Konya, dışarıdan nasıl görünüyor? Anadolu medeniyet ve mirasının önemli başkentlerinden, Mevlana ile sesini dünyaya duyuran bir kültür ve inanç merkezi mi, yıllık ihracatı 1 milyar doları aşmış büyük sanayi kuruluşlarıyla devleşen marka bir şehir mi yoksa Türkiye’de ‘imaj’ perdesini yırtamamış, yobaz damgasını ilelebet taşıyacak büyük bir kasaba mı?
Sinema, TV ve reklam filmleri için oyuncu bulan bir ajans geçtiğimiz günlerde yerel basına bir tanışma yemeği vermişti. Casting’in yemeği ve yöneticisinin toplantıda söyledikleri yorumsuz bir şekilde bizim gazetede de haber oldu. İddialı ifadeler dikkatimi çekmedi değil. Sözün özü şöyleydi:
Türkiye’yi ekrana kilitleyen diziler; İstanbul, Bursa, Gaziantep, Şanlıurfa gibi bulundukları bölgelerin sembol kentlerinde çekiliyor. Konya kendisini ifade edemediği için bir Allah’ın ‘kul’u, ‘casting’i dizi için Konya’yı seçmiyor. Alaaddin Tepesi, Muhacir Pazarı, Sedirler ya da Zafer çok sevdiğimiz dizilere mekan seçilmeyince, şehir dışarıdan “öcü” görünüyor. Bu ‘vizyon’suz imajdan kurtulmalıyız, bizi yobaz gösteren ‘kalıp’larımızı kırmalıyız.
Mevzu bahis Casting bunların üstüne şehrin vizyonsuz şeklini değiştireceği ve yeni filmlerle Konya’nın adını dış dünyaya duyuracağı iddiasında bulunuyor.
İnsanlığın büyük kurtarıcısı Google’da iddialı castingi aradığınızda ise sadece bizim sitede ve bir iki yerel haber portalindeki toplantı ile ilgili haber çıkıyor. Adını duyurmamış, marka olmak için deyim yerindeyse sürtmemiş, bir firmanın böyle iddialı beyanları inandırıcılıktan ve samimilikten bir hayli uzak geldi bana. Kent mobilyalarını bile kapatamamış sağda solda yapıştırılmış birkaç afişle ‘manken/oyuncu’ arayanların yaptığı iş, eski Türk filmlerindeki “gel kızım seni artis yapalım”cıları hatırlatmıyor mu size de?...
Firma bir gaf yaparak Hacı benzeri dizi çekeceği müjdesini verdi. Hepiniz hatırlarsınız Hacı, şehir halkının para almadan, iç-dış turizme, kültüre ve sanata destek amacıyla katkıda bulunduğu bir diziydi. Çünkü dizi şehrin vizyonuna katkı yapacaktı. Ancak şehir “ilahi adalet örgütü” gibi kan görme meraklılarının merkezi ilan edildi. Dizide Kayseri’nin çöl olduğu iddia edilerek keman eğitimi bile verilmediği dile getirildi. Belediye desteğini çekti, Kayserili diziye sahip çıkmadı ve şehir kendisini aklayıncaya kadar ‘akla kara’yı seçti.
Arkadaşlar böyle bir Hacı numarası çevirmeye kalkarsa benzer bir vaka da hak etmediği şekilde Konya’nın başına gelecek, bu kesin… Asıl vizyon o zaman değişecek, imajı bir kez daha masaya yatırıp kurban edeceğiz….
Konya böyle vizyon değiştirirse, Konya olmaktan çıkacak. Ve bir kez daha kaybedecek….
Demiyoruz ki dizi film de sinema da çekilmesin Konya’da…
Şehrin kültürel mirası ve değerleri karşısında eğilecek kim varsa yeri başımızın üstünde…
***
Gazetecilik ve yazarlık okulunu KOMEK açsın!
