bu dönemde ortaya çıkmışlardır. (Şair ve hattat gibi)

Tahta geçen padişahlar artık yaşlı olmuş, uzun süre tahtta kalamamışlardır. Genç ve dinamik padişahlar olmamıştır. Sultan V. Mehmed Reşad tahta çıktığında 65 yaşındaydı ve düşürmeden kılıç kuşanması bile bir mesele olmuştu. Kısacası kardeş katli olduğu dönemdeki Osmanlı ile sonrası arasında büyük farklar vardır.

Kardeş katli uygulaması sebebiyle doğum tarihi hesabıyla tahta çıkılacak olsa, sıranın kendisine gelmesi hayal olan Yavuz Sultan Selim gibi yetenekli bir şehzade yeniçerilerin desteğiyle babasına isyan ederek tahta çıkabilmiştir. Hâlbuki bize daha insani gelen EKBERİYET sisteminde ise ne ruhen ne de yaş olarak bir Yavuz’un yetişmesi ve tahta çıkabilmesi mümkün olamayacaktır.

Artık bir padişah tahta oturduğunda arkadan tabutlar çıkmamaktadır ama bu defa da delilerin, mecnunların, hastaların ve yaşlıların, devleti yönetmeye ehliyetli olsun veya olmasın her hanedan üyesinin doğum tarihi sırasıyla tahta geçtiği bir sisteme razı olunmuştur. Oysa taht kavgaları ve kardeş katlinin yaşandığı dönemde tahta bir akıl hastasının geçmesini düşünmek mümkün değildi.

Kardeş katli sadece Osmanlı’ya has değildir. Roma, Bizans, Mısır Firavunları, Abbasiler, Avrupa Devletleri, Endülüs ve İran’da da görülmüştür.

Hedefini cihan hâkimiyeti olarak belirlemiş bir devletin, Asya ve Avrupa devletlerinin sık sık kucağına yuvarlandığı iç savaşların pençesine düşmeden ve ülkeyi böldürmeden yüzyıllar boyu yaşayabilmesi, biraz da kardeş katli sayesinde değil midir?

Sevgi ve muhabbetlerimle

BİTTİ.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.