"Türkiye'nin sektörde dünya çapında söz sahibi olmasına rağmen işleyemediğimiz için katma değer sağlayamıyoruz" diyen Türkoğlu, sektörde kolaya kaçıyoruz ifadesini kullandı.
-Yiğit Türkoğlu Mermer-Granit'i kısaca tanıyabilir miyiz?
Şirketimiz 1983 yılında 4 kardeşin bir araya gelerek kurduğu küçük bir aile işletmesidir. Kardeşlerden biri mimar olması nedeniyle diğer kardeşlerin de usta olması, bu alandaki tecrübeleri bir araya getirerek kurulan bir işletmedir. İşin plan ve uygulama boyutu ise 33 yıla dayanan baba mesleğidir. Biz de ikinci jenerasyon olarak işimizin başındayız. Yine son yıllarda kendi sektörümüze yakın olan inşaat sektörüne girdik. Projeler başlattık ve şu anda da inşaat yapıyoruz.
-Mermer işi nerede başlıyor. Firma olarak bu işlerin neresindesiniz?
Mermer doğal taş sektörüyle uygulama faaliyetleri çok keyifli ama bir o kadar da zor sektördür. Herkesin evinin her köşesinde rahatlıkla görebileceği bir işi yapıyoruz. Zevkli ama bir o kadar da emek isteyen bir sektörde hizmet veriyoruz.
-Dekor olarak kullanılan mermerler var mı?
Mermer, son zamanlarda tüm yapılarda şıklığından dolayı kullanılır hale geldi. Bundan 10 yıl önce beton kullanılıyordu şimdilerde mermer kullanılmaya önem gösteriliyor. Binalar için daha şık projeler çıktığından dolayı beton kullanılmıyor.
- Türkiye olarak mermer potansiyelimiz nasıl ve Konya'da nerelerde çıkarılıyor?
Gödene’de bir ocağımız var. Devletten kiralanıp özel işletmeler tarafından yapılıyor. Türkiye olarak dünya pazarında hatırı sayılır mermer rezervlerine sahibiz. Aynı zamanda renk olarak da farklılığa sahibiz. Doğal bir üründe, farklı renkler ve taşlar olması diğer ülkelerden daha çok tercih sebebi oluyor. Bu rezervler dünya pazarında söz sahibi olmamıza yetiyor. Yaklaşık 5 milyon metreküp rezervimiz var. Şu anda dünya pazarının yüzde 40’ına denk geliyor. Türkiye’nin maden ihracat payı yüzde 3 oranındadır. Bu oranın da yarısını mermer ihracatı oluşturuyor. Sektör olarak Türkiye’nin yüzde bir buçuk payını mermer sağlıyor. Konya olarak çok fazla rezerve sahip değiliz ama Karaman ilimizde rezervler var ve çıkartılıyor.
-Kalite olarak müşteriye yansıması nedir?
Mermerde muadil ürünlerde var fakat mermerin verdiği havayı yansıtmıyor. Zaman olarak da mermerin ömrü diğerlerine göre çok fazladır. Bu açıdan betonla veya diğer muadil ürünlerle kıyaslanırsa mermer hepsinden daha hesaplı ve uzun ömürlüdür.
-Sağlık açısıdan mermerin faydaları ve zararları nelerdir?
Haliyle doğal üründür. Hayatımızda ormanın, yeşilin önemi kadar yararları vardır.
-Tarihi yapılarda mermere çok yer verilmiştir. Bölge olarak madenlerden çıkan taşlar kültürümüzü yansıtıyor mu?
