Epeydir gazeteye gittiğim yok bi bakayım dedim; Arabayı sokağa park etmek için yanaştığımda koskocaman yeri bir üç tekerlekli kaplamış, bir kadın iki erkek yanında oturuyorlar. Bu arabayı biraz ileriye alın ben de parkedeyim şuraya dedim. Sahibi yok dedi birisi. İndim üç tekerleklinin vitesini boşa aldım ve biraz itekledim. Az önce sahibi yok diyen hemen fırladı, Biz Doğanlardanız dedi. Hiç istifimi bozmadan Ben de kartallardanım dedim. Neye uğradığını şaşıran bizim Doğan yüzünü ekşiterek, Burası senin mi? falan diyecek oldu, tam bi cümle kuramadı. Kem küm etti. Uzatmayayım, arabamı park ettim Şimdi normalde, Aman arabama zarar verirler, çizerler falan diye kimse bulaşmaz bunlara. Böyle olunca da Biz Doğanlardanız demesiyle önünün açılması bir oluyor. Doğanlardan olmanın ayrıcalığını doyasıya yaşıyorlar. Bunlardan birisi torunun bisikletini çalmış ve sürerlerken ellerinden alınca, kendi malı gibi saldırıya geçmişti. Niye? Adam çaldıysa mal onun. Kimse bir şey diyemeyince sahiplenmek kolay oluyor haliyle.Çok eski tarihlerde 30-35 sene oluyor, yanlışlıkla Doğanların yoğun olduğu yola girmişim. Biraz gittikten sonra kendimi koyu bir kavganın içinde buldum. Yalnız, kavganın aktörleri genelde kadınlardı. Yolun bir tarafı karşı tarafla savaşıyordu sanki. Kim, eline ne geçtiyse fırlatıyordu. Tabanları yağladım. Bir daha da belki en az 20 sene o yoldan geçmedim. Niye geçmedim? Bana dokunmayan yılan hikayesi. Ama öyle değilmiş. Bir gün bir yerde dokunuyor. Yollar çakışıyor Park sorunuValla park sorunu aldı başını gitti. Konyanın büyük problemlerinden birisi haline geldi. Konyanın belli başlı problemlerini say deseler, trafik yoğunluğu dolayısıyla yolların yetmemesi ve araç park edecek doğru dürüst bir yerin olmaması derim.En küçük boşluğa bina dikerek satmak varken ne diye parkla falan oyalansın ki büyüklerimiz. Oysa Avrupada binaların zemin katları otopark olarak tanzim edilmiş. Bizim müteahhitler hemen oraya küçük bir dükkan yerleştirirler. Mahalle bakkalına kiraya verirler Belediye daire sayısı kadar aracın park edileceği yer yapmayanlara ruhsat vermesin kardeşim. Ruhsat vermesin derken, vatandaşımız ruhsatsız yapar oturur, onu demiyorum. Binaya izin vermesin, inşaata bile başlayamasınlar. Sonra yıkılmıyor, kalıp gidiyor. Kaçak bina yapanlara bir sorun, Cezası neyse veririz derler. Yani cezasını verince ruhsat alınmış oluyor. Oysa ceza ayrı, o ayrı Park sorununu belediye enine boyuna düşünmeli ve köklü çözümler üretmeli.Ne zaman adam oluruz?Hani Uğur kardeşim ne zaman adam oluruz diye sorup her gün altına da bir cümle yapıştırıyor ya, aklıma düştü. Biz kendimizden çok karşımızdakini düşündüğümüzde iş bitiyor. Dua bile öyle değil mi? Kendin için değil, arkadaşın için ettiğinde yüzde yüz kabul görüyor. O da senin için bi dua ettiyse ohhh gel keyfim gel. Ama herkes kendisine dua ediyor ya, olmuyor işte. Bin türlü kusurumuz var Bu adam olmanın bi zamanı falan yok. Zaman hesabı yapmadan, iyiliklerin parasal muhasebesini hiç aklımıza bile getirmeden herkes için her şeyin en iyisini istemek var ya, işte onu becerdiğimizde O ise çook çok zor. Kini olanın dini olmaz derler. Kinsiz ve dinli bir şekilde yaşamak ve neticesinde başarmak için