Hikâyeyi Atasoy Müftüoğlu anlattı…
Doğu Almanya’dan bir adam Sibirya’da çalışmaya gönderiliyor.
Mektubunun denetçiler tarafından okunacağını biliyor ve arkadaşlarına şöyle diyor:
Gelin bir şifre oluşturalım.
Benden mavi mürekkeple yazılmış bir mektup aldığınızda orada yazdıklarımın gerçek olduğunu bilin.
Ama kırmızı mürekkeple yazılmışsa yalandır.
Bir ay sonra ilk mektubu alıyorlar.
Her şey mavidir. Mektupta şunlar yazıyor:
Burada her şey harika!
Dükkânlar güzel yiyeceklerle dolu.
Sinemalar batıdan güzel filmler gösteriyor.
Apartmanlar büyük ve çok rahat.
Tek satın alamayacağınız şey kırmızı mürekkep.
***
28 Şubat dönemi uygulamaları daha çok konuşulur…
Basın organlarının maruz kaldığı ‘akreditasyon’ uygulaması da bu dönemin en keskin yönlerinden biriydi.
Bugün Konya’da Anadolu Kartalı Tatbikatı var…
Ve öğreniyoruz ki; 28 Şubat’ın bir kesif bilmecesi daha Konya’da çözülecek.
Bugünkü programa daha önce akreditasyon uygulaması çerçevesinde Genelkurmay faaliyetlerini izleme izni verilmeyen Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, Kanaltürk, STV, Cihan Haber Ajansı gibi yayın organları da davet edildi.
Akreditasyon uygulaması maalesef ‘bölücülüğün’ nadir örneklerindendi.
En son, Mart ayında Kabil’deki helikopter kazasında şehit düşen 12 asker için Barış Gücü Tugay Komutanlığı’nda düzenlenen törende görmüştük bu uygulamayı.
Törene “akreditasyon” uygulaması gerekçe gösterilerek, pek çok basın-yayın organı alınmamıştı.
Şimdi yeni bir normalleşme örneği daha yaşıyoruz.
Hayırlı olsun.
***
Dün Meram Araştırma Hastanesi’ne düştü yolumuz…
Her şey harika!
Randevu cihazları ‘hatasız çalışıyor’…
Poliklinik önlerinde birkaç kişi ya var ya yok…
Hastanenin etrafı da araç trafiği için fevkalade düzenlenmiş.
Bir tek araç için dahi park sorunu söz konusu değil.
Hastanede hasta yoğunluğu yok ama havalandırma da çok iyi düşünülmüş…
Hastane değil şifahane…
Randevumatikten ‘tak’ diye aldığınız sıranızı daha kontrol ederken poliklinikte isminizi görüp, doktorun tedavisine bırakıyorsunuz kendinizi.
Yukarıdaki hikâyeyi hatırlayın.
Kırmızı mürekkep yok, o yüzden siyah yazıyorum.