Devlet desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu belirten Kavuneker, Konya ovasına su getirme projesi, tohum ve gübre takviyesi, çiftçi borçlarının faizsiz ertelenmesi gibi desteklerle hasatın daha verimli hale geleceğini dile getirirken çiftçiyi de daha bilinçli tarım yapması için uyardı.
-Karatay'ın tahıl üretimi fotoğrafını çizebilir misiniz?
Karatay Konya’nın en eski yerleşim bölgesidir. Karatay sanayi alanlarında 50 bine, tarım alanlarında ise 40 bine yakın çalışan var. Konya’daki ilk 500 e giren büyük sanayi ve fabrikalara bakarsanız tarım ve hayvancılık üzerine kurulmuş olanlardır. Karatay’da 1 milyon 760 bin dekar tarım arazisi var. 900 bin dekarı sulanabilir arazi, geriye kalan arazi ise kuru tarım yapılabilen alanlardır. Ürün yelpazemiz çok gelişti. Türkiye, ayçiçeği yağını ve mısır yağının hammaddesini ithal ediyordu. Şimdilerde ise Karatay bölgesinde, ithal edilen rakamın yüzde 80’i üretiliyor. Buğday birinci sırada olmak üzere ayçekirdeği, arpa ve mısır onu takip ediyor. Konya’da mısır ilk üretildiği yıllarda dekarından 400 kilogram hasat alınırken bugün sulanabilir arazilerden elde edilen hasat bin 700 kilograma kadar çıkıyor.
-Ziraat odası olarak devletin destek ve teşviklerini çiftçiye nasıl yansıtıyorsunuz?
Kışın çiftçinin ölü sezonunda bu ölü zamanı değerlendirmek ve çiftçimize moral vermek adına tarım ilçe müdürlükleriyle beraber köylerimizi gezip programlar yaptık. Programlarda gübreleme, ilaçlama, hayvan hastalıkları ve tedavisi gibi konularda eğitim verildi. Devletin çiftçiye verdiği desteklerin bir parçası olan İPARD, KOP’un daha iyi üretim için verdiği destekleri duyurduk. Olumlu dönüşler aldık.
-Tarım teknolojisi ilerlerken çiftçi borçlandı mı?
Mecburen borçlandı. Azgın ve salma sulamadan yağmurlama ve damlama sistemine döndük. Sadece buğday, arpa ekimi yapıyorduk, şimdi yeşil mahsul ekimi de yapıyoruz. Bunları yaparken gerekli olan çeşitli aletler var. Aynı makineyle tüm hasat toplanmıyor. Her ürünün kendine ait aleti var. Bu teknolojik aletleri sağlamak adına sağlanan destekler haricinde çiftçi de borçlandı.
-Bu yıl görülen kuraklık çiftçiyi nasıl etkiledi?
Sulanabilir arazilerin bir bölümüne biçerdöver hiç girmedi. Normal şartlarda 500 kilograma kadar hasat elde ettiğimiz alanlardan bu yıl elde edilen hasat 200 kilogramı geçmedi. Ekim, Kasım aylarında sulanma imkanı bulan araziler çimlendi. Kışın yağış olmadı. Nisan, Mayıs aylarında beklenen yağış olmayınca çiftçi arazilerini sulamaya, gübrelemeye başladı ama verim çok düştü. Bakanlığa kuraklığın çiftçiyi ne derece etkilediğini bildirdik. Bu doğrultu da çiftçi lehine çalışmalar bekliyoruz. Gübre ve tohum desteği, ovaya su getirme çalışmalarının hızlandırılması, tarım aletlerini yenileyen kuraklıkla birlikte borçlanan çiftçinin borçlarının faizsiz ertelenmesi gibi yardımlar bekliyoruz.
-Hasatın düşüş göstermesi tüketiciye ne şekilde yansır?
Yeşil mahsulde bir sıkıntı yaşanmayacak. Kuraklık sadece Konya ve Şanlıurfa bölgelerinde kendini gösterdi. Diğer bölgelerimizden sıkıntısız şekilde hasat alıyoruz. Bu nedenle ekmeğe ve una şu günlerde zam beklemiyoruz.
-Çiftçi borçlarının faizsiz ertelenmesi, tohum ve gübre yardımı dışında neler bekliyor? Devlet çiftçilerin bu beklentilerine nasıl yaklaşıyor?
Devlet sanayiciye, çiftçiye, esnafa güzel yatırımlar yapıyor. Sadece borçların ertelenmesiyle çözülecek bir durum değil. Kuraklık şiddetli oldu. Çiftçinin kullandığı elektriğin KDV’sinin kaldırılması, mazotun daha ucuz verilmesi çiftçinin durumunu iyileştirecek çözümler arasında. Yine sanayiye nasıl bir altyapı sağlanıyorsa tarıma da sağlanmalı. Aynı zamanda üniversiteler, tarım il ve ilçe müdürlükleri ve odalardan tarımla alakalı faaliyetler tek çatı altında takip edilmeli. Tarım üniversiteleri kurularak çiftçilere özel eğitim verilmeli. Böylece daha verimli hasatlar elde edilir.
-Ovaya su getirme çalışmaları hakkında neler söylersiniz?
Ovaya su getirmenin maliyeti oldukça yüksektir. Maliyet ne kadar yüksek olursa olsun suyun tarlalara ulaştırılması son derece önemli. Su eksikliği tamamlandığı zaman verim yükselecek. Elimizde mevcut olan su planlı kullanılacak ve dışarıdan su takviyesi olacak. Azgın, salma sulamanın önüne geçilmeli. İyi verim alabilmek için sulamaya dikkat etmek lazım.
-Ürün verimliliğinin düşmesinde çiftçinin de eksikleri var mı?
Tüm sorunlar aslında diyalog eksikliğinden kaynaklanıyor. Devlet çiftçiye tarım danışmanı çalıştırması için destek verdi. Fakat çiftçi bunun ne olduğunu bilemedi. Tarım danışmanlarının çoğu araziyi hiç görmeden çiftçinin işini telefonla halletmeye çalıştı. Çiftçi de destek olarak verilen paranın cebinde kalacağını düşündü. Kısacası araziyi görmeden sorunu çözmeye çalıştılar. Bu da olumsuz etkiledi. Bundan sonraki süreçte çiftçiyi sağlanan destekler doğrultusunda daha dikkatli bir çalışmaya davet ediyorum.
Röportaj-Ahmet Gökbaş-M. Ali Elmacı