Bunu önemseyenler olduğu gibi. Ee.. ne olmuş diyenler de oldu. Sonuçta prensse prens gibi. Bense Prens Charles gibi ülkemizden ve dünyadan milyonlarca insanı buraya gelmeye iten sebebi önemsedim. Bu, topraklarımızdaki varlığıyla övündüğümüz Hz Pir’in çekim gücünden başka bir şey değildi. Ziyaretlerden sonra Mevlana Kültür Merkezi’nde kısa bir sema töreni ve ardından konuşmalar yapıldı. Charles da konuştu.
Konuşmasına yazımın başında sözünü ettiğim çekim gücünden söz ederek başlaması hayli ilginçti. Şunları söyledi:
''Mevlana Hazretleri'nin eserlerine batı dünyasında büyük ilgi duyan çok sayıda kişinin olduğunu görmek beni son derece etkiliyor. Kendimi, bu kimselerin bir şekilde kendi hayatlarında eksikliğini hissedip Mevlana'nın şiirsel maneviyatında buldukları şeyin ne olduğunu sorgulamaktan alıkoyamıyorum. Belki de bu hepimizin hissettiği ancak Mevlana'nın son derece iyi bir şekilde anlayıp aktardığı yüreklerimizdeki o özlem olabilir mi? Ya da varlıkların dışa dönük ifadesiyle dolup taşmış bir dünyada, eserlerinin kendimizle çelişen bir şekilde hepimizin halen önemli olduğunu hissettiği ruh yolumuzu aydınlatmak için iç dünyamıza parlak bir ışık yansıtması mıdır bizleri çeken? Ya da hem yüreklerimizi hem de zihnimizi kendisine sürükleyen öngörüsünün evrenselliği, mukaddes olanı algılayışı mıdır? Bizlere hatırlattığı gibi (kandiller farklı olsa da ışık aynı ışıktır, ışığa odaklanırsan bu fani bedene miras ikiliğin ötesini de görürsün)''
Konuşma metnini çok beğendim. Son derece kuşatıcı, üzerinde iyi çalışılmış, Hz Mevlana ve eserleri iyi incelenmiş. Sadece Hz Pir’in eserleri değil İslam dini de.
Salona gittiğimde atmosfere dikkat ettim. Daha çok öğrencilerle doldurulmuştu. Nitelikten çok nicelik önemsenmişti. Bize ait bir davranış biçimi bu. Umarım kurtuluruz bir gün. Bunun sakıncası konuşma sırasında görüldü. Konuşma İngilizce yapıldığı için öğrenciler kısa süre sonra kendi aralarında muhabbete başlayınca salon okul bahçesine döndü. Gürültüler, giren ve çıkanların fazlalığı hem ahengi hem de ev sahiplerinin moralini bozdu.
Başka şeyler de düşündüm. Bir devleti bugünün rejimlerinde en üst düzeyde başbakan, cumhurbaşkanı veya başkanlar temsil ediyor. Oysa bir kral, prens ya da padişah sıfatı belki de bilinçdışımızdaki anlamlarından kaynaklansa gerek temsiliyeti çok üst düzeye çıkarıyor. ‘Sembolik de olsa bizde de böyle bir temsiliyet olsa nasıl olurdu acaba’ diye düşünürken bugün hürriyet gazetesinde Vahdettin hain miydi? Ve Vahdettin’in mektuplarında Atatürk’e küfürler haberlerini görmüştüm sabah, o aklıma geldi birden. Komplo teorilerini aklıma getirmeli miyim yoksa bu haberin bugüne rastlaması sadece tesadüf müydü dersiniz?
