Ereğli Kaymakamı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne bir çağrı var…
2005 yılının Haziran ayının başında Belkaya Beldesi’ne İlçe Mili Eğitim Müdürlüğü’nün davetlisi olarak Belkaya İlköğretim Okulu’nun kütüphane açılışı için gitmiştik.
Belkaya, Ereğli merkeze 65 km mesafe uzaklıkta. Orada bulunan bir okulun bünyesinde kurulan kütüphane çok önemli bir adımdı. Sayın Kaymakamımız Cevdet Can kütüphanenin kurdelesini keserken bu önemi şu ifadelerle perçinleşmişti: Çok büyük duygu seline kapıldım. Ben de sizler gibi köy ilkokulunda okudum. Umutlarınızı sakın yitirmeyin. Umuda yolculuk diye bir mektupla umutlarınız yeşerdi. Okulunuza bağışlanan kitapların kıymetini bilin ve devamlı okuyun. Okuma alışkanlığı kazanın. Yaz tatillerinde de kitap okuyun. En çok kitap okuyana bizimde hediyemiz olacaktır. Bu sözler bu gün benim kulağımda da çınlıyor. Önceki hafta Belkaya İlköğretim Okulu’nda okuyan bir öğrenciden bana bir mektup geldi. Bu mektubun içeriğine geçmeden önce Sayın Kaymakamımız’ın sözlerini kısa da olsa hatırlatmak istedim.
Kütüphane açılışı yapıldığı gün Belkayalı öğrenciler 100 temel eseri hediye olarak istemişlerdi. Kaymakam Bey onlara başka bir set hediye edeceğini söylemiş, “100 temel eseri de Ereğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Ataç Bey karşılasın” demişti. Recep Ataç Bey de söz vermişti. Kaymakam bey kitapları gönderdi mi? Bilmiyorum. En çok kitap okuyana hediye verildi mi? Bilmiyorum. Ama 100 temel eserin gitmediğini, bana yazılan mektuptan dolayı biliyorum. Şimdi büyüklerimizin öğrencileri verdikleri sözü tutmalarını, bekledikleri kitapları bir an önce göndermelerini istiyorum. Çünkü biz de bu olaya şahit olduk. Eğer sizler verdiğiniz sözleri tutmazsanız, ışıl ışıl gözleri ile size bakan, elleri acırcasına alkışlayan öğrenciler neler düşünür? Sayın Kaymakamım ve İlçe Milli Eğitim Müdürüm, kitaplar hakkında söylediklerinizi hatırlayın ve yerine getirin, bizi de sorumluluktan kurtarın…
İkinci bir konu, yine Belkaya Beldesi’nde bulunan Fatih İlköğretim Okulu’nu da ziyaret etmiş, öğretmenlerin hem oturdukları ve hem de öğlen yemek yedikleri öğretmenler odasının içler acısı halini görmüştük. Ardından da lavaboların, çeşmelerin durumunu gördük. Sayın Kaymakamımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz buranın bu şekilde olmasının hiç de hoş olmadığını, bu manzaraların bir eğitim kurumuna yakışmadığını söylemiş, “ne gerekiyorsa hemen yapalım” demişlerdi. Bu gün Belkaya Fatih İlköğretim Okulu’nda bir değişiklik yok. O gün çektiğim resimleri yayınlamamıştım. Yapılması için gerekli bilgiler istenmişti. Sayın Kaymakamımız, buraya aktaracağı 2–3 milyar ile bu konuyu halledeceğini söylemişti. Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz de takipçisi olacaktı. Şimdi Belkaya Fatih İlköğretim Okulu’na verilen sözler ne oldu? Verilen sözler ne zaman yerine gelecek? Bir açıklama yaparsanız ben de Belkayalı öğrencilere durumu anlatırım. Ama verilen sözlerin tutulmaması nasıl anlatılır? Bilmiyorum ki…
Başka bir konu da Taşbudak köylülerine taşımada verilen sözlerin tutulmaması, bu konuda Taşbudaklı öğrenciler sıkıntı çekiyor. Bu konuda kimin ne söz verdiğini bilmiyorum. Bu yüzden bu konuda da kim ne söz vermişse, tutsun…