Konya dışına çıkınca imajı ve adı çok farklı bir şehir algılıyorsunuz. İçinde yaşarken görmediğiniz bir çok olay dışında sanki onun kötü bir imaj sahibi olmasına sebep oluyor. Son günlerde gelişen yeni olaylar da bunun tuzu biberi...
Onbeş yıl önce Foça’da tatile gittiğimde yeni bir araba almıştım. İki çocuğun konuşması hiç aklımdan çıkmaz. Biri arabaya bakıp iç geçirirken diğeri, boş ver Konya plakalı değil mi demişti. Yine Side’de bir dönercinin ortalığı alt üst ederek giden, eksozundan dumanlar çıkan Konya plakalı bir araba için şiddet dolu sözlerini hatırlarım.
Zannedersem Sema Oteli’nde bir sohbet anında anlatılan bir olay daha var. Bir turist kafilesi Antalya’dan Nevşehir’e gidiyor. Otobüs kapıya dayanmış, sağa sola bakan turistler kendilerini zor içeri atıyorlar. İçeri giren doğru odaya gidiyor, dışarı çıkan yok. Sonra gece yarısı Fransız çift, otel idarecilerini uyandırıyor ve Fransız elçiliğini arayıp rehberi şikayet eden bir faks çekmek istediklerini söylüyorlar. Çekiyorlar da. Sonra da gerekçelerini anlatıyorlar. Biz buraya gelirken rehber şimdi Konya İslam Cumhuriyeti’ne gidiyoruz. Sakın sokağa çıkmayın. Kollarınız açık gezmeyin. Her türlü saldırıya da hazır olun dedi. Biz de o sebepten kendimizi otobüsten zor otele attık. Ama gece yarısı sıkıldık. Bizi yiyecek değiller ya dedik. Eşimle beraber kapıdan bir taksiye bindik ve bir meydana gittik. Anlattıkları yer Zafer. İnsanlar neşe içinde parklara dolmuş çay içip sohbet ediyor. Kimse bize bakmadı. Yürüdük, çevreyi gezdik, kimse bizimle ilgilenmedi. O zaman rehberin bize yalan söylediğini anladık. Değiştirilmesini istiyoruz. Gerçekten de sabaha yeni bir rehberle Nevşehir’e gidiyorlar. Konya’nın adının ve imajının böyle olmasından faydalananlar var anlaşılan.
1989 yılında Balıkesir’de askerim. Mahalli seçimler yapıldı ve Halil Ürün Belediye Başkanı seçildi. Üç merkez ilçede aynı parti tarafından kazanıldı. Aynı parti diyorum. O kadar sık kapatıldı ve adı değişti ki o günlerdeki adı neydi hatırlayamadım. Aslında bu da bizim ayıbımız ya neyse. Askerliğim bitti ve Konya’ya döneceğim. Herkes Balıkesir’de kalmamı ve oradaki doğumevine başhekim olmamı istiyor. Gelenler, gidenler, bir sürü insan. Yok dedim Konya’ya döneceğim. Askeri Hastane Başhekimi’nin sözleri hiç kulaklarımdan gitmez: Sen oraya gidince sokakta eşini dövmezler mi? “Neden ki?” dedim. Eşinin başı açık ya bu yetmez mi demişti. İşte Konya’nın imajı.
Daha da kötüsü var. Televizyonlarda günlerce irtica malzemesi olarak kullanılan Müslüm-Fadime hikayesinin ilk sahneleneceği yer Konya olarak biliniyordu. Zaten toplum Konya için hazır. Kimsenin de fazla itirazı olmazdı. Sahne, dekor ve konu hazır olduktan sonra oyuncu bulmak çok zor olmasa gerek. O günlerin atanmış idarecilerinin gayretleriyle önlendi ve olay İstanbul da patlak verdi. Konya bir sürü olumsuz imajına ahlaksızlık gibi asla kendine yakışmayan bir ibareden kurtuldu. Aslında böyle düşünüyordum ama yayınlanan bir haberi okuyuncaya kadar. Haber aynen şöyle. İsimleri noktalı olarak geçeceğim. Konya’ya yıllarca hizmet etmiş ve kamuya mal olmuş birinin böyle bir konuda afişe olmasından hicap duyarım...
“AKP Konya Milletvekili .... ’ün 30 yıllık eşi ....’ü, Çankaya’da oturdukları evde dövdüğü ve ....’ün karakola giderek şikayette bulunduğu haberleri, seçim bölgesi Konya’da geniş yankı uyandırdı. ....’ün, eşi ....’den başka 10 yıldır imam nikahı kıydığı ikinci bir kadınla da yaşadığı, son kavganın ise üçüncü bir kadın yüzünden çıktığı konuşuluyor. YAKIN çevresindekilerin söylediğine göre .. ve .... çiftinin arasına 10 yıl önce ikinci bir kadın girdi. ....’ün imam nikáhı kıydığı ileri sürülen kadın, Ankara’da oturdu ve Konya’ya hiç gelmedi. ...., eşinin siyasi durumu nedeniyle, ikinci bir kadınla dini nikahla birlikte olmasına ses çıkarmadı. ...., 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP’den Konya Milletvekili seçilip Ankara’ya gidince, hem resmi nikahlı eşi, hem de dini nikah kıydığı kadınla birlikte yaşamaya başladı. ... ailesini iyi tanıyan Konya’daki yakınları, çiftin arasında kavganın 10 yıllık dini nikahlı ikinci eş yüzünden değil, ....’ün üçüncü bir kadınla ilişkiye girmesinden kaynaklandığını ileri sürdü. .... , bir süredir eşinin başka kadınlarla ilişkisine artık dayanamadığını söyleyerek, tüm olup bitenleri basın toplantısıyla açıklamaya kalkıştığı, ancak her defasında yakın dostlarının araya girmesiyle vazgeçirildiği iddia edildi.”
Bir hadis-i şerif bilirim. Mücerreptir. “Kimse kınadığının durumuna düşmeden ölmez.” Yolsuzluk ve ahlâksızlıkları önleyeceklerini söyleyerek iktidar olanlara duyurulur.