Hiç acıması, hiç vefası yoktur…
Konya unutur…
Kılını kıpırdatmayanlara inat ‘Konya gecekondusuz bir şehir olsun’ diye o, “1. Gecekondu Önleme Bölgesi”ni hayata geçirir.
Kendi adını taşıyan caddeden daha önemlidir bu…
5 Şubat 1925'te dünyaya gelen ve 14 Aralık 1969’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Konya’nın efsane belediye başkanı A. Hilmi Nalçacı’nın bu sene vefatının 40. yıldönümüdür…
14 Aralık, bugün.
Konya unutur…
***
Gazetecilik yapmış…
Öyle ki, yazı ve çalışmalarıyla devrin valisi Muammer Bey’in dikkatini çekmiş ve genç yaşlarda Konya Belediye Başkanlığına getirilmiş…
Milli Mücadele yıllarında bu görevini sürdürürken İstiklal Savaşı süresince Milli Kuvvetlere erzak ve mühimmat sağlanmasına yardımcı olmuş; Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti faaliyetlerinde görev almış…
1945 yılında Selçuk isimli gazeteyi çıkarmaya başlamış;1947 yılında tekrar Konya Belediye Başkanı seçilince yoğun işleri dolayısıyla gazetesini kapatmak zorunda kalmış…
Konya’ya öyle hizmetleri olmuş ki…
Şehre elektrik santralinin getirilmesini o sağlamış.
Yeni pazar ve hal binaları yaptırmış.
Alaaddin Tepesi’ni ağaçlandırmış ve Müze Caddesi onun zamanında açılmış…
Daha da eskiye gidersek; ilk Belediye Başkanlığı döneminde Konya’da 1917 yılında ilk atlı tramvay tesisini de Mehmet Muhlis Koner kurmuş…
Diyorum ya, Konya unutur diye.
Şimdi hepsi yalan gibi.
***
Meram Eski Yol üst geçidi, tramvay hattı, Hacıveyiszade Camii gibi eserlerin kazandırıldığı muhteşem yıllardır…
Konyaspor profesyonel mücadelesinin 22. yılında 1. Lige onun başkanlığı döneminde erişir.
Bunun dışında başka sıkıntılara da göğüs gerer…
Hacıveyiszade Camii’nin arsası belediye tarafından ihaleye çıkarılır…
Sembolik bir rakamla Diyanet İşleri Vakfı’na verilir…
Mehdi Halıcı, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e bir dilekçeyle şikâyette bulunur…
Başkan Ahmet Öksüz, soruşturma geçirir…
Konya unutur…
Hem Mehdi Halıcı’yı hem de Ahmet Öksüz’ü…
Ama en çok Ahmet Öksüz’ü.
***
Hadi diyelim Aşık Şem’i’yi unutsun Konya…
Hacı Fesif Efendi’yi, Dellalbaşının Tahir Efendi’yi, Gevraki Zade Vehbi Efendi’yi, Burhan Zade Hakkı Efendi’yi unutsun…
1918’den geriye ne varsa unutsun…
İyi ama; Mehmet Keçeciler’i, Lütfü Tuncel’i, Halil Ürün’ü, Mustafa Özkafayı da unutur.
Bu şehrin hafızası yok!
Bu şehrin vefası yok.
Gün gelir beni de unutur, seni de…