Türkiye'de başörtüsü yasağının geçmişten bugüne içeriği doldurulmuş bir tanımı yapılamadı.Daha doğru bir ifadeyle, başörtüsünün doğru tanımlanmasına başörtüsü yasaktır diyen çevreler izin vermedi. Başörtüsü yasağının nereden ve nasıl geldiği, neden kamusallaştığı bir türlü anlatılamadı. Mazlumderin raporuna bakıyorum. 1980 yılında kamu çalışanlarına "Kılık-Kıyafet Yönetmeliği" adı altında uygulanan başörtüsü yasağı 22 Temmuz 1981 tarihinde TC Bakanlar Kurulu'ndan çıkan bir kararla üniversitelerde de yaygınlaşmış. Çalışma ve eğitim hakları gasp edilen mağdureler bu yıllarda tepkilerini hukuki yollardan bireysel olarak dile getirmişler.Ancak bir netice elde edememişler. 1987'ye kadar yoğun bir şekilde uygulanan başörtüsü zulmüne mağdur kişiler ve halk tarafından açlık grevleri, protestolar ve Cuma eylemleriyle tepki gösterilmiş. Müteakip yıllarda bazı alanlarda yasak delinse de sorun hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırılamamış. Dolayısıyla yapılan meşru mücadeleden de hiçbir zaman vazgeçilmemiş. Yani gördüğünüz gibi başörtüsü mağdurlarının anneleri de bir zamanlar başörtüsü mağduru olmuş. Liseli yıllarımızda, çocukları bugün başörtüsü mağduru olan hanımların Atatürk Kız Lisesi önünde açlık grevi yaptığına tanık olduk. 2000li yıllara Türkiye bu yasakları taşımaz, diyen herkes, bugün yasak alanlarının ne kadar da genişletildiğini üzülerek görüyor. Başörtüsü mağdurlarının 90lı yıllardan bu yana tuttukları notlar, yüzlerce kitap oldu. Başörtüsü yasağının kuşattığı alanı teneffüs eden herkes, bu zulüm karsısında duyarlı olan herkesi tavır almaya çağırıyor. Tabi ki başta siyasi iradeyi. Türkiye genelinde yapılan Beyaz Yürüyüşlerle Başbakanın bahsettiği toplumsal mutabakatın oluştuğunun işareti görülüyor. Başörtüsü yasağının kamusallaştığı zaman bile vardı bu mutabakat. Hükümet de görüyor toplumsal mutabakatı. Kanun çıkarırsa, Cumhurbaşkanından döner mi, ardından Anayasa Mahkemesinden, Danıştaydan? Yeni düzenleme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınır mı? onun hesabını yapıyor. Kamuoyu bu konuda sabırsız oysa. Sabrını yıllardır zorluyor. Demokrasilerin referandum diye bildik bir enstrümanı var. İşte, Hürriyetin internetten yaptığı anketten yüzde 92 yasağa karşıyım çıktı. Referandum da yüzde 90 aynı sonucu verecektir, kuşkusuz. Yakında yapılacak bir referandumdan Başörtüsüne özgürlük kararı çıkacağı kesin. Hükümet, yasağı ancak referandum yoluyla kaldırır! Tek yol bu. Hükümet referandumu göze alabilir mi, bekleyip göreceğiz. Biz Hükümeti beklemeyeceğiz. Biz, bugün anketten çıkan sonuçları, muhtemel bir referandumdan çıkacak sonucu göstermek için yürüyeceğiz. Konya 11 Ekim 1999 El ele Yürüyüşünden bugüne böyle bir tablo görmedi. Bugün Beyaz Yürüyüşe çıkacağız. Rektörlük binası önünden Alaaddini dolaşarak Kayalıparka yürüyeceğiz. Herkesin duası aynı olacak. Herkes aynı adımı atacak. Konya beyaz yürüyecek bugün.