Aykut Kocaman Çaykur Rizespor maçına taş gibi bir kadroyla çıktı. Geçen hafta iyi oynayan ve gol atan Abdülkerim’i oynatır diye bekliyordum ama O yine Mehmet Uslu’yu kadroya aldı. Demek ki kafasında Uslu ile ilgili oturmuş olumlu bir yargı var.
Orta sahada ise deplasmana özel bir tercih, Uğur İnceman’ı gördük. Holmen’i biraz öne sürüp sağ ve soluna Sissokko ve Traore’yi koydu. İleride Rangelov ile tipik, göbekten hücum yapmaya dönük 4-2-3-1 kadrosu vardı. İlk dakikalarda kaleye gitmeye değil tamamen orta saha üstünlüğünü almaya dönük, iyi paslaşan bir oyun anlayışıyla Rize’yi şaşırttılar.
Orta sahadaki üçlü, kanatları açıp Uslu ve Ömer Ali’nin top getirmesine imkan sağladı fakat ceza sahasını Rizeliler çok iyi korudu. Rangelov’a genç stoper Ertuğrul’u kilitleyen Hikmet Karaman, 30. dakikadan sonra takımını güç bela ileri çıkarabildi.
İkinci yarı aynı hataya düşmedi Hikmet Karaman. Konyaspor’un oyun kurmasına fırsat vermeden bunaltıcı bir baskı kurdu. 15 dakikada Kweuke ve Mehmet Akyüz ile iki net pozisyon buldular. Aykut Kocaman’ın Sissokko-Halil İbrahim değişikliği ise son derece yerindeydi. İkinci isabetli hamlesi ise Rangelov’u çıkarmak oldu. Adamı fauller, itip kakmalarla perişan ettiler.
Son 15 dakikada ise Rize’nin diri olmasına rağmen gole gidecek motivasyonu hayli düştü. Konyaspor ise aynı dirilikte rakibin ataklarına cevap verdi. Oyundan hiç düşmediler. Takımda vasatın altında oynayan tek isim Holmen’di. Ne ileri ne geriye beklenen katkıyı sağlayabildi.
Yıllardır maç izliyorum. Oyunun beş dakikalık bir bölümünü izleyince, sıra dışı bir şey olmadığı sürece maçın seyrini az çok tahmin edebiliyorum. Son 20 dakika maçtan gol çıkmayacağı çok belliydi.
Torku Konyaspor iç sahada iyi bir karnesi olmayan Rize’yi iyi etüt edip istediği puanı almayı başardı. Emin adımlarla ilerlemek böyle bir şey işte. Kocaman ve öğrencileri iyi iş çıkardı. Tebrikler.