Konya'da Hazreti Mevlana’nın 749. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri Şeb-i Arus (düğün gecesi) ile sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Şeb-i Arus gecesine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Konya Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol mensupları, yerli ve yabancı çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı.
Konya'da bu yıl "Dostluk Vakti" temasıyla düzenlenen anma törenleri için kente çok sayıda yerli ve yabancı turist geldi. Mevlana Müzesi başta olmak üzere, kentin tarihi ve turistik alanlarında yoğunluk yaşandı.
Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2022 Şeb-i Arus gecesi saat 20.00'de Kur'an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un konuşma yaptığı gecede bu yıl törenlere katılamayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajı okundu.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Hz. Mevlâna gibi Allah dostlarının, hayatlarında olduğu gibi, vefatlarıyla da insanlara çok kıymetli hikmetler bahşettiğini söyledi.
“ARİFLERİN NEZDİNDE ÖLÜM GİBİ DUYGULARA YER YOKTUR”
Hz. Mevlana’nın, kendi ölüm gecesini düğün gecesi anlamına gelen “Şeb-i Arus” olarak tarif etmesinin, bu mesajların en çarpıcı olanları arasında olduğunu dile getiren Başkan Altay, “Ölüm, çoğu insan için sevdiklerinden, dostlarından ayrılmak, dünya nimetlerinden mahrum kalmak manasına gelse de Hazreti Mevlana gibi arifler nezdinde böyle duygulara yer yoktur. İslam’ın nuruyla feyizlenmiş gönüllerden sarf edilen bir kelam, dünyevi kaygıları, anlamsız endişeleri ortadan kaldırmaya yeter.” ifadelerini kullandı.
“KONYA’MIZ HZ. MEVLÂNA’NIN ÇAĞRISINA GÖNÜL VERİP GELENLERİ DOSTÇA BAĞRINA BASIYOR”
Peygamber Efendimizin “Müminler ölmez. Geçici dünya evinden, baki olan ahiret yurduna göç ederler” Hadis-i Şerifini hatırlatan Başkan Altay, “Hayatı olduğu kadar ölümü de güzelleştiren bu aydınlık düşünce, tamamen bize ait, bizim irfânımızın bir ürünüdür. Bu güzel düşüncenin parıltıları ne mutlu ki dünyanın bütün kıtalarına, bütün ülkelerine ulaşabiliyor. Her yıl, dünyanın farklı coğrafyalarından yüz binler, vuslat heyecanıyla şehrimize geliyor. Konya’mız da kapılarını ardına kadar misafirlerine açıyor, Hz. Mevlâna’nın çağrısına gönül verip gelenleri dostça bağrına basıyor. Hazreti Mevlana’yı, Hakk’a vuslatının 749. yılında rahmetle anıyorum.” diye konuştu.
Başkan Altay, konuşmasının sonunda, uzun yıllar boyunca Mevlana’yı anma törenlerine katılarak Mevlana dostlarıyla buluşan ve geçtiğimiz aylarda ebediyete irtihal eden Ömer Tuğrul İnançer’e de Allah’tan rahmet diledi.
“MEVLANA TÜM ZAMANLARA VE İNSANLARA HİTAP EDEN EVRENSEL BİR MİRAS BIRAKTI”
Konya Valisi Vahdettin Özkan, insan, kainat, hayat ve ölüm tasavvurunu gönül penceresinden tasvir eden Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin, tüm zamanlara ve insanlara hitap eden evrensel bir miras bıraktığını ifade ederek, “Hz. Mevlana; bütün insanlığı kucaklamış ve tüm insanlık tarafından derin bir teveccühle karşılanmıştır. Onun insanlara tavsiye ettiği yol; manayı, varlığın gerçek sahibini, hakiki dostu aramaya dayalı bir yoldur. Hz. Pirin yaklaşımında; enaniyet ve ihtirasın vesayetinden kurtulup başta insan olmak üzere mevcudata hikmet ve muhabbetle bakmak esastır. Hz. Mevlânâ’nın asırlar önce tüm insanlık için çizdiği istikamet, modern toplumların bireye kazandırmayı hedeflediği değerleri de içermektedir. Hz. Mevlâna’nın irfan yolu, yolda kalmışlara ve yol arayanlara her asırda rehberlik etmiştir” ifadelerine yer verdi.
