"Bu saatten sonra ne yaparsanız akıllısını yapın" sözünü temel edinerek Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek Konya'da akıllı pencere ürettiklerini anlatan Başaran, "ülke olarak bu sektörde iyi konumdayız. An itibariyle Almanya’nın ardından Avrupa’da ikinciyiz, Konya olarak da Türkiye'de üçüncü sıradayız. Bu Konya'ya katma değer adına çok önemli" dedi.
-Sektörü ve akıllı pencereyi bize anlatır mısınız?
1996 yılında PVC kapı pencere sektörüyle tanıştım. İyi bildiğimiz işlerden biri PVC sektörüdür. Akıllı pencere nedir? Bir yıl önce bir sivil toplum örgütünün yaptığı programda Rüştü Bozkurt hocamızı dinledim. Rüştü Hoca, o konuşmasında; "Gençler bu saatten sonra ne yaparsanız yapın akıllısını yapın" demişti. "Yoksa ayakta durma şansınız yok" dedi. O söz benim için mihenk taşı oldu. Pencereyi akıllı hale nasıl getiririm? diye kafa yordum. Yaklaşık 8 aylık bir süre içinde akıllı pencereyle piyasalarda bulunuyoruz. İdolwin Pencere neden akıllı? Her şeyden önce anketlerle tüketicilerin beklentilerini araştırıyoruz. Anketlerden çıkan birincil problem, uzun süre kapalı kalan evlerde havalandırma sorunu. Önce bu sorunu çözdük. Eviniz aylarca kapalı kalsa da artık evleriniz havasız kalmayacak. Ardından ortaya çıkan ikinci gerçek, hırsız ve çocuk emniyeti korusuydu. Bu anlamda ciddi çalışmalar yaparak 5 aşamalı proje başlattık. Bu noktada 3 aşamayı tamamladık. İnşallah önümüzdeki yılın sonuna doğru da 4. ve 5. aşamayı tamamlayacağız.
-Bu aşamalardan biraz bahsedebilir misiniz?
Buradan şu sonuca vardık; çok küçük rakamlarla çocuklarımızı emniyet altına alabiliriz. Evimize pencereden hırsız girmesine mani olabiliriz. Bu nedenle bir takım kilit sistemleri geliştirdik. Geliştirdiğimiz kilit sistemlerini alarmlı hale getirdik. Son aşamada ise pencereler zorlandığı zaman hem alarm çalacak hem açılması önlenecek hem de cep telefonunuza mesaj gelecek. Bu sistem Türkiye’de hatta dünyada da ilk diyebiliriz. Aslında sorunun büyük olduğunu pencereden düşen çocukların videolarını izleyince gördük. Çok ciddi ihmallerin olduğunu anladık. Pencerelerle ilgili temel sorunlardan biri de çamları silmek için dışarıya sarkmak zorunda kalan ev hanımlarımız ya da temizlik sektöründe çalışan kişilerdi. Burada da 3 aşamalı proje başlattık. Bu riski ortadan kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz Pencere içeriye doğru açılarak temizliği yapılacak. 2 aşamada silmeyi gerektirmeyen pencereler için çalışıyoruz. 3 aşamada ise kendini temizleyen pencereler olacak. İnsanları bu dertlerden kurtaracağız.
-Bu pencerelerin fiyatları ne kadar olacak?
Normal pencere yaptırırken ödediğiniz fiyatın aynısını ödeyeceksiniz. 2. ve 3. aşamalı pencerelerde çok az fiyat farkıyla insanlar pencere taktırabilecek.
-PVC pencerelerin hava almasını nasıl sağladınız?
Doğal gazlı evlerin havalandırmalarından yola çıkarak görüntüyü biraz daha estetik hale getirilmesiyle hava almasını sağlıyoruz. Düğmeli bir sistem yaptık. Odanın oksijen miktarını ölçerek kendiliğinden hava alabilen bir sistem oldu. Basit bir düğme var, basılınca hava sirkülasyonu sağlıyor. Çok karışık bir sistem değil. Bir sensör vasıtasıyla odanın havasını ölçerek otomatik olarak da çalışabiliyor. Yeterli oksijeni alınca kendini otomatik kapatabilecek. Çok kısa bir süre içinde tüketicilerin karşısına çıkacak. Akıllı olması buradan geliyor.
-PVC ne kadar sağlıklı?
Plastik hayatımızın her yerine yerleşti. Sağlığı tehdit edecek bir unsur yok pencerelerde. Dolayısıyla kurşunsuz pencereler üretiyoruz. Bu da sağlık konusunda daha alternatif oluyor.
- Sektördeki bu teknoloji daha ne kadar geliştirilebilir?