KOMEK’in yıl içinde düzenlediği kurslar yoğun ilgi görüyor. Meslek edindirmeyi amaçlayan kursların yanında, meraklısına ‘hobi olsun’ maksatlı açılan kurslar da yoğun ilgi görüyor. Yolunuzu KOMEK’lerin bulunduğu mekanlara düşürürseniz, mekteplerin dolup dolup boşaldığını görürsünüz. KONMEK adıyla 5 yıl önce çorap örme kursuyla temelleri atılan kurslar, yerel seçimlerden sonra konsepti değiştirerek merkezden mahalle aralarına taştı, yer darlığı nedeniyle dükkandan bozma yerlerde bile eğitim yapar hale geldi. Bugün 16 ayrı yerde 80 küsür branşta faaliyet gösteren kurslar, Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli markası…
Türkiye’nin ikinci, Anadolu’nun en büyük meslek kurslarının, dinamik bir havası var… İsimlerini saymaya kalkacak olsak köşeyi dolduracak branşlara her dönemde yenileri ekleniyor. Her dönemde 10 binden fazla kursiyer sertifika sahibi oluyor. İğne iplik işlerinden yabancı dillerin ileri seviyelerine kadar bir çok branşa yoğun ilgi var. Meslek edindirmeden tutun da gelin kaynana didişmesini, yabancı dizi müptelalığını bıraktırmaya kadar bir çok hayra vesile oluyor. Bir çok işadamı, doktor, mühendis, kamu görevlisinin boş vakitlerini değerlendirebileceği fırsatlar sunuyor, KOMEK. Binde bir görülse de kursiyerler arasında birbirine gönlünü kaptıranlara rastlanıyor. Böyle bir hayra vesile olunması şüphesiz yöneticilerin de sevabını artırıyor.
KOMEK büyürken sınır tanımıyor. Yeni branşlar ithal ediyor. Konya’da bulamadıysa dışardan getiriyor. Önümüzdeki dönemde branş sayısı belki 90’a, 100’e çıkacak, kursiyer sayısı 15 bine dayanacak. Şüphesiz yeni binalar düşünülecek. Koordinasyon sorunu nedeniyle birkaç kampüste toplanması düşünülecek. Bir gün Türkiye’nin belki de en büyük meslek edindirme kursları olacak…
Yazarlık okulu açılsın!
Sözü şuraya getirmek istiyorum… Konya’da güçlü bir medya/sanat ve edebiyat damarı var... Anadolu’nun 150 yıllık yerel basın geçmişine sahip olan Konya’da iletişim sektöründe yetişmiş eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bugün hangi gazete ve TV’ye giderseniz, kalifiye eleman ihtiyacı görürsünüz. Yetişmiş eleman olmayınca, eleman yetiştirmek zamana bırakılıyor. KOMEK önümüzdeki dönemde ne yapıp edip gazetecilik ve yazarlık okulu açmalı. Çünkü sektörün sıkıntısını bilenlerin ve projesi olanların buna imkânı yok, imkanı olanlarınsa projesi ve ufku yok… Sosyal belediyeciliğin böyle bir şey olduğunu artık herkes kabul ediyor…
Yerel gazetelerde muhabirlik, köşe yazarlığı yanında; geleceğin edebiyatçılarını yetiştirecek makale, hikaye, deneme, masal, anı, mektup, günlük yazımı, kitap tahlilleri, sinema eleştirileri vs. yazarlık okulunun ana dersleri olabilir. Burada ders verecek yazarlar, kelime seçimi, kurgu, üslup, sözlük çalışmaları gibi konuları işleyebilir, yazar adayları yetiştirilebilir.
Genç yazarlar, Türk edebiyatından seçkin isimleri de bu derslerde görme imkanı bulurlar. KOMEK’te edebiyata gönül veren bir çok gence yeni kapılar aralanabilir.
Edebiyat ve iletişim yeteneğini geliştirmek isteyenler için farklı tür ve tekniklerde metin ve haber yazma dersleri KOMEK’in prestijini artıracak, bizden söylemesi…
***
medya/tik
25 Kasım 2006… Memleket’in sürmanşetinde “Valiler Mercedes seviyor” haberi. Vali Osmançelebioğlu’nun son model 100 bin Avro’luk Land Cruiser marka cip aldığını yazmıştık. Sonra bizi Vilayet’ten uyarmışlardı, “O, 97 model Vali Kayhan döneminden kalma” diye. Dün bir yerde Vilayet’in 1 yıllık harcamalarını okudum. Meğer Vali Osmançelebioğlu’nun aldığı araba 100 bin Avro’luk Land Cruiser değil 294 bin 999 YTL’lik BMW cip imiş…