“MEVLANA’NIN İŞARET ETTİĞİ GİBİ YARADANA HÜRMETİMİZDEN DOLAYI YARATILMIŞ OLANA SAYGI DUYARIZ”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anadolu topraklarında insanların din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı olmadığını belirterek, "Bizim düşünce kodlarımızda insanları renginden, ırkından, dilinden ötürü aşağılamak yoktur. Bizim ticaretimizde komşumuzdan, dostumuzdan, arkadaşımızdan daha fazla kazanmak için her şeyi mubah gören bir tutum meşru görülemez. Bizim gönlümüzde, kalbimizde bizim gibi yaşamayan, düşünmeyen bir insanın düşman görülmesi diye bir şey asla olmamıştır. Tarih boyunca ne dün ne bugün kendi varlığımızın gerekliliği olarak bir ötekine ihtiyaç duyulmamıştır. Düşmanlık algısı bizim varlık sebebimiz değildir. Çünkü biz, toprağın, çiçeğin, hayvanların, insanların, yaratılmış olan her şeyin sahibinin Allah olduğuna inanır ve bu inanç doğrultusunda Mevlana’nın işaret ettiği gibi Yaradan'a hürmetimizden dolayı yaratılmış olana saygı duyarız. Bizim en büyük farkımız budur. Dünyanın tüm farklı kültürlerine karşı saygı ve hoşgörü içerisinde davranmamıza neden olan anlayışın altında bu inanç yatmaktadır. Mekke’den Balkanlar’a, Afrika’dan Endülüs’e, Orta Asya’dan Anadolu topraklarına uzanan bu ruhun etkisini kırmak isteyenlerin bugün dünyayı getirdiği nokta ortadadır. Günümüzde dünya nüfusunun sadece yüzde birlik kesiminin serveti 7 milyar insanın servetinin toplamına eşittir. Dünya genelinde temiz suya erişme sorunu yaşayan insanların sayısı 3 milyara yaklaştı. Sömürgecilik, kolonyalizm, savaşlar nedeniyle yaklaşık 1 milyara yakın insan açlık karşısında yaşam mücadelesi vermektedir. Milyonlarca insan evlerini terk edip göç etmek zorunda kalıyor. İnançları, düşünceleri, derisinin rengi nedeniyle milyonlarca insan, insanlık onuru ayaklar altına alınarak ayrımcılığın her türlüsüne maruz bırakılıyor. İnanıyoruz ki yeryüzü bu kadar zulmü, adaletsizliği ve kaosu kaldıramaz. Hiçbir insan bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların uykularına bomba seslerinin eşlik etmesini kabul etmiyoruz ve biz buradan, Konya’dan, Anadolu coğrafyasından insanlığa sesleniyoruz, artık bu kaosa bir son verilmeli. Çatışmalara, savaşlara, bencilliğe, sömürüye, ayrımcılığa karşı insanların daha büyük acılar yaşamaması için dünyada bazı şeylerin değişmesi gerektiğini haykırıyoruz. İşte bugün bize düşen en önemli görev, insanlığın muhtaç olduğu bu sesin dünyanın dört bir yanında yankılanması için bu değişim mührünü vurmaktır. İnanıyoruz ki daha fazla bomba, savaş, işgal, gözyaşı değil; dünyayı sevgi, hoşgörü ve adalet güzelleştirecektir. Bize aşkı, kardeşliği, merhameti anlattığı için, bu toprakların hamurunu muhabbetle yoğurduğu için Mevlana’ya sonsuz şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
"İNSANIN İNSANA KULLUĞUNU REDDEDİYORUZ. AZGINLIĞI, HAKSIZLIĞI VE KÖTÜLÜĞÜ REDDEDİYORUZ"
Son olarak kürsüye gelen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, çok istemesine rağmen programa katılamayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek sözlerine başladı. İyiyle kötünün, hakla batılın savaşının bugün de sürdüğünü belirten Şentop, "Kötülük dün olduğu gibi bugün de kıtalar arası dolaşıyor ve örgütlü. Küresel çağdaş Moğollar bugün de değişik yıkımlara imza atmakla meşgul. İşgal, açlık, savaş, iç savaş ve başka trajediler, bugün de dünyamızın ne yazık ki ‘alışılmış’ görüntüleri arasında. Ama biz alışmadık, alışamadık bu görüntülere. Değişik şekillere bürünerek, örgütlü