Kimsesiz çocukların "gönüllü annesi"

Antalya'da yaşayan emekli hemşire 78 yaşındaki Bilge Turgut, "sevgisiz büyümesinler" diye 18 yıldır kimsesiz çocukların kaldığı yurtlarda gönüllü çalışıyor- Kimsesiz çocukların "hemşire anne" diye seslendiği Turgut:- "Öldüğümde cenazemin yetiştirme yurdun

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da hemşire emeklisi 78 yaşındaki Bilge Turgut, 18 yıldır gönüllü çalıştığı çocuk evleri sitesindeki kimsesiz çocukların "hemşire annesi" oldu.

Farklı hastanelerde hemşirelik yapan Bilge Turgut, emekliliğinin ilk günlerinde önünden geçtiği çocuk yuvasındaki çocukları dışardan görünce destek olmak istedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğüne başvuran Turgut, gönüllü hemşire olarak kimsesiz çocuklarla ilgilenmeye başladı.

Yaklaşık 18 yıldır yağmur çamur demeden haftanın 3-4 günü "evlatları"nın kaldığı yuvaya gelen Turgut'un gönüllü annelik mesaisi sabah 07.30'da başlıyor.

"Çocuklar uyanırken beni görmeleri gerek." diyen ve bu nedenle kuruma erken saatte gelen Turgut, çocukları öperek uyandırıyor. Turgut, çocukları okula göndermeden önce tırnaklarını kesiyor, saçlarını tarıyor, kahvaltılarını yaptırıyor, sağlık durumlarıyla ilgileniyor, dertlerini dinleyip oyunlar oynuyor.

Gösterdiği anne şefkati, sevgisi, ilgisi, güleryüzü ve tatlı diliyle kimsesiz çocukların "hemşire annesi" olan Bilge Turgut'un vasiyeti ise cenazesinin çocuk yuvasından çıkartılması.

- "Çocuklar burada en çok sevgiye muhtaçlar"

Turgut, sevgi dolu mesaisine tanıklık eden AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarla geçirdiği her an çok mutlu olduğunu söyledi. Gönüllü olarak hizmet verdiği çocuk evleri sitesinin kendisi için huzur yuvası olduğunu belirten Turgut, ömrünün sonuna kadar "iyilik mesaisini" sürdüreceğini vurguladı.

Çocukları mutluluklarında da üzüntülerinde de yalnız bırakmadığını dile getiren Turgut, "Bana 'hemşire anne' ya da 'Bilge anne' diye sesleniyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Onlar beni seviyor, ben de onları seviyorum. Çocuklar burada en çok sevgiye muhtaçlar, ilgi bekliyorlar. Ben de onlara muhtaç oldukları bu duyguyu vermeye çalışıyorum." dedi.

Kurumda görev yapan bütün müdürlere, "Cenazemin yuvadan çıkmasını istiyorum." vasiyetinde bulunduğunu ifade eden Turgut, şöyle devam etti:

"Çocuklarımı son anda görecekmişim gibi geldiği için, bu düşünceyle vasiyetimi bu şekilde yazdım. Onlar da vasiyetimi yerine getireceklerini söylediler. Umarım cenazem çok sevdiğim çocuklarımın kaldığı çocuk evleri sitesinden uğurlanır."

Eşinin kendisine "Bu kadar erken gitmene gerek yok.", arkadaşlarının ise "Bugün gitme, dışarıya çıkıp gezelim" dediğini söyleyen Turgut, ancak kendisini çocuklarla mutlu hissettiği için düzenli bir şekilde çocuk evleri sitesine geldiğini dile getirdi.

Turgut, bazen hasta olup da gidemediği günlerde çocukların kendisini merak ettiğini ve telefon açıp "Neden gelmedin. Seni özledik." dediklerini aktardı.

Kendisini en fazla büyüyünce yurttan ayrılan çocukların üzdüğünü dile getiren Turgut, şunları söyledi:

"Çocukların büyümelerine tanıklık ettikten sonra yurttan ayrılınca hüzünleniyorum ama yurttan ayrılıp devlet memuru, öğretmen, doktor olan çocuklarım ziyaretime geldiklerinde de çok mutlu oluyorum. Benim iki tane çocuğum var ama buraya başladıktan sonra 3 bin 750 çocuğum oldu. Bu çocukları kendi çocuğum gibi sevdim. Yıllarım onlarla geçti. Belki öz çocuklarımla onlar kadar ilgilenemedim."

- "Devlet çocuklara son yıllarda çok iyi bakıyor"

Devletin son yıllarda çocuklara çok iyi baktığını ve her türlü ihtiyaçlarını fazlasıyla karşıladığını belirten Turgut, şöyle devam etti:

"Ölsem bile gözüm arkada değil. Devletimiz çocuklara çok iyi bakıyor. Onların en fazla ihtiyacı olan sevgi. Bayramları da çocuklarımla geçirmeye çalışıyorum. Selami diye 4-5 yaşlarında bir çocuğum vardı. Bir gün bana 'Benimle uyur musun?' dedi. Çok duygulandım, 'tabii' dedim. Bana sarıldı, saçımı okşadı, hasret duyduğu anne kokusunu içine çekti, yüzümü sevdi ve öylece uyuyakaldı. O çocuğun yaşadığı mutluluk benim için her şeye değerdi."

Bir gün ortaokul öğrencisi bir çocuğun tırnaklarını keserken çocuğun kendisine "Hiç miden bulanmıyor mu?" diye sorduğunu söyleyen Turgut, şunları kaydetti:

"'Niye bulansın, siz benim çocuklarımsınız' diye yanıtladım. 'Büyüyünce bana ne getireceksin?' diye sordum. O da 'çikolata' dedi. Büyüdü ve memur oldu. Bir bayram günü elinde bir çift çorap ve çikolata ile ziyaretime geldi. Çok duygulandım ve mutlu oldum. O gün ne kadar doğru ve güzel bir iş yaptığımı anladım."

Turgut, her şeyi çocukların gülümsemesi için yaptığını sözlerine ekledi.


AA

Gündem Haberleri

Depremde vefat eden 408 öğretmenin ismi anıtta yaşatılacak
Enes Güran’ın gözünün altındaki iz, diş izi mi?
Tüm yurt kardan nasibini aldı
CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti