Ocak ayında kükürt dioksit açısından en kirli 3 şehir Şırnak, Bitlis ve Tekirdağ olmuştu…Gaznet Genel Müdürü Ali İhsan Sılkım’ın, doğalgaz kullanımına paralel olarak havanın gün geçtikçe daha da temizleştiğine dair beyanatını da içeren bu haber neredeyse tüm yerel gazetelerde yer aldı…
2004 yılında doğalgaz kullanımının başlamasıyla birlikte, Konya’nın hava kalitesinde önemli iyileşmeler yaşandığını vurgulayan Sılkım, birçok doğal ve tarihi güzelliğe sahip Konya’nın, giderek temizlenen havasıyla da çağdaşlık anlamında her geçen gün bir adım ileri gittiğini söylüyordu.
***
Hatta birkaç gün önce de 2010 yılı hedeflerini düzenlediği basın toplantısında dile getiren Sılkım, “Konya'nın en büyük sorunlarından birisi hava kirliliğiydi. Biz kentimize doğalgaz hizmetini getirdiğimizden bugüne hava kirliliğinde büyük oranda bir azalma göründü” dedi.
Bunlar elbette hoşumuza giden açıklamalar…
***
Bir de Konya olarak hoşumuza gitmeyen bir fotoğraf karesiyle karşılaştık…
Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri Amatör Dal Manzara Kategorisi’nde Türk fotoğrafçı Hayri Kodal birincilik ödülü kazanmıştı. Hayri Kodal’a Konya’dan çektiği görüntü birincilik getirmiş, üstelik bu fotoğraf 43 bin 745 fotoğraf arasından sıyrılmıştı.
Kodal, “Şimdi sular kirletildi, hava zehirlendi, denizler yükseldi ve topraklar tüketildi. Dünya, burada olmayan bir garip yaratık tarafından istila ediliyor. Bu yaratık, kendisine ve çevresine merhametsizce zarar veriyor. Öldürüyor, kirletiyor, ihtiyacından fazla tüketiyor; gözlerini hak etmediği şeylere dikiyor, hiç paylaşmadan sadece harcıyor ve üzerinde yaşadığı dünyanın tüm dengesini alt üst ediyor. İşte ben de, bu yaratığı fotoğrafladım. Umarım, dünya olarak bu yaratığa artık dur diyebilir ve gezegenimizi kazanabiliriz. Bu duygularla, birinci olmaktan çok mutluyum” diyor.
***
Bu fotoğraf karesinden yola çıkan bazı arkadaşlar, elbette haklı bir malzemeyle eleştirilerini dile getirdiler…
Gaznet Genel Müdürü Ali İhsan Sılkım’ın “havamız temizleniyor” açıklamalarına mı inanırsınız yoksa Hayri Kodal’ın 1.’lik kazandığı fotoğrafa mı bilmem…
Lakin Konya yalnızca olumsuz görüntüler içeren fotoğraflarla ulusal ya da uluslararası ödüller kazanmıyor…
Kötü bir kareyi önüne koyup idarecilere ‘buyur buradan yak’ diyenlerin bu manada biraz insafsızlıkları söz konusu…
Elbette şehrin daha iyi noktalara gelmesi için yapılan eleştirilerin faydasına inananlardanım…
Fakat gördüğü bir karenin peşine düşerek ‘Konya’yı hepten yaşanmaz bir şehir’miş gibi algılayan arkadaşlara farklı açılımlar getirmek için ben de bazı fotoğraf sanatçılarıyla görüştüm…
Mesela Konyalı fotoğrafçı Bülent Pirinçci ile…
Bülent Pirinçci’nin uluslararası Fiap patronajlı yarışmalarda 3 farklı ülkede 19 adet ödülü, mansiyon ya da sergilenmeye değer görülen fotoğrafları, ulusal yarışmalarda da 120 civarında ödül, mansiyon ve sergilenmeye değer görülmüş fotoğrafı bulunuyor. 2010 yılı başında kazandığı ulusal ve uluslararası yarışmalardaki başarılarından dolayı Fransa’da bulunan uluslararası fotoğraf federasyonu FIAP tarafından AFIAP unvanı verildi.
Ödül aldığı fotoğraflar arasında Konya’da çekmiş olduğu kareler de var.
Mesela Ukrayna Rivne 2. Uluslararası Fotoğraf Bienali’nde sergilenen 2 fotoğrafından birisi olan ‘Pazar’, Konya’dan çekilmiş bir fotoğraf… Ayrıca bu fotoğrafla Ukrayna dışında, Avusturya’dan ve Türkiye’den de ödüller almış.
Bir diğer fotoğraf karesi de genç fotoğrafçımız İbrahim Karaçelebi’ye ait. İbrahim de Şefik Can Caddesi’nden çektiği bu fotoğrafla İstanbul Mimarlar Odası’nın düzenlediği yarışmada sergileme kazanmıştı…
Zeki Oğuz da Konya’dan çekilen pek çok fotoğrafın, ulusal ve uluslar arası ödüller kazandığını söyledi…
Aslında bir köşe yazısından öteye geçip bu konuya daha geniş zaman ayırabilseydim, Konya’dan çekilmiş karelerle ulusal ve uluslararası ödüller kazanmış fotoğrafları derlemek mümkün olurdu.
***
Konya da diğer şehirler gibi iyi ve kötünün harman olduğu bir şehirdir… Ne hepten iyi, ne hepten kötü…
Hem Hayri Kodal’ın, hem de Zeki Oğuz’un, İbrahim Karaçelebi’nin, Bülent Pirinçci’nin fotoğraflarının toplamıdır Konya…
Bir karede havamız kirli, diğer karede yolumuz düzgün, bir diğerinde de pazarımız bereketli…
Yüzkarası asla değil!