küresel kötülük bizim üzerimize de gelse, başka mazlum bir topluluğun üzerine de gelse; gerek diplomasi masalarında, gerek sahada, gerekse başka bütün platformlarda reddediyoruz, karşı koyuyoruz ve elimizden geldiği kadar mücadele ediyoruz. Rumeli’nin ve Anadolu’nun ruhunu mayalayan Alp Erenler, Horasan erleri, kurucu bilgelerimiz Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Mevlana Celaleddin Rumi bize bu memleket özelinde ve yeryüzü genelinde bir şey bıraktılar. Bizi bir arada tutan bir şey. Bu değerler manzumesi, bizim kötülüğe, zulme alışmamıza izin vermiyor, müsaade etmiyor. Alışmadık ve alışmayacağız. İnsanın insana kulluğunu reddediyoruz. Azgınlığı, haksızlığı ve kötülüğü reddediyoruz. Sadece yüce yaratıcının önünde eğilen bu aziz millet, ruh köklerinin dün olduğu gibi bugün de farkında. ‘Gel’ çağrısına uyup yüzyıllardır bu şehre, bu yeşil kubbenin altına geliyoruz” ifadelerini kullandı.
“MEVLANA İSLAMSIZLAŞTIRILAMAZ”
“Her sözünü, eninde sonunda büyük Kur'an hakikatine bağlayan Hz. Mevlâna’yı; bugün tüketim toplumunun bir nesnesi yapma çabalarını, Hz. Mevlâna’dan bir yaşam koçu çıkarmak isteyenleri görüyoruz.” diyen Şentop, “Onu bir kişisel gelişim gurusu veya psikologların referans kaynağı yapmak isteyenleri, O’nu İslam’dan soyutlayıp modern bir filozof derecesine indirgemek isteyenleri görüyoruz. Oysa Mevlana’nın temel içeriği ve anlam zemini olan İslam göz ardı edildiğinde, o hayran olunan perspektiflerin de fişi çekilmiş olur, hepsi değersiz hâle gelir. Mevlana İslamsızlaştırılamaz. Onun şu sözleri ilave tek bir ek kelimeye bile gerek duyurmayacak kadar net ve açıktır. Şöyle der aziz Pir; ‘Ben sağ olduğum müddetçe Kur-an’ın kölesiyim. Ben Muhammed muhtarın yolunun tozuyum. Benim sözümden bundan başkasını kim naklederse, ben ondan da bizarım, o sözlerden de bizarım.’ dedi.
“BU ŞEHİR AYDINLIĞINI, BEREKETİNİ VE BÜYÜK ÇAĞRISINI HİÇ KAYBETMEYECEK”
Hz. Mevlana’nın şehri Konya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Şentop, “Burası evimiz, gönül yurdumuz. Buradaki her insanın, kopup geldiğimiz ruhlar âleminden bir kardeşimiz olduğunu, buradaki her insanın, şüphesiz gideceğimiz ahiret yurdundaki bir komşumuz olduğunu biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki bu şehrin sinesinde Hz. Mevlâna ve Hz. Şems, yani bir mumun tutuşturduğu diğer mum oldukça, bu şehir aydınlığını, bereketini ve büyük çağrısını hiç kaybetmeyecek. Bugün Şeb-i Arus. Bugün er kişinin kendi ölüm gününü ‘düğün gecesi’ olarak tanımladığı gün. 749 yıl önce bugün dünyadan ayrılırken, ölümü bir ayrılık değil, bir buluşma, şenlik ve düğün gecesi yani ‘Şeb-i Arus’ olarak değerlendiren o büyük Hak dostunun yaktığı gönül çerağı; kalpleri ve şehirleri aydınlatmayı sürdürüyor.” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: HER ŞEB-İ ARUS'DA HAZRETİ MEVLANA'NIN MİLLETİMİZLE BİRLİKTE TÜM İNSANLIĞA BIRAKTIĞI BU KIYMETLİ HAZİNENİN ÖNEMİNİ DAHA İYİ ANLIYORUZ.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hz Mevlana'nın 749. vuslat yıl dönümü münasebeti ile yayımladığı mesajda şu ifadeleri kullandı: Sevgili Konyalılar, saygıdeğer misafirler, nazik davetiniz için teşekkür ediyor, sizlerin şahsında tüm Mevlana bendelerini en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Vefatının, yani maşukuyla vuslatının 749'uncu sene-l devriyesinde büyük mütefekkir, büyük mutasavvıf ve gönül sultanımınız Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri'ni bir kez daha kemal-i edeple yad ediyorum.
