Dünya hayatını isteyenler Karuna özenmişler, onun sahip olduğu hazineler yüzünden baştan çıkarak adım adım onu yolunu izlemeye çalışmışlar. O kadar çok Mal mülk hazine debdebe ve bunun yanında İhtişam ve süsü içinde görünce onu çok şanslı sanmışlar. Onlara göre büyük şans, dünyalık ihtişam, bolluk ve refahtır. En şanslı en güçlü sözü dinlenen her şeye sahip olanda Karun gibi hazinelere sahip olan kişilerdir ve bunlar çok şanslıdır.
Ama işin gerçeği böyle mi? Çok şanslı olmanın ölçüsü bu mu? Bunlara sahip olan kişi mi büyük şans sahibi midir?
Şüphesiz dünya hayatının malı ve ziynetinin çeşitleri ne kalıcı, ne süreklidir. Aksine geçici ve sınırlıdır. Eninde sonunda yok olup gidecektir. Öyleyse, bu şeylere sahip olmak nasıl çok şanslı olmanın ölçüsü olabilir ki? Yok olup gidecek şeyler başkaları için nasıl ölçü olabilirki?
Bu tür bolluk ve refaha sahip olmak, mala ve mülke hükmetmek, kalıcı ve devamlı değildir. Mutlaka yok olur.Onun yerine fakirlik ve yoksulluk gelir. Ne olacağı ve nereye gideceği belli iken, sahibi nasıl çok şanslı olabilir?
İhtişamının sonucu bu olduğuna göre, Kârûn, gerçekte çok şanslı değildir. Kârûn gibi mal mülk sahibi olanlar, onun gibi ziynet ve ihtişam içinde yüzenler, aldananlar aksini de düşünse, kesinlikle çok şanslı değildirler.
Gerçekte çok şanslı olanlar, aldatıcı ve geçici şeylere değil, kalıcı ve gerçekçi şeylere sahip olanlardır. Çok şanslı olanlar, hayatın gerçeğini yaşayanlar, onun tat ve lezzetini tadanlardır. Çok şanslı olanlar imanı, hoşnutluğu, huzur ve mutluluğu bulanlardır. Çok şanslı olanlar, kalıcı lezzetleri kazanan ve sonsuz nimetlere konanlardır. Bunlar da ancak sabreden ve salih amel işleyen gerçek müminler içindir. Yüce Allah buyuruyor: "Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Şüphesiz onlar Allaha hiçbir zarar veremezler.Allah, onlara hiçbir pay vermek istememektedir. Onlar için büyük bir azap vardır"[223] "Kafirlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın. Az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır!"[224]
Büyük şans, dünyadaki değil, ahretteki şanstır.Cennet nimet ve zevklerine sahip olma şansıdır. Bu nimetlerden yoksun olanların hiçbir şansı ve payı yoktur.Bu nimetten yoksun olacakları için kafirlerin gerçekte hiçbir şansları ve paylan yoktur.
Dünyada büyük şans, ahlaklı, edepli, erdemli olmak, başkalarına sevgi, acıma, hoşgörü ve bağışlama ile davranmak, huzur, mutluluk ve hoşnutluk içinde yaşamaktır.
Çok şanslı kişi, Allanın bu lütfü kendisine bağışladığı ve bu nimeti verdiği kişidir.Yüce Allah buyuruyor: " İyilikle kötülük bir olmaz. En güzel olanla sav. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün.Bu, ancak sabredenlere vergidir.Bu, ancak o büyük hazzı tadanlara vergidir."[225]
"Biliniz ki dünya hayatı oyundur, eğlencedir, süslenmedir, aranızda böbürlenmedir, mal ve çocuklarda yarışmadır.Tıpkı, ekicilerin hoşuna giden ekini çıkaran bir yağmur gibi. Sonra boy verir, ardından sarardığını görürsün ve ayaklar altında ezilen çerçöp olur. Ahirette büyük bir azap vardır, Allah tarafından bir hoşnutluk ve bağışlanma vardır. Dünya hayatı ancak bir aldanma geçimliğidir"[226]