Karizma meselesi

Selman S. Akyüz


Konyaspor’da karizma devri Ahmet Şan döneminde başladı. Ahmet Şan çalışkandı ama karizmatik bir başkan değildi. O’nun yanında başkan yardımcılığı ve basın sözcülüğü görevlerini yürüten bir isim vardı. Görünümü, ses tonu ve konuşmasıyla herkesin dikkatini çekti. Birkaç ay sonra basının sürekli onu gündemde tutması rahatsızlık yarattı. O da, şimdi belki on kez düşünerek vereceği bir kararı, 10 dakikada verdi. İstifa etti. Gitti. Karizmasını güçlendirdi. Sonraki yıllarda Konyaspor ne zaman kötü gitse, o karizmatik isim gündeme geldi. Takımı bir kez küme düşmekten kurtardı. Bir kez de şampiyon yaptı. Çevresindeki insanlarla önemli sorunlar yaşasa da güçlü kişiliği sayesinde büyük handikaplardan kurtulmayı ve Konyaspor’u da kurtarmayı başardı.

Takım tekrar süper lige çıktıktan sonra kongre yapıldı. Karapınar, kendisine büyük desteklerde bulunan arkadaşlarını bıraktı. Yeni isimler buldu. Tamamen toplama bir takıma rağmen, karizmasıyla, zorlu süper lig öncesi taraftarın umutlarını halen tazeleyebiliyor.

Genel görüntü böyle. Ama ben karizmasının önemli bir yara aldığı kanaatindeyim. Hem de iki kez. İlki kongre günü gerçekleşti. Son dönemde “akil adam” olma yolunda çaba sarf eden ve mesafe de kat eden Celal Candan’ın sorularına verdiği cevaplar, O’nu dinleyenlere dudak ısırttı. “Ben şampiyon takımın başkanıyım. Ona göre sorun!” sözlerinin hemen ardından “Allah’tan korkarım. Ben Zeki Çimen ile ilgili böyle bir şey söylemedim” dediği anda neredeyse salonda “yok artık” sesleri yükselecekti. İşte orada “Allah’tan korkarım” diyerek büyük bir hata yaptı. Karizma büyük zarar gördü. 

Çünkü herkes söylediğini biliyordu. 
Ve ikinci yıkım... Hem kendisi hem basın sözcüsü, iddialara sert ve net cevaplar veriyorlar: “Ayman gündemimizde yok. Zaten Ziya Hoca geçen yıl sorun yaşamış onunla. Kesinlikle almayacağız”

Ziya Doğan kamera karşısında: “Futbolda babam olsa tanımam. Ben de istemiyorum ama mecbur kaldım. Ayman’ı almalıyız”

Doğan’ın yöneticileri ikna etmeye çalışırken “boşverin basını, taraftarı, biz alalım, ben oynatırım bu adamı” sözleri de hayli “karizmatik”.

Bu sözlerden sonra zor oynatırsınız Sayın Doğan. Oynamaz. Ben olsam ben de oynamam.

Bir de acaba diyorum, Ayman, Ziya Doğan’ın sırlarını mı biliyor? Yoksa neden mecbur olsun. Sistem dediği “gizli” bir sistem olmasın...


Zaten Doğan’ın kimseyi ikna etmesine gerek yok. Bu transfer gerçekleşirse karizmasının üçte ikisi zarar görecek olan Başkan’ı ikna etseniz yeter. Yönetimdeki başka kimse transfere ne karışıyor ne de yaklaşabiliyor.

Galiba Ziya Doğan, Başkan’ın kendisinden fazla oyuncu getirdiğini düşünmüş olsa gerek, Ayman’ı aldırıp eşitlemeye çalışıyor.

Karizmaya dikkat. Az kaldı.Ayman işi bazı yöneticileri istifa aşamasına getirdi. Üçüncü kez yara alırsa, kongre yapılırken “Karapınar böyle giderse ilk yarıyı bitiremez” senaryoları gerçek olmaya başlayabilir. Bence artık takıma değil karizmaya, güvene ve özellikle otoriteye transfer yapın…