Cevap veriyorum; evet.
Böyle giderse, el mahkum zaten.
Peki ne bu gidiş?
Satma telaşı.
Bankaları bir bir yabancılar alıyor.
Özel sektörün sattığı bişey değil, hükümet de başladı satmaya.
Adı ne?
Özelleştirme.
Gerçekte olan ne?
Elleştirme yani yabancılaştırma.
Kim yapıyor?
IMF.
Kim yiyor?
Bizim hükümetler.
Afiyet olsun.
Hadi rakamlara bakalım:
Almanya; yüzde 5,
İtalya; yüzde 8,
İspanya; yüzde 10,
Hollanda; yüzde 11,
Danimarka; yüzde 17,
Avusturya; yüzde 19,
Fransa; yüzde 19,
Yunanistan; yüzde 19.
Kim bunlar?
AB üyeleri.
Ne bu yüzdeler?
Bankacılık sistemindeki yabancı payları.
Demek ki; yabancılar gelmemiş.
Peki madem yabancı sermaye o kadar iyi bişey de bunlara niye gelmemiş?
Demek ki, onların ekonomileri bizimki kadar iyi değil,
Suç onların Başbakanı ile Ekonomi bakanlarında.
Gelelim süper zeki insanlar tarafından yönetilen ülkelere;
Estonya; yüzde 100,
Çek Cumhuriyeti; yüzde 95,
Slovakya; yüzde 93,
Meksika; yüzde 82,
Macaristan yüzde 65,
Polonya; yüzde 65,
Arjantin; yüzde 48,
Peru; yüzde 47,
Şili; yüzde 42.
Bunlar; bu ülkelerdeki bankacılık sisteminde yabancıların payı.
Peki bu ülkelerin ortak özelliği ne?
Hepsi IMF ile çalışıyor.
Allah selamet versin.
Pekiiiiii…
Bu rakam Türkiye’de kaç?
Şimdilik yüzde 50.
Neden şimdilik?
Çünkü bizimkiler harıl harıl çalışıyor.
Neye çalışıyor?
Ziraat Bankası’nın tamamını,
HalkBank’ın ve Vakıfbank’ın yüzde 51’ini satmaya…
Diyelim ki sattılar, o zaman yüzde kaç olur?
Yüzde 70’ten fazla.
Sistemdeki yabancılar kimler?
Yunanlılar,
Hollandalılar,
İngilizler,
Daha kimler kimler…
Teşekkürler IMF.
Konya tarım şehri.
Çiftçi eker biçer.
Ne ekerse onu biçemez,
Gider Ziraat Bankası’ndan kredi almak zorunda kalır.
Ya Ziraat’i de Yunanlı alırsa…?
O zaman gider paşa paşa Yunanlı’dan kredi alır.
Boşuna denize dökmüşüz gavuru…