Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan önemli bir süreçten geçildiğine dikkat çeken TGK Genel Başkanı Kolaylı, “Ülke olarak önemli günler yaşıyoruz. Bu ortamda medyamız çok önemli rol üstlenmekte ve halkın haber alma özgürlüğü doğrultusunda fedakârca görev yapmaktadır. Darbeye milletimizle birlikte karşı duran medyamız, sorunlarının çözümünü beklemektedir. Dayanışma günü olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nda çözüm bekleyen sorunlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörümüzde yaşanan sıkıntıların bir an önce çözümlenmesi, demokrasimizin gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Özgürlüklerden çalışma şartlarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve uygulamaya konulmalıdır” dedi.
Kolaylı, “Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar ve yaptıkları haberler konusunda uzun yıllar hep hür olma mücadelesi vermişlerdir. Ülkemiz medyası özellikle 12 Eylül döneminde büyük baskılar yaşamıştı. Gazeteciler ne yazık ki günümüzde de yazdıkları yazılar, yorumlar ve haberler yüzünden yargılanabilmektedir. Bu durumun sona erdirilmesi ve basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması için özgürlükçü bir basın yasasına ihtiyaç duyuyoruz. Son dönemde tutuklanan, ancak terör ve darbe girişimi ile ilgisi olmayan meslektaşlarımızın durumu da belirsizliğini korumaktadır. Yaşadığımız süreçte kurunun yanında yaş da yanmamalı, suçlu ile suçsuz birbirinden çok iyi ayrılmalıdır. Terör örgütleriyle ve darbe girişimiyle ilgisi olmayan meslektaşlarımızın serbest bırakılmaları ve tutuksuz yargılanmaları en büyük arzumuzdur. Öte yandan, 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini teminat altına almaktaydı. Ancak günümüzde meslektaşlarımız 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir. Demokratik toplumlarda halkın haber alma hakkı basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür.10 Ocak Basın Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak umuduyla meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım” diye konuştu.