Edik edik gaynana,
Ön dişi gedik gaynana,
Oğlun lokum getirmiş,
Sensiz yedik gaynana…
Gaynanam hamama varsa,
İki ayağı birden gaysa,
Parlak babıcı bende galsa,
Ben giysem de oğlu baksa….
Gelin –kaynana atışmaları,taşlamaları ne de güzel anlatılmış değil mi?
Bu ‘’Konya Folkloru’’adlı kitaptan aldığım bir türküden. Türkü açısından, İlçeleriyle,köyleriyle oldukça zengin bir kaynak bizim memleket. Bu yüzden de ilk olarak türkülerimizden bir alıntı ile başladım.
Türküler,maniler,atasözleri,efsaneler,yemek kültürü,yaşam tarzı...Halk kültürümüzün zenginliğini gösteren unsurların başında geliyor.
Damınızda ot muydum?
Üstünüzde yük müydüm?
Bir gız size çok muydum?
Gal,gızın evleri gal
Şen oğlan evleri şen…Biricik kızlarını everen ana babasına, sitemin en duygulu hali değil midir,bu söyleyiş?
Vaktiyle gençlerimiz,genç kızlarımız ,kadınlarımız bağrı yanmış olanlarımız ne de güzel ,ne de yalın anlatmışlar,içlerini dökmüşler türkülerimizle.Konuşarak,anlatarak,yazarak ifade edilmesi zor olan duygu ve düşüncelerini,iç yangınlarını ,heveslerini,isteklerini,sevdiklerini türküye dökmüşler.
Gışlanın önünde sıra söğütler
Oturmuş binbaşı asker öğütler
Vadeli vadesiz ölen yiğitler;
Gışlanın önünde sıralı selvi
Kimimiz nişanlı,kimimiz evli
Of gençliğim vay,
Savaşta olmanın,asker olup yurdundan yuvasından ayrı kalmanın, insanın içini nasıl da yaktığının en içli söyleşiyi böyle olsa gerek.
Yöresel Folklor,ulusal kültürün oluşmasında, büyük bir öneme sahip. Ziya Gökalp folklorü ‘’Milli Hars ‘’ olarak nitelendirir.Tarihin en eski medeniyetlerinden biri olan ‘’Konya Folkloru’’ aynı şekilde derin ve kapsamlı.Fakat; globalleşen dünya ,teknolojinin gelişimi,milletleri millet kılan özelliklerin de eriyip kaybolmasına neden oluyor.Bu yüzden de bizi biz yapan kültürümüzün derlenmesi,gelecek kuşaklara aktarılması,yaşatılması için titiz çalışmalara ve özel gayretlere ihtiyaç var.Bir an önce eski gelenek ve göreneklerin araştırılıp derlenmesi,yazılı hale getirilmesi,belli bir sistematik yapıya kavuşturulması,üniversitelerin bu konuyla ilgili çalışma yöntemleri geliştirmesi lazım.
Cumhuriyet Döneminde Konya ‘da pekçok araştırma,derlemeler var bu konuda. ‘Konya Halkiyat ve Harsiyatı( Nüzhet ERGUN-Mehmet Ferit UĞUR,1926)’’ önemli bir kaynak eser,lakin arkası gelmemiş bunun da.
Elimizdeki kitap,bu anlamda ikinci sırada gelen en önemli kaynak eserlerden biri .Konya halılarından, keçeciliğe, kuşçuluktan koyunculuğa; geçmişteki yaşam tarzımızdan halk hekimliğine kadar pek çok muthevayı içeriyor.
Konya’nın kimlik oluşumu asırlar öncesine dayanmakta. Asırlar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılıp,yenileri eklenerek ,şiirleriyle, destanlarıyla ,türküleri,mutfağı, töre ve inançlarıyla vücuda geliyor bu kimlik. Konya, köklü bir medeniyet yurdudur,medeniyetlere yön veren bir yurttur.Bu yüzden de hakkında ne kadar çok araştırma yapılsa,ne çok eserler verilse yine de azdır.
