Geçtiğimiz pazar bir proğramım yoktu. Büroda oyalanırken fotoğraf sanatçısı arkadaşım Ercan Duymaz aradı. Bir proğramın yoksa Kilistra”ya gidelim,, diye. Gidilmez mi? sevdiğim beldelerimizden biri Kilistra. Tarihi ile, doğası ile eşsiz bir bölge. Fotoğrafçı içinde bulunmaz bir yer, adım başı güzel bir kare çıkar insanın önüne.
Kilistra”ya iki yönden gitmek mümkün. Bulumya üzerinden ya da Hatunsaray üzerinden. İki yolda da farklı güzellikler var. Ben genellikle gidiş ve dönüşü farklı yollardan yapmayı severim.
Bulumya üzerinden gitmeyi yeğledik.Ercan arabanın arkasına doldurduğu boş su bidonlarına Bulumya”da şifalı su dolduracaktı. Suyun şifalı olduğu ne kadar doğru bilmiyorum ama hiç boş kalmıyor çeşme.
İlk durağımız Kayalı köyünde bir kadın yolun hemen altındaki bahçesinde avar ekiyordu. İki küçük kızı da ona yardım ediyorlardı. Az ötede çift sürenler vardı. Yanlarına vardık, fotoğraf çektik. Patates ekiyorlarmış. Artık köy yerlerinde iş zamanıydı. Kayalı ve Kumralı Kilistra yolu üzerinde iki küçük köy. Geçmişte yoğun olarak koyunculuk varmış oralarda ama orman bakanlığı, ormanlara zarar veriyor, gerekçesiyle küçükbaş hayvancılığı yasaklayınca geçim derdi başlamış. Her iki köyde de yapılan üretim ancak kendilerine yetecek kadar.
Kilistra tarih ve doğa olarak onlardan biraz daha şanslı.
Köye varınca arkadaşım Şemsettin”in evine uğradık. Ora gittikçe uğramadan geçmem. Kendisi tarlaya gübre atmaya gtmiş. Oğlu Kamil bizi ağırladı. Çay yaptırmış, kahvaltılık birşeyler getrmiş, harman yerinde çimlerin üzerine oturup yedik. O ara yeni seçilen muhtar geldi, tanıştık. Muhtar sorunlarla başlamış işe. Yeni yasa nedeniyle herşey karma karışık olmuş. Köyün otobüsü bile seçimden bu yana çalışmıyormuş. Şehre işi düşen köylüler ulaşımı kendi imkanlarıyla çözmeye çalışıyorlarmış.
Kilistra insanının tutucu bir yanı var. Yabancıya karşı pek açık değiller. Turizm için fazlasıyla kaynak var ama kullanmayı akıllarına bile getirmiyorlar, dahası istemiyorlar. Özellikle hafta sonları çok ziyaretçisi var köyün, gelenlere bir çay satmayı bile beceremiyorlar. Biz harman yerinde çayımızı içerken bile yanımıza iki-üç aile geldi. Gezebilecekleri yerleri sordular, kalkıp ben tarif ettim. Oraya bir garibanı koysalar da gelenleri gezdirse geçimini sağlar.
Roma köprüsünden başlayarak köyün içini dolaştık. Artık işler başlamış köy yerinde. Çoğunluk avar yerlerini hazırlıyordu. Köyde üretilen herşey doğal ama köylü ürettiği şeyi pazarlayamıyor. Köyün düzenli çalışan bir derneği var şehrimizde, umarım onlar olumlu bir çalışma yaparlar.
Yemeğimizi bir çeşme başında yedikten sonra aynı yoldan geri döndük.