Konya ile ilgili olarak, geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında kendini bilmez bir şahıs ileri geri konuşmalar yapmış.
Habertürk televizyonunda bir programda yorum yapan bu şahsın, Konya ile alıp veremediği ne var, o bilinmiyor. Ancak Konya’ya karşı bir düşmanlığının olduğunu çekinmeden milyonların karşısında ifade edebilmiş.
Konya ile ilgili olarak sarf edilen bu ifadeler, bir medya mensubuna hiç yakışmıyor. Zira tarafsız haber verme veya yorum yapma kültürü, bu ülkede herkesin ama en çok ta medyada görev yapanların dikkat etmesi gereken bir kavramdır. Kent düşmanlığı yapmanın kimseye bir faydası olmaz. Kent düşmanlığı yapanlar, kendilerinin önyargılı kişiliğe sahip olduklarını bir çırpıda gözler önüne seriverirler. İşte bu kişi de şehir düşmanlığı yaparak, sadece kişilere değil, kentlere de önyargılı baktığını göstermiştir. Bu durum aslında ele alınması gerekli çok ciddi bir konu olarak karşımıza çıkmıştır.
Konya ile ilgili olarak nedense bazı konular, hep olumsuz yansıtılmak suretiyle Konya’nın imajı, itibarı düşürülmeye çalışılmaktadır. Oysa Konya; Türkiye’nin en büyük coğrafyasına sahip, büyük, geçmişte Selçuklu Devleti’ne başkent olmuş, dolayısıyla geniş ve sağlam kültüre sahip, yüzyılların birikimini kimliğinde saklayan, Türk insanının manevi duygularını içerisinde barındıran nadide kentlerimizden biridir.
Konya kültürel ve sosyal açıdan da Türkiye’nin en önde gelen kentlerinden biridir. Geçmişte başkentlik yapmış olması, ilim irfan yuvası olarak yüzyıllardır var olması, ama her şeyden daha çok insanlığa kardeşlik ve hoşgörüyü yaymaya çalışan Hz. Mevlana’ya yurt olması, kentin kültürünün temel taşlarını oluşturmuştur. Şurası unutulmamalıdır ki, kentlerin de ruhu vardır. İnsanlar yaşadıkları çevreden çok büyük oranda etkilenirler. Bu sosyolojik bir olgudur. Konya’nın yüzyıllardır sahip olduğu birikim, burada yaşayan insanı da olumlu yönde etkilemektedir.
Ekonomide de Konya çok önemli bir yer işgal etmektedir. Büyük sanayi tesisleri, yan sanayinde Türkiye’ye, hatta tüm dünyaya verdiği hizmet ve hatırı sayılır destekle, ülke ekonomisine yaptığı katkıyı kimse görmezden gelemez. Konya’nın tahıl ambarı olarak, tüm Türkiye’yi beslediğini hatırlatmadan geçmemek gerekir.
Tüm bu pozitif yanlarını ele alarak Konya’nın tanıtımını küçük büyük herkesin yapması gereklidir. Habertürk televizyonunda Konya’yı alaycı bir ifade ile küçük düşürücü laflarla yok saymaya çalışan bu kişiye verilecek en büyük cevap, Konyamız’ın geldiği noktaları ulusal basına bir kampanya yaparak göstermek olduğunu düşünüyorum. Ulusal basında Konya hak ettiği ölçüde gündeme getirilmelidir. Konya Türkiye’nin ilk beşi arasında olan bir kenttir. Konya’nın imaj sorunu olmadığı halde, çeşitli zamanlarda fırsatçı yaklaşımlarla muhafazakâr kimliği ile ilgili olur olmaz haberlere prim verdirilmemelidir. Hatırlarsanız yaz aylarında yapılan bir festivalde, konserde oynayan genç başörtülü bir kızın göbeği açık fotoğrafları, ulusal basında geniş yer almış sanki bir alay konusu yapılmıştı.
Konya’ya hakaret eden bu şahsa verilecek en iyi cevap, Konya’mızı her platformda en iyi şekilde tanıtmaktır. 2006 yaklaşırken özellikle başka illere veya yurtdışına iş yapan firmalar, promosyonlarını Konya’yı tanıtacak şekilde hazırlamaları, bilimsel kongrelere Konya’dan katılan bilim adamlarımızın tebliğlerine Konya’yı tanıtan bir iki slayt ile başlamaları, Konya için önemli bir artı olacaktır.