İklim şartları mermerin kalitesinde ya da renk farklarında etkilidir. Ayrıca mermerin tarihi belge ve bilgiler açısından da çok önemli bir yeri vardır. Misal, Mısır Piramitleri binlerce yıldır ayakta duruyor. Bu piramitler tamamen granit bloklarından yapılmıştır. Efes Antik Tiyatrosu, Side Antik Tiyatrosu, Aspendos gibi bir çok tarihi eser granit ve mermer kullanılarak yapılmıştır. Sadece ülkemizde değil dünyada taşın önemi açıkça görülüyor. Yine bu anlamda Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı hatta Taç Mahal, bile Türkiye’den çıkarılan taşlarla yapılmıştır. Ülkemizden çıkan değerli taşların dünyanın her yerinde izi var. Buna bölgelerimizden çıkan taşlardan örnekler de vermek istiyorum. Misal, Elazığ'da Vişne Taşı vardır. Marmara, Muğla Beyazı, Denizli Travertenleri, Aksaray Yaylak gibi ürünlerimiz bütün dünya tarafından kullanılan ve beğenilen granitlerimizdir.
-Bu taşların işçiliğinde nerelerdeyiz? Restorasyonlarda iyi sonuçlar veriyor muyuz?
Restorasyonlarda iyi olduğumuzu düşünüyorum. Binlerce yıllık bir malzemenin aynı şekilde yeni ürünlerle tadilat yapmak biraz ilginç olur. Teknolojinin gelişmesiyle de kalite artmasına rağmen aslına uygun restore çalışması el işçiliği ve sanata dayanıyor. Bunu teknolojiyle aslına uygun yapmak pek mümkün değil.
-Teknoloji olarak siz neler kullanıyorsunuz?
Mermer olarak isteğe göre ne gerekiyorsa onu kullanıyoruz. El işçiliği olarak yapılan pek bir şey kalmadı. Fabrikasyon ürünler ocaktan çıkıyor, ürün ebatlı hale getiriliyor daha sonra uygulama alanında projelendiriliyor.
-İlginizi çeken yapılar en çok hangi yapılardır?
Dünyanın neresine giderseniz gidin hangi müzeye bakarsanız bakın, mermerden bir uygulama kesinlikle görünür. Bunların en önemlisi mezarlardır.
-İnsanlar mermerden en çok neler yaptırıyor?
Bireysel olarak ev dekorasyonlarıyla ilgili mutfak tezgâhlarına ağırlık veriyorlar. Genel inşaatı baz alırsak da pencere, merdiven basamağı, asansör kaplaması gibi çok alanlarda kullanıyor. Bunun yanında havuz kaplamaları, hamam kaplamaları var. Sektörün uygulanamayacağı yer yok. İnsan işçiliği gerektiren ve personel olarak sıkıntılı bir sektör.
-Sektörde iş güvenliği için neler yapılıyor?
İş güvenliği alanında profesyonelleşmiş firmalar var bu firmalarla anlaşıyoruz. Personele her türlü eğitim veriliyor. Korunmak için gerekli malzemelerin kullanılmasına özen gösteriyoruz.
-Şirketinizde kaç personel çalışıyor?
Konya’da uygulama işinde 50’den fazla personelle çalışıyoruz. Tabi proje bazında personelleri arttırıyoruz.
-İnşaat sektörüne bakış açınız nedir?
Her geçen yıl her işletmede daralmalar oluyor. İnşaat sektöründe çok büyük kazançların olduğunu düşünmüyorum. Herkesin en iyi bildiği işi yapmasını gerektiğini söyleyen biriyim.
-Sektörün katma değer olarak ekonomiye katkısı nedir?
Yukarıda dünya bazında yüzde 40 oranında katkısından bahsettik. Fakat, blok olarak ihraç edildiği için katma değeri yüksek değil. Yanı mermeri çıkarıp satıyoruz. Bu yüzden katma değer yaratamıyoruz. Blok ihracatın yerine işleyip satabilirsek hem istihdamı arttırırız hem de katma değer olarak yüksek girdi sağlayabiliriz. Bazı etkenler bizi sektörde kolaya kaçmaya yönlendiriyor ve direkt olarak ham olarak satmaya götürüyor. Buna en iyi örnek İtalya’dır. Biz yüzde 40 rezerve sahip olmamıza rağmen İtalya kadar kar etmiyoruz. Çünkü, İtalya mermeri işleyerek pazarlıyor.
Röportaj-Ahmet Gökbaş-M.Ali Elmacı