Yarın ve pazar günü ‘Konya Barosu’nda seçim var.
Seçimde Birlik Grubu’nun adayı Suat Altınsoy, İlke Grubu’nun adayı Mustafa Aladağ, Demokratlar Grubu’nun adayı Ziya Sevgili olmak üzere 3 aday yarışacak.
Seçimin “Birlik” grubu ile “İlke” grubu arasında geçmesi bekleniyor.
Adaylar mesleki projelerini açıkladı.
Elbette ki meslektaşlarının sorunları ve çalışma şartlarıyla ilgili mücadele verecekler.
Meslektaşları proje ve vaatleri değerlendirecektir.
Ama yeni yönetimi bekleyen önemli başka bir ödev ve sorumluluk var.
FETÖ’yle mücadele…
Maalesef Konya Barosu, geçtiğimiz dönem FETÖ’cülerin elindeydi.
Şimdi tutuklu olan baro başkanı Fevzi Kayacan, ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, hükümetine karşı; hem de başbakanın şehrinden Pensilvanya’nın sözcülüğünü yapmaktan çekinmedi.
Tabi o zamanlar Konya’da meydan boştu.
Meydan FETÖ’cülerindi.
15 Temmuz’dan sonra kahramanlık yapanların çoğu o dönemler yoktu.
Allah’tan bir grup avukat çıkıp gerekli cevabı verdi de kamuoyu da biraz mutlu oldu.
Tabi ki, güvendikleri bir şeyler vardı.
“Başbakanınız gelse ne yazar” diyen işadamlarının güvendiği şey ne ise baro başkanının da güvendiği şey oydu.
Onu da “15 Temmuz”da gördük.
Biz Memleket gazetesi olarak, olayın bizzat içinde olduğumuz için durumun vahametini biliyorduk.
FETÖ’cü avukatların, bizi FETÖ ile mücadelemizden geri döndürmek, yılgınlığa sebep olmak için nasıl bir mücadele verildiklerini biliyorduk.
Göğüslerini gere gere, göstere göstere avukatlıklarını yaptıkları, bu toprakların gördüğü en büyük, en adi ihanet örgütü FETÖ’nün firari örgüt elemanları için Konya mahkemelerinden nasıl “lehte” kararlar çıkarttıklarını da biliyorduk.
O yüzden Kayacan’ın Pensilvanya sözcüsü yaptığı gibi açıklamaya “hop” dedik.
O yüzden 15 Temmuz’un hemen sonrasında “Temizlikte Konya Barosunu unutmayın” dedik.
15 Temmuz sonrası her türlü takdiri hak edecek Türkiye çapında başarıya imza atan Konya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Konya Emniyeti, Konya Barosu’nda da başarılı operasyonlara imza attı.
Sonrasında bu avukatlarla çıkan gerçekleri, kamuoyu gördü, okudu, davanın ilerleyen sürecinde yeni bilgiler de ortaya çıkacaktır.
Bazı avukatlarda tıpkı avukatlıklarını yaptıkları firari FETÖ’cüler gibi tabanları yağlayıp kaçtı.
Şimdi, baro seçimini kim kazanırsa kazansın yeni yönetimi önemli bir görev bekliyor.
Mesela bir örnek vereyim.
Bugün FETÖ davasının en önemli zanlısı, anahtar ve kilit ismi, hatta davanın beyni diyebileceğimiz Memduh Oğuz, halen Konya Barosu’na kayıtlı…
Diğerleri öyle…
Tabi ki devam eden dava var…
Belki davanın sonucunun bekleneceği işler var ama “beklenmemesi” gereken işler var.
Baronun “Disiplin Kurulu” diye bir kurulu var.
Herhalde bu kurul, avukatların giydiği takım elbiseyi, saç rengini, bıyık uzunluğunu incelemek bulunmuyor.
Disiplin Kurulu ve diğer kurullar seçimden hemen sonra mesaisine başlamalı.
FETÖ’nün F’si, çöpünün kurusu dahi kalmamalı Konya Barosu'nda…
Zaten biz yeterli süre geçtikten sonra yeni yönetime, “FETÖ’yle mücadele kapsamında kaç avukat hakkında, hangi disiplin soruşturmalarını yaptınız, ne kararlar verdiniz, kimleri ihraç ettiniz?” diye soracağımızı şimdiden ilan ediyoruz.
Seçimler şimdiden Konya’ya hayırlı olsun.
***
KMÜ’DE YOLSUZLUK İDDİALARI SAVCILIKTA
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi BESYO sınavlarındaki usulsüzlük iddialarını haber yapmış, belgelerden bazı örnekler sunmuştuk.
Üniversite yönetiminin bu konuyla ilgili soruşturma başlattığını yazmıştım ancak öğrendiğim kadarıyla son 3 yılı kapsayan usulsüzlük iddialarıyla ilgili sadece son 1 yılı ele alarak konuyu geçiştirme ve üstünü kapatma eğitiminde olaya yaklaşmış.
Zaten üniversite rektörünün haberimizle ilgili hakaret dolu yaptığı açıklamada bunu açıkça belli etmiş, haberin içine baka baka diğer 2 yılı görmezlikten gelmişti.
Memleket’in haberini ihbar kabul eden Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını öğrendik.
Çok sevindik, mutlu olduk.
Şimdi FETÖ’yle bağlantısının olup olmadığını çıkarmak önemli.
Ben daha önce konuyla ilgili yazımda da belirttim.
Bu çaptaki bir usulsüzlük FETÖ parmağı olmadan yapılamaz.
Bu inancımı tekrarlıyorum;
Eğer derinlemesine bir inceleme yapılırsa, usulsüz şekilde okula alınan öğrenciler derinlemesine analiz edilirse, üniversitede dilekçelerde, sınav komisyonlarında, belgelerde kimlerin imzalarının olduğu derinlemesine incelenirse inanıyorum ki FETÖ bağlantısı ortaya çıkacaktır.
Karaman’daki savcılarımızın olayı hassasiyetle inceleyeceğine inanıyorum.
Artı bir bilgi, bu haberi yapma sürecinde edindiğin izlenim odur ki; tıpkı Konya ve SÜ gibi, Karaman ve KMÜ de FETÖ’nün etkin yapılandığı illerden olmuş.
Bu noktada, mücadele yeterli mi?
Bence hayır!