Kadîm şehirlerimizden Konya, bir kültür ve tarih şehridir. Her sokağında, her caddesinde tarihin derin izlerini taşır. Ansiklopedi gibi şehirdir. Sırları, güzellikleri gezmekle, okumakla; meziyetleri anlatmakla bitmez. Dün olduğu gibi bugün de Konya, muhafazakar bir şehirdir. Cami sayısı bakımından İstanbul ile yarışır bu şehir. Zira 2014 yılı itibarıyla İstanbul’umuzun cami sayısı 3226’dır. Konya’mızın cami sayısı ise, 3117’dir. Tabi İstanbul onbeş milyonluk bir metropol, Konya ise iki milyonluk bir şehir.
Ne var ki Konya’nın bu kadîm kültür ve tarih şehri olması, halkının muhafazakarlığı bazı çevreleri rahatsız eder ve Konya’nın bu güzelim imajına halel getirmek için bu çevreler, bir kısım asparagas haberleri yayarlar.
Sözgelimi bu çevrelere göre Konya, Türkiye’nin en fazla alkol tüketen şehridir! Konya’da iki üç yüz kilise ev vardır! Kadına şiddet konusunda Konya ilk sıralarda yer alır! Uyuşturucu trafiğinin de en yoğun olduğu şehirlerin başında Konya gelir! Vs.
Peki, bu söylenenler ne kadar doğrudur? Yetkili birimlerin açıklamalarına göre bu değerlendirmeler doğru ve yerinde değildir. Şöyle ki:
Konya, kolonya üretiminde ön sırada bir şehir olduğundan, şehirdeki alkol tüketimi fazladır. Ancak bu tüketim içki içerek gerçekleşen bir alkol tüketimi değildir.
Konya’da çok sayıda kilise evinin olduğu bilgisi de tamamen uydurmadır, belki de reklamın kötüsü olmaz kabilinden bir haberdir. Doğrusu ise, bir iki kilise evinin bulunduğudur.
Kadına şiddet konusunda ise yetkililerin verdiği bilgiye göre, şiddete uğrayan ve tespit edilenler sisteme zamanında ve doğru olarak girilmiş, diğer iller tam olarak ve zamanında bilgileri güncelleştirmedikleri için Konya doğru ve erken bilgi güncelleştirmesi ile bu konuda ilk sıralara yerleşmiştir. Yoksa Konya bir şiddet şehri değil, tam aksine hoşgörü şehridir.
Uyuşturucu transferi konusunda şehrimizin bir kavşak olması doğrudur, emniyetin bu konudaki titiz çalışması sonucu suç şebekeleri burada tespit edilip derdest edilmektedir. Bu ise, bu konuda da şehri ön plana çıkarmaktadır. Ancak bu, şehirde uyuşturucu kullanımı sanıldığı kadar çok ve yaygın olduğu anlamına gelmemektedir.
Bütün bu açıklamalar Konya’mızın bahsedilen bu konularda sıfır sorunlu bir şehir olduğu anlamına gelmez. Elbette yapmamız gereken çok şey var. Alkol alışkanlığı olan, uyuşturucu bataklığına düşmüş, kadına-çocuğa şiddet uygulayanlara karşı yapacağımız çok şey var. Sayılan bu hastalıkların ağına düşen bir kişi de olsa, onlara ulaşmak ve onları uyarmak bizlerin insanlık, Müslümanlık ve kardeşlik borcumuzdur. Bu başka bir konudur. Ama Konya’nın imajını korumak ve bu imaja zarar vermemek de önemli bir konudur.