Konya turizmden faydalanamıyor ama
bu konuda da çaba sarf edilmiyor
Konya enteresan yapıda bir şehirdir.
İnsanımız pek etliye sütlüye karışmaz. Ticaretinde ve sosyal yaşamında ise şu taraftan Çumra’yı, öte taraftan Kayacığı pek geçmez.
Dar kalıplar içine sıkıştırılmış, yeniliğe kapalı, etkileşime kapalı bir dünyada sıkılan, daralan, bunalan ruhlarımızı avutmak için ya birbirimizin kuyusunu kazarız ya da dedikodusunu yaparız.
Bu ruh halimiz kentlilik bilincimize, sosyal yaşamımıza etki eder. Kubbe-i Hadra’dan dünya insanına yaklaşık sekiz yüz senedir dostluk, kardeşlik ve hoşgörü mesajları veren Hazreti Pir’in gölgesinde onu anlayamamanın verdiği zafiyet bizim ufkumuzu da ruhumuzu da sınırlar içine hapseder.
Manevi kişiliği ile bu şehre feyiz veren ve değer katan Mevlana Celaleddin Rumi hazretlerinin alemi ervaha intikalinin seneyi devriyesinin yad edildiği her Aralık ayı bu şehirde yaşayan insanlar için ve Kubbe-i Hadra’dan yükselen dostluk, kardeşlik ve hoşgörü mesajlarına kulak veren ve “gel, ne olursan ol yine gel” çağrısına icabet ederek Hazreti Pir’i ziyarete gelen milyonlar için önem taşır.
Kendimizi tahlil etmemiz oldukça güç bir hadise, çünkü Konya çok yönlü ele alınabilecek bir şehir ve tahlil ederken de her konuyu başlı başına ele alıp biz nerelerde hatalar yapıyoruz, onu çok iyi bir şekilde irdelememiz gerekmektedir.
Biz günün anlam ve önemine binaen bugünlük şu soruyu soralım kendimize: “Konya üzerindeki mistik atmosferden, kültürel ve tarihsel zenginliklerinden yeterince istifade diyor mu? Bu konuda kimler ne yapmalı ya da ne yapıyor? Bu yolda zincirin en zayıf halkalarını kimler oluşturuyor?”
Şimdi öncelikli olarak kısa bir Konya fotoğrafı çıkartalım. Milattan önce dokuz binlere dayanan tarihsel bir geçmişle başlayan bu topraklardaki kültür bizlere Çatalhöyük’ten merhaba demekte. Ardından çeşitli dönemlere ait kalıntı ve bulguların yer aldığı Ereğli, Beyşehir, Gilistra gibi antik kalıntılar önem taşıyor. Selçuklu Devleti’ne iki asır payitahtlık yapmış bu kent Osmanlı döneminde ise hiç önem ve özelliğini yitirmeden Osmanlı’nın en gözde şehirlerinden biri olmuş. Türk İslam mimarisinin çok nadide eserlerini bağrında barındıran Konya büyük bir mirasın üzerinde yaşıyor. Zamanlarının evliya, ulema, alimlerinin konakladığı Konya bu özelliği ile de mistik atmosferi yoğun olan bir şehir. Nüktedanlığı ile evrensel bir boyut kazanan Nasreddin Hocamız ile dünyaya sevgi ve kardeşlik mesajları sunarak yüzyıllardır Adriyatik’ten Çin Seddi’ne milyonlarca insanın kalbine girmiş büyük düşünür Hz. Mevlana’nın bu kentte olması ise apayrı bir ayrıcalık taşımaktadır.
Peki bu mirası elinde bulunduran Konya bu mirastan istifade edebiliyor mu?
Biraz buruk, biraz mahcup, biraz kırılgan bir sesle maalesef diyoruz.
Yıllardır akademisyenlerimiz, gazeteci ve yazarlarımız bu konuda bir dünya makaleler yazdı, eleştirilerde bulundu, yorum yaptı. Bazı sivil toplum kuruluşları münferit bir şeyler yapmaya kalktılar ya da bu konuda iyi niyetlerini gösterdiler.
Olmadı, olamadı…
Yerel seçimlerde Mevlana üzerine siyaset yapanlardan etkilen bizler geçen yıl 3 Mayıs’ı, 10-17 Aralığı görünce sükutu hayale uğramıştık.
Kurumların adeta birbirinin üzerine attığı Mevlana etkinliklerinin yılın on iki ayında dolu dolu olacağını savunanlar şimdilerde başkalarından medet umar duruma gelmiş vaziyetteler.
Başka bir şehirde bu kadar kültürel ve tarihsel miras olacak, dünyaya mal olmuş iki zatın dergahları bulunacak, adamlar şehri bacasız fabrikaya çevirirler.
Bir çok ülke yapmış olduğu yapay eser ve binaları, oluşturdukları botanik bahçeleri ve akvaryumları turizm amaçlı teşhir ederken biz içinde bulunduğumuz acziyet ve çaresizlik yüzünden bu değerleri turizme kazandıramamışız.
Bu şehirde kişi başına düşen milli gelir çok az, insanların yüzde yetmişi asgari ücretle geçinebilme derdinde, işsizlik artıyor, sanayi yatırımları ise kesilmiş durumda. Ama şehrin kaderini değiştirecek imkanda elimizin altında.
Bırakın büfe tutmayı, kiralamayı, almayı, satmayı, bırakın Antalyalar’da toplantılar yapmayı, bilmem ne kadar belediye başkanını Antalya’ya toplayıncaya kadar azıcık milliyetçi olun da Konya’ya toplayın. Konya’da otel mi yok? Her şey var ama bizim yaklaşımımızda sorun var.
Hazreti Pir’in 732. vefat yıldönümünde onu rahmetle yad ediyoruz.
O, değerlendirip bilenler için Konya’ya fazlası ile sağlayacağı katma değeri vermiş, bundan sonrası arzu edenlere.
Esen kalın…