Tezgahlarda gördüğünüz ve çoğu zaman uzak durduğunuz bazı sebzelerin aslında şifa kaynağı olduğunu unutmayın.
Kestane: Kışın her köşe başında görmeye alışkın olduğumuz, yanından geçerken kokusuyla cezbeden kestane, karbonhidrat kaynakları arasında. Oldukça masum gözüken kestanenin üç orta boyu, 1 dilim ekmeğe eşit. Kestane; folat, lif, riboflavin ve tiamin bakımından zengin. Kestanenin 100 gr.’ı; 194 kalori, 2.9 gr. protein, 42.1 gr. karbonhidrat ve 1 gr. lif içerir. Yağ oranı düşük olmasına rağmen kalorisi yüksek. Kestane toplandıktan sonra nişastası şekere dönüşür ve hafif tatlı tadını alır.
Yer elması: Lif, B1 ve B6, C vitaminleriyle manganez bakımından zengin. Patates gibi toprak altında yetişen bir sebze. Özellikle menopoz dönemindeki ve öncesindeki kadınların kullanması öneriliyor. Kan basıncını düzenleyici etkisi var. Demir içeriğiyle anemisi olanlar için önemli, haftada iki kez tercih edilmeli. Anne sütünün kalitesini ve miktarını artırır. Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur. 100 gr.’ında 75 kalori, 2.3 gr. protein ve 16.7 gr. karbonhidrat bulunur.
Kereviz: 2 bin 500 yıl önce Hipokrat, kereviz için “Gergin sinirlerin ilacı” demişti. Maydanozgillerden, kokulu ve otsu bir bitki. C ve K vitaminlerinin mükemmel kaynağı. Lif, potasyum, folat, molibden, manganez ve B6 vitaminin çok iyi; kalsiyum, magnezyum, triptofan, fosfor, demir, A, B1 ve B2 vitaminlerinin de iyi kaynağı. 100 gr. kereviz yaklaşık 40 kalori, 1.8 gr. protein ve 8.5 gr. karbonhidrat içerir. Gut, osteoartrit ve romotoit artrit gibi inflamatuar hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Kan basıncını dengeleyici etkisi mevcut.
Çalışmalar, diüretik aktivitesiyle ödem atıcı etkisi olduğunu gösteriyor. İçerdiği aktif bileşen ‘phthalides’le arterler etrafındaki kasları rahatlatır ve damar genişliği sağlar. Diğer bir bileşen ‘acetylenics’ de tümör hücrelerinin çoğalmasını durdurmaya yardımcı. Kerevizin tohum, yaprak, sap ve köklerinden yararlanılır. Kereviz yaprakları, sebzenin en besleyici kısmını oluşturur. Tohumundan çay, natürel ilaç ve eter yağı elde edilir. Sapları; sert-gevrek bir dokuya sahip ve lezzetli. Biraz tuzlu bir tadı var.
Kuşkonmaz: A, B, C, ve K vitaminleri bakımından zengin. Lif, manganez, bakır, fosfor, potasyum ve proteinin de iyi kaynaklarından. Bir porsiyon kuşkonmazda günlük folat ihtiyacının yüzde 66’sı bulunur. Potasyum açısından da zengin bir kaynak ve sodyum oranı oldukça düşük. İçeriğindeki folat, hücrelerin düzgün bölünmesi için gerekli. Özellikle hamile kalmayı planlıyorsanız veya hamileliğin erken safhalarındaysanız kuşkonmazı öğünlerinizden eksik etmeyin. ‘Pürin’ içeriği nedeniyle gut hastalarının dikkatli tüketmesi önemli. Kuşkonmaz, ‘inulin’ isimli özel bir karbonhidrat çeşidi de içerir. Bu karbonhidrat, kalın bağırsakta bulunan faydalı bakteriler tarafından sindirilir. Beslenmemizde yeterli miktarda ‘inulin’ bulunursa bu iyi bakterilerin gelişimi ve aktivitesi artar, zararlı bakterilerin bağırsaklarda tutunması zorlaşır. Aynı zamanda iyi bir ödem attırıcı. 100 gr. kuşkonmaz 26 kalori, 2.5 gr. protein ve 5 gr. karbonhidrat içerir. Kalp hastalığınız varsa kuşkonmaz ve eti birlikte tüketmenizi öneririm.