Kupa maçına değineceğim. Öncelikle teknik direktör değişikliğini değerlendirelim. İstanbul’da, Kasımpaşa maçından sonra, Mesut Bakkal’ın basın toplantısına katıldım. Korkak futbolun sebebini sordum. Her zamanki gibi suçu oyunculara attı. Bu kez açıkça “Başarısız olduğunuzu düşünüyor musunuz?” dedim. Neyse ki “evet” dedi.
Yaklaşık üç haftadır Mesut Hoca’nın takıma hükmedemediğini sert şekilde söylediğim için Bakkal’ın gidişinin ardından bana “Yine gönderdin Hoca’yı” diyenler oldu. Evet, hoca da sorun olduğu belliydi. Bunu kendileri de biliyordu. Hatta yardımcıları bazı yöneticilere nerelerde hata yaptıklarını bile söylemiş. O yüzden bunun basınla falan ilgisi yok. Milyon dolar alan insanlar işini iyi yapacak. Yapamıyorsa gidecek. Asgari ücretle çalışmıyor ki, ekmeğinden olmasın diye hataları tolere edilsin. İstikrar saçmalıklarına girmeyelim. İstikrar, istikrarı düşünen hoca ile olur.
Ve Aykut Kocaman. 2005 yılından bu yana O’nu çok değişmiş gördüm. Fenerbahçe tecrübesi Kocaman’ı hayli olgunlatırmış. İnşallah Konyaspor’a faydalı olur. Taraftarı olan kulüplerde başarılı olamayacağı öngörüsü bende de var. Fakat ismi gündeme gelen adaylar arasından en uygun olan Kocaman’dı ve yönetim doğru bir iş yaptı. Zaten hocanın güven ve moral telkin ettiği daha imza töreninde belli oldu. Bütün yöneticiler takim elbise giyip Torku Arena’daki yerini almıştı. Bakkal’ın imzasına gitmeyen Başkan Ahmet Şan da bu kez oradaydı. ‘Kocaman’ bir teknik direktör geldiği ortadaydı.
ALTAY GALİBİYETİ
Altay maçını merak ediyordum. Oyuncularda teknik direktör değişiminin olumlu etkisi olup olmayacağını görmek istiyordum. Beklediğim gibiydi. Özellikle, Bakkal’ın oynatmayı beceremediği Hleb’de büyük bir değişim vardı. Bir ön libero kadar koştu ve çok az top kaybıyla oynayıp bir de asist yaptı. Genel olarak tüm takım istekliydi. Aykut Kocaman ise diziliş olarak farklı bir hamleyle sahaya çıktı. Santrforsuz sahaya çıktı gibi göründü ancak Djalma gibi bir yeteneği gol bölgesinde değerlendirmenin meyvesini aldı. Demek ki takımı daha önceden takip ediyormuş. Marica’nın yokluğunda Rangelov’un yetersiz kaldığını iyi tespit etmiş olmalı. Rakip zayıf olsa da 10 kişi kalan Torku Konyaspor’un kazanması moral açısından önemliydi.
Anladığım kadarıyla, Aykut Kocaman takımın durumunu görmek ve mutlaka üç puan alması gereken Karabük maçında nasıl oynaması gerektiğini belirlemek için tam kadro çıktı. Tabi geldiğini hissettirmek için de kupada gruplara kalmak iyi bir fırsat oldu. Konyaspor için bu yıl ligin çok ama çok önemli olduğunu unuttuğunu sanmıyorum.
Twitter: @selmansel
Facebook: selman.akyuz
Mail: selmanselimakyuz@hotmail.com