ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Can Öztürk, Türkiye'de her yıl yaklaşık 150 bin kişinin Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) nedeniyle yaşamını yitirdiğinin öngörüldüğünü belirtti.
Öztürk, 21 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu hastalığın kanser ve kalp krizi kadar ciddi olduğunu, sigaraya bağlı en sık ölüme yol açan, kalıcı ve ilerleyici akciğer hasarı ile karakterize bir solunum yolu hastalığı olarak tanımlandığını söyledi.
KOAH hastalarının yaklaşık yarısının bu hastalıkla beraber yaşadıklarını farkında olmadıklarını dile getiren Öztürk, hastalık gelişiminde en önemli faktörün tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı olduğuna işaret etti. "Tüm dünyada ve ülkemizde çok yaygın görülen KOAH ağırlıklı olarak sigaraya bağlı olarak gelişiyor." diyen Öztürk, sigara içen kişilerin yaklaşık yarısında 40 yaş sonrasında KOAH'ın ortaya çıkabildiğine dikkati çekti.
Öztürk, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, KOAH'ın dünya genelinde 2000'li yıllarda en önemli dördüncü ölüm nedeni olarak saptandığını ve 2020 yılında da üçüncü sıraya çıkacağının öngörüldüğünü ifade etti.
Türkiye'de Sağlık Bakanlığınca yürütülen ve 50 bin haneyi kapsayan "Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet-Etkililik Projesi"nde, KOAH'ın köylerde ve kentlerdeki tüm ölümlerin yüzde 5,8'inden sorumlu olduğu bilgisini paylaşan Öztürk, "Ülkemizdeki en önemli 3'üncü ölüm nedeni olduğu vurgulanmıştır. Türkiye'de her yıl yaklaşık 150 bin kişinin KOAH nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir." diye konuştu.
Öztürk, genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıkan bu hastalığın, Avrupa ve Amerika'ya göre belirgin şekilde daha genç nüfuslu Türkiye'de bu kadar ön planda olmasını, düşündürücü bulduğunu belirtti.
Bunun en önemli nedeninin tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı olduğunu vurgulayan Öztürk, "Dünyada 200-300 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 5 milyon KOAH hastası olduğu öngörülmektedir. Ülkemizdeki yaş ortalamasının artması ve özellikle de 60 yaş üstü nüfusun hızlı artışı sebebiyle dünya ortalamalarına göre zaten yüksek olan KOAH'lı hasta sayısında ve KOAH nedenli ölümlerde patlama yaşanması kaçınılmaz olacaktır." dedi.
- "Sağlık bütçeleri içerisinde yüzde 4-5 gibi önemli bir yere sahip"
KOAH'ın ölümlere yol açmasının yanı sıra tüm dünyada önemli bir sakatlık nedeni olduğunun altını çizen Öztürk, "KOAH hastalığının tedavi masrafları yönünden toplam sağlık bütçeleri içerisinde yüzde 4-5 gibi önemli bir yere sahip olduğu unutulmamalı." açıklamasında bulundu.
Hastalığın genellikle 60 yaş üstü sigara içmiş veya içmeye devam eden, tozlu ortamlarda yaşayan veya çalışmış kişilerde ortaya çıktığına işaret eden Öztürk, ABD'de ve bazı ülkelerde "emekli hastalığı" olarak bilindiğini söyledi.
Öztürk, 40 yaş sonrası hareketsiz yaşantısı olan ve daha ileri yaşlarda düzenli yürüyüş veya aktiviteler yapmayan kişilerde hastalık riskinin arttığı uyarısında bulundu.
- "KOAH'lı hastaların yarısı sigara içmeye devam ediyor"
Türkiye'de 2 KOAH'lı hastadan sadece birinin hekime başvurduğunu ifade eden Öztürk, "Tüm dünyada bu oran yaklaşık 4 hastadan 1'i şeklinde. Yani ülkemizde hastalığın farkındalığına yönelik son yıllarda yaptığımız çalışmaların, hastalar açısından yararını görmüş durumdayız." şeklinde konuştu.
Özellikle sigara içenlerin, 40 yaşın üstündekilerin yolda yürürken, merdiven çıkarken, biraz uzun mesafeli efor gerektiren işleri yaptıklarında meydana gelen tıkanma, erken yorulma ve nefes darlığı şikayetinin, ileri yaş ya da sigaradan kaynaklandığı şeklinde yorumlanabildiğini belirten Öztürk, bunların altta yatan nedeninin KOAH'ın ilk belirtileri olabildiğini söyledi.
Erken tanının tedavi başarısını artırdığına dikkati çeken Öztürk, "Ne kadar erken tanı konulursa tedavi de o kadar başarılı olup, hastalığın ilerlemesi önlenebilir. Ancak ülkemizde ne yazık ki tanı konulan ve tedaviye alınan KOAH'lı hastaların yarısı sigara içmeye devam etmektedir." dedi.
Öztürk, sağlıklı bir kişinin günde yaklaşık 22 bin kez nefes aldığını aktararak, "Ancak KOAH'lı hastalar için bu günde 22 bin kez yaşanan bir zorlanmadır. Çünkü, bu kişiler rahat nefes alamazlar." diye konuştu.