Yeniden konuşmaya dönersek, İnsanları Mevlana'ya çeken her ne olursa olsun, hayata batılı yaklaşımın, bunun aksine parçalayıcı ve yanlı, hatta çoğu zaman bütünden çok parçayla, içselden çok dışsal olarak tamamlanabilecek bir gerçeklikle ilgilenir hale geldiğini dile getiren Charles, rahatlıkla özeleştiri yapabilecek olgunlukta olduğunu gösterdi ve şöyle devam etti:
''Gerçekten de zaman zaman batıda bizlerin her tür amaç ve niyetimizde, gerçekliğin görünen kadar görünmeyen de bir boyutu olduğunu kavrayabilen yürek zekamızı yani içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum. Belki de bunu, olmasaydı yok olmaya karşı çok daha savunmasız hale geleceğimiz, Tanrı'nın bize verdiği duyulardan biri olan altıncı his olarak da adlandırabiliriz. Tabii ki bu parçamızı tekrar bütünleştirebilmemiz, böylece bize meydan okuyan sınamalarla yüzleşebilmek için ihtiyaç duyacak olduğumuz bütünlük hissini yeniden oluşturabilmemiz gerekmektedir.''
Dünyanın dört bir yanındaki tüm halklar için batıda gerçekleştirebildikleri bütün güzel şeylerin içerisinde yüzyıllar boyunca doğunun kendileri için bir ilham kaynağı olduğunu ve kendilerine evrensel gerçekleri öğrettiğini kabul etmeleri gerektiğini dile getiren Charles, “Örneğin büyük şairimiz Tennyson, kendisinden kısa bir süre sonra gelen ve Kur'an-ı Kerim'i 14 farklı şekilde ezberlemiş olan Attar'ın öğrencisi Fars şair Şirazlı Hafız'dan çok etkilenmişti” dedi.
Charles, 19. yüzyılın batılı şairlerinin birçoğunda da benzer etkiler görüldüğünü vurgulayarak, büyük Alman Şairi Goethe'nin Hafız-ı ''Ruhani Usta'' olarak adlandırıldığını da kaydetti.
Sema gösterisi ve ardından okunan Kur’an-Kerim’i olgunlukla seyretti. Bunu görünce bizden bir devlet adamı batıda bir kilisede ayin seyretse nelerle karşılaşır diye düşündüm, ki bunun örneklerini biliyorum, sizler de hatırlarsınız. Özgüvenimizin ve olgunluğumuzun Hz Mevlana dönemine oranla çok düştüğünü ve gerilediğimizi hissettim. Ve asıl Hz Mevlana’yı bizlerin yeniden ve yeniden tekrar özümsemememiz gerektiğini bir daha hatırlattım kendime.
Komşuluk ilişkilerine atıf yapan ve bugün bizlerin yaptığı her türlü davranışın hem diğer insanları hem de gelecek nesilleri etkilediğini vurgulayan Charles, özetle konuşmasını şu yorumuyla bitirdi: ''Bir İslam alimi olmamama rağmen hadisleri okuduğumuzda yine aynı ilkenin geçerli olduğunu göreceğimizi düşünüyorum. 'Kimse kendisi için istediği bir şeyi mümin kardeşi için istemedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.' Ve Kur'an-ı Kerim, 'hani sizler birbirinize düşman idiniz de O (Allah), gönüllerinizi birleştirmişti ve onun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz' demiyor mu? Dolayısıyla son derece önemli bu döneminde çağdaş dünyamızın benimsediği değerleri çok daha yakından incelememizi ve bu değerlerin hayatımızı daha bütünleşmiş ve sürdürülebilir kılacağı boyutları düşünmemizi öneriyorum. Dünyadaki inançların yüce ilahi metinleri ile bilge alimlerinin muhteşem ilahileri ve mesnevilerinin ulaştırmaya çalıştığı o nihai son budur. Mevlana'nın da söylediği gibi 'Tanrı'nın insanoğlu için amacı, gören bir gözü ve anlayan bir kalbi bulmaktır.' Bu nedenle kendimizi bu amaca yeniden adamak ve yenilenen enerji ve çaba ile yeniden bu yola baş koymak için Mevlana'nın ebedi ikametinin yakınındaki bu yerden daha iyi bir yer olabilir mi?''
Evet Konyalılar olarak bu sözlerden sonra değerimize değil himmetimize bakmamız gereğiyle büyük düşünmemiz gerektiğini hem kendime hem de sizlere hatırlatarak, Büyükşehir Belediyesi’ni bu organizasyonundan dolayı kutluyorum.
www.pozitifdegisim.com