Siyasetçi olmak başka şeydir, devlet adamı olmak başka. Spor dünyasında da aynı şey geçerlidir. Futbolcu olmak başkadır, futbol adamı olmak başka. Futbol dünyasına çok yetenekli futbolcular gelmiştir ancak çoğu sadece futbolcu olarak kalmıştır. Bu anlamda Aykut Kocamanı farklı bir yere koymak gerektiğini düşünüyorum. Futbola bakışı, futbola ilişkin söyledikleriyle hep gündem yarattı. Sahici bir futbol dünyası nasıl kurulur, rakip de olsa karşı takım canı gönülden nasıl tebrik edilir ondan öğrendik. O bir futbol adamı dır.
Bu futbol adamının 1996daki meşhur demeci her futbolseverin hatırındadır. Bu nedenledir ki, Aykut Kocaman denildiğinde ne plaselerle attığı o akıl dolu goller, ne ceza sahası içindeki estetik çalımları akla gelir. Akla gelen en önemli olay 1996 yılında Ali Şenin başkanlığını yaptığı Fenerbahçeden gönderilişine neden olan o sözleridir.
1995-96 sezonunda Trabzonsporun 2 puan önünde şampiyon olan Parreiranın Fenerbahçesinde yer alan Aykut Kocaman, şampiyonluk golünü attıktan sonra Trabzonsporlu arkadaşlarım için üzülüyorum, hiçbir şey çok fazla abartılmamalı... şeklindeki açıklamasıyla Başkan Ali Şenin tepkisini çekmiş ve Fenerbahçeden ayrılmak zorunda kalmıştı. Aykut Kocaman Türk futbol tarihinde ender rastlanır bir mizaca sahip olduğunu bu demeciyle göstermiş oldu. Fenerbahçeden ayrılıyordu ama çok önemli bir futbol anlayışını da gündeme getiriyordu. Başarı güzeldir, önemlidir ama her şey değildir. Bir Fenerbahçeli olarak Aykut Kocamanın gidişine üzülmüştük ama Türk futboluna yeni bir futbol anlayışı getiren bu özel adamı avucumuz patlayıncaya kadar da alkışlamıştık.
Bundan sonra onu Fenerbahçe stadında sadece deplasmanlara geldiğinde görebiliyorduk. Çünkü 4 yıllık bir İstanbulspor macerası artık başlamıştı. Antrenör-oyunculuk, burada attığı gollerle 200ler kulübüne giriş, jübile yapmadan futbolculuğu bırakış ve sonrasında teknik direktörlük. Gerek İstanbulspor gerekse Malatyaspordaki teknik direktörlük görevlerinde futbol mantalitesi, oyuncularla diyalogu onu örnek bir hoca yaptı.
Bu kadar özel bir futbol adamı Türk medyasının neden gündemine çok az girdi diye soracak olursanız, Onun dobra konuşmaları, şov yapmaktan kaçışı bunda önemli bir etkendi. Çünkü Türk basını maalesef çok konuşan az iş yapan adamları gündeme getirmeyi marifet sayan bir anlayışa sahip. Düşünebiliyor musunuz, Yunanistanla berabere kalan Milli Takım bir gün topa tutuluyor, bir gün sonra Kazakistan galibiyetiyle göklere çıkarılıyor. Ersun hoca bir günde hem idam sehpasına hem de kral tahtına oturtuluyor. İnsafsız ve izansız bir basınla ancak bu kadar.
Ama değer, her zaman kendini keşfedecek bir sarraf bulur. Aykut hocada bu anlamda her geçen gün büyüyen bir değer olarak spor dünyamızda nadide yerini alacak.
Bütün bunları anlatırken tabi ki sadede geleceğiz. Aykut Hocanın geçtiğimiz sezon başarılı bir lig performansı geçiren Konyaspora transfer olduğunu duyunca çok sevindim. O şimdi Konyasporun başarısı için çalışacak. Hoş geldin Aykut Kocaman. Eminim ki Konyaspor Aykut Hocayla çok başarılı bir sezon geçirecek. Onun futbol aşısı Konyada da tutacak. Hatta içimden geçeni söylemek istiyorum: Konyaspor bu sezon Federasyon Kupasını Aykut Hocayla kucaklayacak. Ben böyle hissediyor ve buna inanıyorum. Konyasoprlu taraftarlar da inanmalı.
Haydi Aykut Hocaya tam destek, hep destek!