Konyaspor süper… Konyaspor harika... Konyaspor ligin en klas takımı… Konyaspor doludizgin… Konyaspor durdurulamıyor.
İkinci yarı maçlarına göre Süper Ligin lideri konumunda olan ve 2016 yılında yenilgi yüzü görmeyen Konyaspor, önüne geleni devirerek şaşırtmaya devam ediyor.
Konyaspor şansı ile gidiyor diyenlere inat, ikinci yarıda oynanan tam 11 lig maçından 8 galibiyet ve 3 beraberlik alarak yenilgisiz çıkmışsa, Beşiktaş gibi bir takımı kupadan eleyerek saf dışı bıraktıktan sonra, Fenerbahçe gibi bir takımı da eze eze eli boş göndermişse buna şans değil kalite denir, fiziki kapasite üstünlüğü denir, efor üstünlüğü denir, nefes üstünlüğü denir, taktik üstünlüğü denir, teknik kapasite üstünlüğü denir, inanç üstünlüğü denir, denir de, denir ama şans denmez.
Maddi bakımdan kendisinden kat kat üstün takımları bile tek tek dize getiren Konyaspor, Fenerbahçe efsanesini de, Kocaman’ın sır dolu taktiği sonucu, Kocaman bir darbe ile yere seriverdi. Böylece lig üçüncülüğünü matematiksel olarak olmasa da, büyük oranda garantilemeyi başarmış oldu.
Maçın henüz başında Skubic ile başlayan Ömer Ali ile devam eden ve Rangelov ile noktalanan ilk golün avantaj mı dezavantaj mı olduğu konusunda tereddüt yaşadığımı ifade etmeliyim. Zira erken gelen ilk goller, avantaj gibi görünse de, uyuyan rakibi uyandıracağı ve toparlanmasına fırsat vereceği için de dezavantaja dönüşebilir.
Nitekim öyle de oldu ve Konyaspor büyük bir Fenerbahçe baskısı ile karşı karşıya kaldı ancak hem rakibin ataklarını boşa çıkarmada hem de kontrataklarla rakip kalede zaman zaman tehlikeler oluşturmada başarılı oldu.
İlk yarıda attığı beraberlik golü, Fenerbahçe’yi nasıl olsa ikinciyi de atarız rehavetine sürüklemedi. İkinci 45 dakikaya da baskı ile başlayan Fenerbahçe oldu ama dakikalar ilerledikçe oyundan düşmeye başladılar.
Aykut Kocaman’dan defansa yönelik hamle bekleyenler boşuna bekledi. Zira Kocaman oyunun gidişini gördü ve hamleleri ileriye dönük yaptı. Bu hamleler, maçtan önce çıkartılan ahlaksız söylentilere cevap niteliğinde idi ve Kocaman’ın galibiyet istediği açıkça belli oluyordu.
Nitekim bu hamleler sonuç verdi. Fenerbahçe’nin ünlü ve oldukça pahalı oyuncuları, Konyaspor’un mütevazı ama kazanmaya inanmış oyuncularının gerek fiziki, gerekse taktik üstünlüğü karşısında aciz kaldılar ve ikinci golü kalelerinde gördüler.
Maçın sonuna doğru gelişen organize atakta Rangelov’dan Ömer Ali’ye, Ömer Ali’den Bajic’e, Bajic’in de Ali Çamdalı’ya pasları birer harikaydı ve gol geliyor dedirtecek cinstendi. Hele hele Ali Çamdalı’nın kaptana yakışır bir şekilde önce sağ ayağıyla düzelterek defans oyuncusunu ekarte etmesi, sonra da sol ayağıyla düzgün bir vuruşla topu ağlara göndermesi, defalarca izlense güzelliğine doyulmayacak cinstendi.
İşte bu anda Konya stadı görülmeye değerdi. Tribünleri dolduran 42 bin kişi de muazzam bir coşku seli oluştu. Bu coşku maç bitiminde de futbolcu taraftar kaynaşması ile devam etti. Konyaspor hakkıyla kazanmıştı ve artık 3.lüğü kimseye vermem diyordu.
İlk teşekkür Konyaspor taraftarına… Fenerbahçe taraftarının bütün küfürleri ve kışkırtmalarına rağmen soğukkanlılığını bozmayan ve onların seviyesine düşmeden büyük bir olgunlukla sadece takımlarını destekleyen Konyalı taraftarlar en büyük teşekkürü hak etti ve ediyor.
Ayrıca tabi ki Aykut Kocaman başta olmak üzere teknik heyet ile yönetime ve cefakâr, inançlı, azimli futbolcu kardeşlerime de şükranlarımı sunuyorum. Konyaspor’umuza kucak dolusu tebrikler ve Eskişehirspor maçında da başarılar diliyorum.