Son günlerde sıkıntılı günler yaşayan tekstil, hazır giyim, deri ve halı sektöründe geçen yıl bin 160 firma kapandı 151 bin kişi işsiz kaldı.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri tarafından hazırlanan, ihracat ve istihdam kaybı raporuna göre, sektörlerdeki kan kaybı büyük. Kapanan ve ihracatı yüzde 50 azalan firmalara göre Türkiye'nin ihracat kaybı 2 milyar doların üzerinde. Rapora göre yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2005 yılında 2004 yılına göre konfeksiyon sektörü 1 milyar 470 milyon dolar, tekstil 430 milyon dolar, halı 50 milyon dolar ve deri sektörü de 95 milyon dolarlık ihracat düşüşü yaşadı. Bu dört sektörde faaliyet eden 1160 firma kapandı. Firmaların 819'u İstanbul'da, 341'i ise Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteriyordu. Birliğin yaptığı çalışmaya göre 2005 yılında ayrıca konfeksiyon sektöründe 122 bin 504, tekstilde 21 bin 475, halıda 2 bin 525 ve deri sektöründe de 4 bin 769 kişi işsiz kaldı.
Sektörde yaşanan kriz nedeniyle sektör temsilcileri geçtiğimiz haftalarda yaptıkları basın toplantılarıyla yangının tam ortasında olduklarını kamuoyuna duyurmaya çalıştılar. Başbakanla görüşüp kendilerine devlet desteği istediler.
Hükümet sektörün içinde bulunduğu krize çare bulmak maksadıyla KDV oranlarını yüzde 18’den, 8’e düşürdü.
Peki bu sektör açısından yeterli miydi?
Dün ardı ardına yapılan açıklamalar bu atılan adımın yeterli olmadığı yönündeydi.
Zira sektörün genel manada ele alınacak sorunları vardı. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün en büyük problemi istihdamın üzerindeki kamu yüküydü. Sektördeki firmaların yüzde 90'ından fazlasının ihracat yapması nedeniyle maliyet faktörleri ve döviz kurlarındaki olumsuz gelişmeler sektörün rekabet gücünü doğrudan etkiliyor olması ayrı bir sorun olarak nitelendiriliyordu. Sektörde toplam maliyetler içinde işgücü ve hammadde maliyetlerinin payı yüzde 84. Bu nedenle 50 milyon doların üzerinde ihracat yapan bir çok firmanın üretimdeki rekabet avantajını kaybetmemek için Romanya, Bulgaristan, Mısır, Ürdün, Moldavya ve Özbekistan'a taşındıklarını ve bir çoğunun da taşınma aşamasında oldukları ise İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birliklerinin hazırladığı raporda göze çarpıyordu.
Sektör işverenleri hükümetten istihdamdaki vergilerin toplam içindeki payının yüzde 43'den, OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 20'lere çekilmesi noktasında bir adım bekliyordu.
Türk sanayinin tüm dünyada en pahalı elektriği kullanan sanayiler arasında yer almakta bu bağlamda da sanayide kullanılan enerji fiyatlarının çok yüksek olması tekstil sektörünü ve diğer sektörleri zorlayan olumsuz bir etken.
Bir birine girmiş kümülatif bir çok sorunun içinde hayatta kalabilme savaşı veren tekstil sektörü yapılan KDV indiriminden memnun olamadı.
Öte yandan sokakta ki vatandaş hükümetin tekstil sektörüne yönelik yaptığı yüzde 10’luk KDV indiriminden doğacak olan açığı ÖTV’lerle kendisinden çıkartılması endişesini yaşadı.
İşin çözümü aslında sektörel ve bölgesel teşvik uygulamalarının bir an evvel hayata geçirilmesinde saklı. Devlet ekonomisini kayıt altına alacak, üreticinin üzerindeki vergi yükünü hafifletecek, rekabetçi piyasa da üreticisine destek olacak.
Küçük bir örnek dost ve müttefik ülke Amerika, Dünyanın en büyük hazır giyim ve konfeksiyon ithalatçısı, ABD'nin 80 milyar dolara çıkan ithalatının içinde Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün sadece yüzde 1.7'lik payı var. Türkiye’nin, ABD ile müttefik olmanın avantajlarını ticarete taşıyamaması ise düşündürücü bir nüans.