Kime rağmen, kim için, kimin demokrasisi? ‘3K?’
Geçen yazımdaki 23 Temmuz aydınlık görünmüyor yazıma aldığım müspet tepkilerden ziyade, taraflı ve ön yargı bakış açısıyla hakkımda hüküm yürüten sevgili okuyucu ve köşe yazarı arkadaşlarıma, galiba biraz daha açıklama yapmakta kendimce fayda gördüm. Öncelikle kelimelerle oynayarak ve bir cümlenin içerisinden, bir kelimeyi öne çıkartarak, öncesi ve sonrasındakileri yok sayarak, yapılan yorumlar ancak o yorumcunun kapasitesini ve ön yargısını gösterir.
Şimdi gelelim konumuza. Bir demokrasidir tutturmuşsunuz gidiyorsunuz. Öyle güzel kullanıyorsunuz ki, işinize geldiği zaman tam anlamıyla zerresinde taviz vermeden uygulansın, işinize gelmeyince de, demokrasini verdiği hakkı kullanma adına, kılıç sallamayı, demokrasi adına yapıldığını iddia edecek kadar akıllı olduğunuzu zannederken, karşınızdakinin de buna inanacak kadar geri zekâlı olacağını zannedecek kadar da komik duruma düştüğünüzün bilmem farkında mısınız?
“Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede, eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Temsili Demokrasi, demokratik ülkelerde milletin egemenlik hakkını doğrudan değil de, seçtiği temsilciler (milletvekilleri) aracılığıyla kullandığı bir demokrasi uygulamasıdır. Genellikle nüfusu yüksek ülkelerde kullanılır. Demokrasi; seçimlerin sonucunda halkın, temsilcileri vasıtasıyla yönetime katılması hadisesi olayıdır. Halkın siyasî partiler kanalıyla seçtiği milletvekillerini aracılığıyla, temel hak ve hürriyetlerinin korunmasını; halk kitlesinin görüş ve kanaatlerinin ülke yönetimi ve işleyişi üzerinde etkili olması gerektiğini öne süren demokrasi, bu "güzel rüya"sını tarihsel süreci içerisinde henüz tam anlamıyla gerçekleştirme imkânını bulamamıştır.”
Sahi gelin şu yazımın başlığı olan soruya dürüstçe bir cevap bulalım. Yukarı paragraftaki demokrasi tanımı bana ait olmayıp, genel kabul görmüş resmi lügatlerde geçen bir tanımdır. (İnternetten arama motorundan indirebilirsiniz.) Şimdi, siz demokrasiyi halk adına yaparken halkı yok sayacaksınız. Niye? Demokratik hakkımı kullanıyorum… kılıfıyla. Hatta demokrasi gereği seçilip gelen ve halk temsilcisi vekilleri dahi yok sayarak, kral edasıyla ülke menfaati ve halkın genelini ilgilendiren hayati meselelerde dahi, tek adam tek beyin ve tek irade uygulamasını dayatacaksınız. Ve bunu adı demokrasinin gereği ve demokratik hak olacak. Ama bu sözde demokratik davranışınıza tepki olarak meclise girerek size alet olmayan partilerin bu meclise girmeme hakkını kullanması sizce demokratik olmayacak öylemi??? Komik olmayın yaa. Mevcut yasaları biz mi çıkardık, bizden öncekilerin çıkardığı ve daha önce uygulananı devam ettiriyoruz diye masumane! tavırla yutturmaya çalışacaksınız. Ama yemezler beyler yemezler... Yemediler de zaten ve elinizde patladı. Yasalar demokratik değilse ki değil, tek başına çoğunlukla yetkilendirildiniz, değiştirseydiniz ya! Hani bazı konularda tek oturumda değiştirdiğiniz yasalar gibi bunlarıda ele alsaydınız. Türban konusunu, cani Aponun kellesinin sallandırılması konularında, ürkeklikle suçladığınız partilere erkekliğinizi gösterseydiniz ya.
Haa neymiş, her işte olduğu gibi siyasette sırf lafla, kelimeleri takla attırmakla olmuyormuş. O şu aralar sıkışınca çok kullanmaya başladığınız demokraside işte öyle lafla olmuyor. Asıl aktarmam gereken önemli bir konuda, ben hiçbir zaman askerimizin ve ordumuzun uzun ya da kısa vadede ülke menfaatlerine olmayan hiçbir konuda hiç kimseyle hiçbir polemiğe gireceğini zannetmiyorum ve savunmuyorum. Çünkü bu ülkenin gerçek sahipleri ve teminatı onlardır. Bizim ülkemiz demokratik kurallarla öyle propagandayla ve seçim meydanlarında siyasiler tarafından kazanılıp kurulmadı. Savaş meydanlarında, inançla ve kılıçla askerimizin kanı pahasına kazanıldı ve kuruldu. Onu kuran ve yaşatan korumasını da bilecektir. Demokrasi kılıfı altındaki, art niyetlere karşıda her zaman olduğu gibi bundan sonrada gereğini yapacağından asla şüphem yoktur. Türkiye genelinde yapılan anketlerde “En güvenilir kurum hangisidir? Sorusunun cevabı benim bu görüşümü doğrulamaya yeterde artar bile. Siyasi kurumların güvenirliliği ile Askerimize olan güvenilirlik oranı işte o ilk baştaki sorumun cevabıdır. Kime rağmen kim tarafından kimin demokrasisini savunuyorsunuz siz?..
ADAM GİBİ******************
“Durgun denizlerde, usta kaptan yetişmez”
*****************HİKMETLİ SÖZLER