Türk sinemasının büyük isimlerinden biri olan usta oyuncu Kemal Sunal, vefatının 16. yılında anılıyor...
216
3 Temmuz 2000'de hayatını kaybeden Kemal Sunal'ın ailesi ve sevenleri, anma için Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında bir araya geldi.
316
Lise yıllarında tiyatro ile ilgilenmeye başladı
Kemal Sunal, 11 Kasım 1944'te İstanbul'da doğdu. Mimar Sinan İlkokulu ve Vefa Lisesi mezunu olan sanatçı, liseyi 11 yılda tamamladı. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü'ndeki eğitimini 12 Eylül 1980'de yarım bıraktı. Üniversite dönemi ve sonrasında Emayetaş Fabrikası'nda çalışan sanatçı, tiyatro ve sinema dünyasına adım atmadan önce elektrikçi çıraklığı yaptı.
416
Usta sanatçı 1985 yılında Ses Dergisi'nde yayımlanan bir röportajında lise yılları ile ilgili şöyle diyor: " Bir ara, Vefa Lisesi'nin en eski adamıydım. Çünkü her sınıfı iki senede geçtim. Bir tek yıl, kalmadan geçebildim. Ama bu benim tembelliğimden, salaklığımdan ileri gelen bir şey değildi. 15¬20 kişilik bir grubumuz vardı. Beraber geçiyorduk, beraber kalıyorduk. Anlaşmış bir gruptu. Bir nevi haylazlıktı tabii… Vefa'yı işte böyle zar zor şartlar altında bitirebildim"
516
Sanatçı, bir röportajında erken yaşta iş yaşamına atılmasını, "Ekonomik durumumuz iyi değildi. Babam Migros'tan emeklidir. Yaz tatillerinde ayakkabı, kitap parasına yardımcı olmak için çalışırdım." sözleriyle anlattı.
616
Henüz lise yıllarında tiyatro ile ilgilenmeye başlayan Sunal, aynı zamanda okulda müsamereler düzenledi, "Zoraki Tabip" tiyatro oyununda rol aldı. Vefa Lisesi'ndeki felsefe hocası Belkıs Balkır aracılığıyla ünlü tiyatrocu Müşfik Kenter'le tanışan sanatçı, profesyonel oyunculuk yaşamına Kenterler Tiyatrosu'nda adım atarak, uzun yıllar burada oyunculuk yaptı.
716
Daha sonra Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda, bir süre Ayfer Feray Tiyatrosu'nda, son olarak da Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev alan sanatçı, burada oynadığı bir oyunda ünlü yönetmen Ertem Eğilmez tarafından beğenilince, beyaz perdeyle tanıştı.
816
Kendini 'sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldu'
Sunal oyunculuğa başlama hikayesini, "Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosu'ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti." sözleriyle dile getirdi.
916
Sinemaya ilk adımını 1973'te attı
Eğilmez'in yönettiği "Tatlı Dillim" adlı filmde, uzun boyundan dolayı basketbolcu rolünü canlandıran sanatçı sinemaya ilk adımını 1973 yılında atarak, kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya devam etti.
1016
İnek Şaban' ile milyonları güldürdü
1116
Rıfat Ilgaz'ın "Hababam Sınıfı" eserinin sinema uyarlamasında canlandırdığı "İnek Şaban" tiplemesi başta olmak üzere, Birçok filmde özgün fiziği ve canlandırdığı tiplerin halka olan yakınlığı nedeniyle kısa zamanda Türkiye'nin en sevilen komiklerinden biri oldu.
1216
"İnek Şaban"ın sevilmesi üzerine birçok filmde, "iyi, saf adam" tiplemesi çizdiği "Şaban" karakterini canlandırdı.
1316
Kendisini, "Ben özel hayatımda çok az konuşan, çok soğuk bir adamım." sözleriyle tanımlayan sanatçı, rol aldığı onlarca filmde milyonları güldürdü
1416
Sunal'ın, Gül Sunal ile 1974'te yaptığı evlilikten Ali ve Ezo adında iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başlayan sanatçının rol aldığı "Süt Kardeşler", "Tosun Paşa", "Salako", "Köyden İndim Şehire", "Çöpçüler Kralı" gibi filmler Türk sinemasına damga vurdu.
1516
Ali Sunal, babasının vefatının 16. Yılında bugün mezarı başında yapılacak olan anma öncesinde babasının fotoğrafını paylaşarak şu sözleri dile getirdi; "Canım babam bugün 16 yıl oldu bana seni kaybettiğimi söyledikleri günden beri. Bu 16 yıl nasıl geçti deseler ilk söyleyeceğim sensiz babamsız geçti olur. İçimde kalbimde yaşadıklarımı en iyi anlatan söz budur. . "
1616
Fotoğrafta sağında solunda duran hanımlar varya işte onlar beni ben onları ayakta tutmaya çalıştık ailemizin direği yokken. Bak böyle yazdım diye sakın bizi merak etme şimdi güçlü dimdik ayaktayız çok şükür. Ama babam kalbimin bi yanı sana sarılamamanın sana bakamamanın ve içimdeki büyük özlemin verdiği acıyla yorgun, kırık..