Pis kapitalistlerden ve Osmanlı emperyalistlerinden de hesap soracak. AKP'ye oy vermekte direnen göbeğini kaşımış ayıların canına okuyacak.
CHP iktidarında, dağdaki çobanla şehirdeki mankenin oyu asla bir olmayacak!
Çünkü halkımız aç, sefil. Türkiye'nin ileri gittiğini söyleyenler iktidar uşakları.
CHP Deniz Baykal'ın elinde kalsaydı asla iktidara gelemezdi. O yalnızca, Silivri zındanlarında inim inim inletilen hamiyetli vatan evlatlarının "avukatı" olmakla yetiniyordu. Oysa Kemal Bey örgüte doğrudan üye olmak istiyor fakat genel merkezinin adresini ve telefon numarasını bulamadığı için henüz kayıdını yaptırabilmiş değil...
Kılıçdaroğlu, Baykal gibi "ana muhalefete razı" gelmiyor. Eh, mazbut adam, onun gibi zamparalığı da yok... Hiçbir harama hiçbir uçkur çözmemiş gazetecilerin gözdesi olmayı da haketti. Onu beğenmeyenler, hemen işlerinden kovulması gereken birtakım iğrenç şişkolar.
Bir kere adam Horasan yaylasının Oğuz Türkleri'nin Kayı boyundan geliyor, değerli araştırmacı Soner Yalçın'ın belirttiğine göre... Dersim'de doğmuş olması bir nüfus memuru hatası.
İkincisi, uzman ve işinin ehli bir sigortacı. SSK'yı batırmış olduğunu söyleyen münafıklara en güzel cevabı, her ev kadınına altı yüz lira maaş bağlayacağını söylemekle verdi. Kadının kocasının bu paradan hiç haberi olmayacak, kadıncağız parayı istediği yere özgürce harcayabilecek.
Daha da ne desin? Örneğin dış politikası, yüce Atatürk'ün "yurtta sulh cihanda sulh" ilkesi uyarınca şekilleniyor.
Çok güvenilir bir adam. Sözünün eri. Sabah söylediğini akşam yalanlaması, dün akım dediğine bugün kakım demesi, tamamen onun espri yeteneğinden ve "iktidarla kafa bulmak" isteğinden kaynaklanıyor.
Bütün göstergeler, CHP'nin 12 Haziran'da ezici bir çoğunlukla iktidara geleceği yönünde... Nitekim Kılıçdaroğlu da "yüzde 30 yetmez, yüzde 40 isterim" şeklinde veciz bir ifadeyle bu gerçeği dile getirmişti.
Bazı karamsar çevreler "yok canım, çıksa çıksa bir CHP-MHP koalisyonu çıkar ama o bile olacak iş değil" şeklinde kötümser yorumlar yapıyorlar ama gerçekçi gözlemciler, CHP'nin tek başına iktidara gelmek üzere olduğu konusunda fikir birliği içindeler.
"AKP kazanır" diyenler de şerefsizler, hükümet yandaşları, iktidar yalakaları, kalemşorlar, şişkolar. Göz göre göre yalan yazıyorlar. İnsan biraz utanır... Hiç AKP'nin bu seçimi de kazanması mümkün müdür? "Yıpranma payı" diye bir şey var, muhasebede bile "amortisman" vardır yahu... Benim emekçi halkım, bu seçimde de AKP'ye oy verecek kadar mı bilinçsiz?
Nitekim bakınız Gürsel Tekin de ne diyor? "13 Haziran sabahı çok kişi utanacak" diyor.
Hani 2007 seçimlerinden önce birtakım gazeteciler "moraranlar olacak" demişlerdi de, moraranlar olmuştu gerçekten... İşte onun gibi.
Sonra da sıra inşallah SABAH gazetesinin Ahmet Çalık'ın elinden alınıp Aydın Doğan'a verilmesine ve o Engin Ardıç denilen adi herifin de demokratik bir şekilde kapının önüne konulmasına gelecek. Hem şişko hem de kilosuna bakmadan yazı yazıyor. (Hatta Silivri'ye de tıksak fena olmaz, nasılsa koğuşta yer boşalacak.)
Üzülmeyin arkadaşlar, şunun şurasında iki buçuk ay bir sıkıntınız kaldı. Kemal gelecek dertler bitecek, Zekeriya Öz trafik polisi yapılacak, bazı yerden bitme yer cücesi gazeteci hanımlara yeni koca bulunacak, Hilton otelinin bahçesinde inşaat başlayacak.
Deeeermişiiim...
Hu huuu!... Bugün 1 Nisaan!...
Engin ARDIÇ / Sabah