Gelelim kitabımıza;
Ağustos 2013 ‘te Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkartılmış‘’Konya Folkloru’’. Yazarı Seyit Küçükbezirci.
Kitapta, İmbik İmbik damıtılarak,süzgeçlerden geçirilerek yoğrulan bir kültürün varlığıyla oluşan ,Konya geçmişi, hafızası sergileniyor önümüze.
2 ayrı eserin birleştirilmesiyle oluşturulmuş kitabımız.İlki Konya Merkez Türküleri;ikincisi Folklor Güldestesi.
İlk kısım; 1960 Yılında yayınlanan Issız Yuvalar/Konya Türküleri Kitabı’nın genişletilmiş bir versiyonu…
Girişte türkülerin derlenmesi sırasında karşılaşılan güçlüklerden bahsedilmiş ve derleme esnasında hiçbir yazılı kaynaktan istifade edilmeden,hepsi halkın bizzat kendi ağzından çıktığı şekli ile kaleme alınmış.Halkın, kültürün esasını oluşturan yapıtaşı olduğu bilinci ile özüne dokunulmamış.
Türküler,hikayesi,açıklamaları ve kelime anlamlarıyla birlikte verilmiş. Araştırmaları,sesleri ve sazlarıyla emeği geçen kişilerin isimleri de yazılmış.
İkinci kısım; ‘’Folklor Güldestesi’’
Bu bölüm, yazarın 57-60 yılları arasında yaptığı derlemelerden oluşuyor.’’Bibliyografyalar Bölümü’’nde geniş kaynaklar veriliyor.
Maniler,ilahiler,tekerlemeler,efsane ve rivayetler de hiçbir yazılı kaynaktan faydalanılmadan, ‘’Kaynak Kişiler’’in ağzından çıktığı şekilde kaleme alınmış.
İlgimi Çeken Yazı ve Bölümler;
-Alaaddin Camii ile Alaaddin Tepesi Efsaneleri,
-Konya Kadını’nın Ekonomik, Sosyal, Kültürel Derinliği
-Halk Fıkralarında Hayvan Motifi yazıları ile;
-Asker Mektupları,
-Gonyalıca Sözlük(Konya ağzı-şivesi , kendine has,nitelikli ve kuralları ile, üzerinde en çok araştırma yapılan şivelerin başında geliyor. 1860’lı yıllardan itibaren yabancı ilim adamlarının araştırmalarına da konu olmuştur.Evliya Çelebi gibi kendi insanlarımızın hizmetlerini de unutamayız.) bölümleri.
Beni Gülümseten Yazılar,
-Oynayan Kaval Hikayesi,
-Uzun Adam Hikayesi,
-Hem Ekşi Hem Tadı Bozuk Hikayesi
Bir de Konya Evlerinin anlatıldığı ve çok beğendiğim diğer bir bölüm var. Oda oda yerleşim düzenleri , yemek öğünleri, adını bu güne kadar hiç duymadığım mutfak eşyalarından tutun da süpürge çeşitlerine varana kadar neler neler anlatılmış…
Bu kitaptan çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. Sizlerin de geçmiş kuşaklarınıza dair nice güzellikleri öğrenebileceğiniz bir kaynak eser.Seyit Küçükbezirci’nin yıllarını vererek derlediği, geniş kapsamlı,öğretici bilgileri ile kütüphanenizdeki başucu kitaplardan biri,evlatlarınıza bırakacağınız kıymetli bir hediye…
Ne diyelim; ellerinize sağlık Seyit Hocam…
Selametle,ihsanla kalınız…
Kitap ve Yazar Hakkında Bilgiler
Kitap Hakkında
Yayın Tarihi: 2013
Yayınevi: Kültür A.Ş.
Baskı Sayısı: 1. Baskı
Sayfa Sayısı: 678
Temin Adresi: Konya Büyükşehir Belediyesi