Bu konuda çalışmaların başında kendi elektriğini üretebilen pencere projesine çalışıyoruz. Çamın üzerine elektrik üretecek foto ve piller yerleştirerek denemelerimizi yapıyoruz. İstenilen elektrik üretilince bu da müşterilere sunulacak. Bu buluşun da çok önemli olacağına inanıyorum. Bir başka proje ise perdeye ihtiyaç duymayan pencereler üretmek. Bunun örnekleri Amerika'da var. Hemen hemen buna benzer bir proje olacak. Camın içerisindeki iyonizerler vasıtasıyla güneş ışınlarının etkisini azaltacak bir sistem düşünüyoruz. Bunun birde tasarruf boyutu olacak. Oda sıcaklıklarında düşüşü ya da artışı engelleyecek bir sistem üzerinde de çalışıyoruz.
-Bütün bu çalışmalar için bir ekibiniz mi var?
Bu projeleri ben yönetiyorum. Çevremizden tavsiyeleri de alarak düşünüp projelendirmeye başlıyoruz. Benim işimin olumlu ve olumsuz yanları da var. Misal, çok sık seyahat ediyorum. Seyahatlerde düşünme ve farklı projeler düşünme imkânlarım oluyor. Bu anlattıklarımı sadece biz yapmak istemiyoruz. Başka firmalar da bu projeleri yapabilir. Pencere sistemlerini daha iyi nerelere getirebilirim diye araştırmalar içindeyim. Olumsuz olan yönü de aileme fazla vakit ayıramam oluyor.
-PVC sektöründe ülke olarak nerelerdeyiz?
Önce ülke olarak bu sektörde iyi konumdayız. An itibariyle Almanya’nın ardından Avrupa’da ikinciyiz. Türkiye olarak yaklaşık 500 bin ton PVC üretimimiz var ve ürettiğimizin yüzde 30 oranında ihracat yapıyoruz. Geçen yıl biraz daha sıkıntılı geçti. Dünya sıralamasında 7. konumdayız. Bu yıl 6. sıraya girmeyi hedefliyoruz. Sürekli büyüyen bir sektör. Şehir olarak ise Türkiye’de 3. sıradayız. PVC profil üreten 3 firma var, bunlardan iki tanesi Türkiye'nin başta gelen markalardır. Ama ham maddeyi dışarıdan alıyoruz.
-Konya'nın sanayi alanında dezavantajımız var mı?
Konya sanayisi gerçekten inanılmaz işler yapıyor. Pazarlama stratejileriyle ilgili eleştirilen noktalar var. Üretim odaklı olmaları gibi takdire değer bir çalışma var. Bu şartlar altında dünyanın 180 ülkesine ihracat yapıyoruz. 5084 sayılı Teşvik Yasası yürürlükte. Bu yasa kapsamında 2. bölgede yer alıyoruz. Türkiye belli bölgelere ayrılıyor ve bu belirlenen bölgelere tasnife göre devlet desteği sağlanıyor. Son yasayla birlikte biz 2. bölge olduk ve teşvik oranı da yüzde 50 oldu. Misal, bazı yerlere pozitif ayrımcılık yapılıyor. Bunlardan biri Kayseri diğeri de Gaziantep. Gaziantep'in sadece halı ihracatı bizim toplam ihracatımız kadar. Gaziantep’in toplam ihracatı ise bizim 4 katımıza eşdeğer. Bu şehir 3 bölge teşviklerinden yararlanıyor. Koyna 2. bölge teşviklerinden yararlanıyor. Bu oranların Konya için daha da artırılması lazım. Onun için teşvik yasalarının düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum.
-Başkanı olduğunuz KONTİMDER'den de biraz bahseder misiniz?
Konya Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği, inşaat sektöründe faaliyet gösteren, müteahhitler hariç, tedarikçi ve taşeron firmaları bünyesinde barındıran bir kuruluş. Buna emekçiler, taşeronlar, toptancılar, perakendeciler yani sektörün her dalından temsilciler dâhil oluyor. Kuruluş amacı kapsamında 10 tane madde belirledik. 4 tanesi sosyal konular diğer 6 madde ise sektörel ve kişisel gelişimle alakalı. Belirlediğimiz başlıklar kapsamında ilk olarak, Bayırbucak Türkmenleri’ne bir tır yardım malzemesi gönderdik. Ardından KTO Karatay Üniversitesi tarafından başlatılan sektör danışmanlığı projesine çözüm ortağı olduk. Birinci sınıfa başlayan öğrencileri himayemiz altına alarak hem iş dünyasına kazandırmayı hem de kurda, kuşa kaptırmamak adına çalışmalar yaptık. Bu proje sonunda kendi elemanımızı da kendimiz yetiştirmiş olacağız. Bunların yanında sektörel ve kişisel gelişimle alakalı Malum, iş dünyasının belini büken konulardan biri olan iş güvenliği ve işçi sağlığı yasası. İş kazalarının ve can kaybının en çok olduğu sektör de inşaat sektörüdür. Bu güne kadar yapılanlardan daha farklı olarak bir dizi eğitim programı planlıyoruz.. Başka bir konu da, sektörde nitelikli veya niteliksiz personel sorunu yaşıyoruz. Meslek liselerinin taşın altına elini koymaları gerektiği kanaatindeyiz.
Röportaj-M. Ali Elmacı- Ahmet Gökbaş