Kolon kanserinde "polip" uyarısı

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gümüş:- "Kolorektal kanserlerin yüzde 95'i poliplerden oluşuyor. 50 yaş ve üzeri her 5 kişiden birinde polip bulunur. Yaş ilerledikçe polip görülme sıklığı da artar"

ANKARA (AA) - DUYGU YENER - Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, kolorektal (kalın bağırsak) kanserlerin yüzde 95'inin poliplerden oluştuğunu belirterek, "50 yaş ve üzeri her 5 kişiden birinde polip bulunur. Yaş ilerledikçe polip görülme sıklığı da artar." dedi.

Prof. Dr. Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalın bağırsak kanserlerinden korunmada tarama yöntemlerinin önemine dikkati çekerek, aşırı kilo, sigara ve alkol tüketimi, yüksek lifli gıdalardan kaçınılması durumlarında kansere yakalanma oranının en aza ineceğini söyledi.

Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtilerin tümörün evresine göre değiştiğini aktaran Gümüş, "Tümör, bağırsak içene doğru büyürken bulgu vermezken, tam tıkandığında oluşan, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler verebilir. Burada klinik açıdan önemli bir durum, sağ taraftaki bağırsak çapının soldan daha geniş olması ve geçişle ilgili belirtilerin daha geç olmasıdır." diye konuştu.

Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtilerin dışkı ile fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik şeklinde de ortaya çıkabildiğini ifade eden Gümüş, kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik ve kilo kaybının da diğer bulgular arasında yer aldığını söyledi.

Gümüş, "Kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 95'i poliplerden oluşuyor. 50 yaş ve üzeri her 5 kişiden birinde polip bulunur. Yaş ilerledikçe polip görülme sıklığı da artar." uyarısında bulundu.

- Diyabeti olanlar risk grubunda

Kalın bağırsak kanserlerinde uygulanan tedavi yöntemlerine ilişkin de bilgi veren Gümüş, buradaki ana hedefin tümörün vücuttan uzaklaştırılması olduğunu belirtti.

Tedavi esnasında uygulanan kemoterapide ise kullanılan ilaçlarla kanser hücrelerinin tahrip edilmeye çalışıldığını anlatan Gümüş, kemoterapinin, yalnızca tümör bölgesinde değil, bunun dışındaki bölgedeki kanserli hücrelerde de etkili sistemik bir tedavi yöntemi olduğunu kaydetti.

Kalın bağırsak kanserlerinde uygulanan bir diğer yöntemin de radyasyon tedavisi olduğuna dikkati çeken Gümüş, yüksek enerjili ışınların kullanılmasıyla kanser hücrelerinin yok edilmeye çalışıldığını, bu yöntemin de sadece uygulandığı bölge üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Gümüş, radyoterapinin hastalık belirtilerinin giderilmesinde de kullanıldığını söyledi.

Gümüş, diyabet hastalarının da kolorektal kanserlere yakalanmada risk grubunda yer aldığını ifade ederek, "Diyabetli bir kişide diğer insanlara kıyasla kolon kanseri gelişme riski yüzde 38 daha yüksek. Erkek diyabetli hastalarda rektal kanser gelişme riski yüzde 20 daha yüksek bulunmuştur." dedi.

AA

Sağlık Haberleri

Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri
Egzersiz ne zaman yapılır?