Rabbim'den, bizleri, hepimizi, Hazreti Mevlana ve onun gibi nice gönül erinin şahitliğine mazhar eylemesini niyaz ediyorum. Yine bu gece vesilesiyle ezanımız, vatanımız ve bayrağımız uğrunda can veren aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Asırlar boyunca gönüllerimizi ilimle, irfanla, hikmet pınarından süzülen aşk damlalarıyla yeşerten tüm âlimlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Hazreti kalplerimizde harladığı aşk ateşi, aradan geçen 7,5 asra rağmen gönüllerimizi arındırmaya devam ediyor. Her Şeb-i Arus'da Hazreti Mevlana'nın milletimizle birlikte tüm insanlığa bıraktığı bu kıymetli hazinenin önemini daha iyi anlıyoruz.
Özelikle bölgemizde çatışmaların kol gezdiği günümüzde Hazreti Pir'in şu tavsiyelerine kulak vermemiz gerektiğine inanıyorum.
"Sevgiden acılıklar tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir. sevgiden tortulu bulanık sular, arı duru su haline gelir. Sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölüler dirilir. Sevgiden padişahlar kul olur...
Evet, "aşk medeniyetinin müntesipleri olarak önce kendi aramızda sevgiyi tesis edecek, ardından da komşularımızdan başlayarak tüm insanlığa sevginin, aşkın ve şefkatin diliyle sesleneceğiz. Hazreti Mevlana'nın rehberliğinde mazimizi olduğu gibi istikbalimizi de sevgi üzerine, merhamet üzerine, dayanışma üzerine inşa edeceğiz. Kardeşliğimize halel getirmediğimiz, mazlum ve mağdura gönlümüzü açtığımız, birbirimize sahip çıktığımız müddetçe, Allah'ın izniyle kimse bizi bölemez; ne içerden, ne dışardan kimse bizi yıkamaz.
Bugün Konya'da bulunan siz Mevlana dostları başta olmak üzere milletimizin tüm fertlerinden fitne tüccarlarına prim vermeden, ebedi ve ezeli kardeşliğimize sahip çıkmasını özellikle rica ediyorum.
Bu düşüncelerle, Hazreti Mevlana başta olmak üzere, tüm gönül sultanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle, tazimle yâd ediyorum. Bu güzel Şeb-i Arus Törenini tertipleyen kurumlarımıza, emeği geçen herkese, sanatçılarımıza teşekkür ediyorum.
Bu gece yapılan duaların, Sema'ların, evrad-i şeriflerin Allah katında kabul ve karin olmasını diliyorum. Rabbim, ülkemizi, milletimizi, uhuvvetimizi ve muhabbetimizi daim etsin diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum."
Mevlana'yı anma törenleri Şeb-i Arus gecesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Türk Müziği Topluluğu konser verdi. Şeb-i Arus Tasavvuf Konserinin solisti yaklaşık 50 yıldır olduğu gibi yine Ahmet Özhan oldu.
Saatler 21.45'i gösterdiğinde Sema Programı (Mukabele-i Şerif) başladı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Yusuf Kayya yönetiminde Hammammîzâde İsmail Dede Efendi'nin Ferahfeza Ayini Şerifini icra etti.
2022 Şeb-i Arus sema programı Ömer Faruk Belviranlı'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ve dua ile sona erdi.