Kel Başa Şimşir Tarak…
"O Başa Şimşir Tarak Çok Bile"
Bir ağaç cinsi olan şimşir, çok sert ve dayanıklı olmasından ötürü tarak ve cetvel yapımında kullanılır.
"Kel başa şimşir tarak" deyimini mutlaka duymayanımız yok gibidir. Genel itibariyle yerinde olmayan davranışlardan sonra söylediğimiz bu deyim, halledilmesi gereken çok mühim bir mesele varken, ondan daha az önemi olan bir mevzuyla meşgul olmayı, gereksiz ve özenti tavırları ifade etmek de için kullanılır.
Her deyimin bir hikâyesi, doğuş sebebi olduğu gibi, büyük zıtlıkları ifade etmek için kullandığımız bu deyimin de bir öyküsü var.
HERKESE ALTIN, ELTİYE ŞİMŞİR TARAK
"Kel başa şimşir tarak" deyimi, düğün öncesi yaşanan ilginç bir olaydan neşet ediyor.
Evvel zamanlarda bir zengin aile, kızlarını gelin ederken, âdet olduğu üzere erkek tarafına hediyeler göndermiş. Erkek tarafına bohça bohça taşınan armağanlar arasında kayınvalide, görümce ve eltilere yaş durumuna göre altın, gümüş kaplamalı, fildişi ve şimşir taraklar varmış.
O günlerde hasta yatağında ateşler içinde kıvranan eltinin hastalığın şiddetinden saçlarının döküldüğünü aile içindekilerden başkası bilmiyormuş. Gönderilen taraklardan şimşir olanı bu saçları dökülen eltinin payına düşmüş. Elti, içinde bulunduğu durumun garabetini unutarak kız tarafına çok içerlemiş: "Herkese altın ve gümüş tarak göndermişler, bana ise şimşir tarak!.. Bu yeni gelin daha eve gelmeden benimle uğraşmaya başladı" diye sızlanmış.
Oğlan anası da eski gelinin bu tavrından utanmış ve üzülmüş. O kızgınlıkla "Senin gibi bir kel başa, şimşir tarak çok bile" deyivermiş.
Hikâyede de olduğu gibi deyim, kendi vaziyetini göz önüne almadan, gereksiz, aşırı taleplerde bulunan ve boyunu aşacak işlere kalkışanları nitelemek için kullanılmaktadır.
Derleyen; Müjdat GÖKÇE