Konyaspor, tarihindeki en renkli, en heyecanlı ve belki de en iddialı başkan ve yönetimle süper ligde 6. sezonuna başlayacak. Başkan Mehmet Ali Kuntoğlu bugüne kadar birçok söylemde bulundu. Bunlardan önemli bir kısmını da yerine getirdi. Bunun ilk örneği transferler oldu. Takımda ihtiyaç duyulan bölgelerin yanında belki bütçeyi de zorlayacak şekilde yeni oyuncular alındı. “Belediye Konyaspor’u yalnız bırakmaz ancak alacakları gelen futbolculara belediyeyi işaret etmeyeceğiz” diyen Kuntoğlu Yönetimi en önemli problemlerden birini çözdü. Çünkü başarı konusunda sıkıntı yaşayan takımların büyük çoğunluğu maddi sorunların önüne geçemeyen kulüplerdi. Yönetimin para konusunda hassas davranması Konyaspor’da geçtiğimiz dönemlerdeki gibi futbolcuların gazetecilerin kulağına eğilip “Maç başlarımızı alamıyoruz, konsantre olamıyoruz, nasıl maç kazanacağız” diye üstü kapalı tehditlerin önüne geçmesini sağlayacak.
Kuntoğlu ve ekibinin maddi fedakârlıklarının şehirde ne kadar yankı bulacağını merakla bekliyorum. Cuma günü ciddi bir organizasyonla belki de ilk kez kulübe destek sağlanması için Konyaspor Gecesi düzenlenecek. Bu gecede iş adamları en az 1 milyon YTL bağışlarsa Konyaspor yönetiminin kaynak yaratma konusundaki başarısı tescillenecektir.
Şehirde heyecan yaratma, Konya’nın takımına sahip çıkması için düzenlenen sezon açılışı ise şimdiden amacına ulaştı. Feyenoord gibi bir takımın Konya’ya gelecek olması bile çok önemli. Roy Makaay, Tomasson, Van Bronckhorst gibi isimleri izleyeceğiz. Dolu tribünlerle futbol ve süper lig heyecanı Konya’da bir hafta erken başlayacak.
Konyaspor ve yönetim konusunda yazılacak çok şey var. Ancak lig öncesi tek çekindiğim konu takımın hedef küçültmesi. Başkan Kuntoğlu’nun “Bu sezon hedefimiz ilk 10 takım arasına girmek” şeklindeki sözlerine takılmıyorum. Temkinli davranması doğal. Ancak Teknik Direktör Raşit Çetiner’in tedirginliği beni korkutuyor. Takımın Konya’ya geldiği gün basının sorularını yanıtlarken sorulan soruları yanlış anlayacak kadar tedirgin davranması beni şaşırttı. Yönetim istediği tüm oyuncuları aldı. Kendisi de takımda eksik olmadığını alternatifli bir kadro kurduklarını belirtiyor. Ancak savunma ağırlıklı bir oyun anlayışı üzerinde durduğu yönündeki soruya önce sinirlenmesi ardından da “Şampiyonluğa oynayan takımlara hücum yaptırırsınız, küme düşmemeye oynayan takımlarda ise gerekli önlemleri alırsınız” anlamına gelecek sözler sarf etmesi beni şaşırttı ve korkuttu. (5 ön liberonun olduğu takımda bu sorunun sorulması gayet doğal)
Geçen yıl büyük sıkıntılar yaşasa da Konyaspor’un değil Konya’nın her zaman bu ligde iyi bir yeri olduğunu herkes biliyor. Kaldı ki yönetim de her konudaki kötü imajı silmek için büyük çaba sarf ediyor. Kimse takımın şu an 5. viteste gitmesini beklemiyor ancak 3. vitesi de bu şehre kimse çok görmemeli.
ŞEKERSPOR İYİ GİDİYOR
Konya Şekerspor geçtiğimiz yıl sessiz gitmiş ve ligin başında aldığı iyi sonuçlardan sonra üst sıralardan kopmamak için çalışmıştı. Yönetim bu sezon yine aynı taktiği uygulamak istiyor. Ancak yapılan transferler takımın Bank Asya ekiplerine karşı aldığı sonuçlar bu taktiğin aynı sonucu vermeyebileceğine işaret ediyor. 2. lig üçüncü gruptaki tüm takımlar Şekerspor’un karşısına “Şampiyonluğa oynayan bir ekiple karşılaşacağız” diyerek çıkacaktır.
Bu arada Nevşehir’de izlediğim Darıca maçında küçük eksikler dışında takımı çok iyi gördüm. Yapılan transferlerin önemli bir çoğunluğu yerli yerinde izlenimi veriyor. Muhammed Reis, Cem Baki, Can Parlayan, Emre Köksal, İskender ve Kaleci Gürsel ilk etapta göze batan isimler. Yavuz İncedal, Erkan Atılgan’ın yalnız olduğu defansın soluna Konyaspor’dan Koray’ı da alması halinde çok iyi bir takıma sahip olacak. iyi bir takım yapmış ancak sözleşme imzalatılıp peşinatları verilmesine rağmen hala gönderilecek isimler olması da garip bir transfer politikası.
Bu sezon maçlarını Atatürk Stadyumu’nda oynayacak olan Şekerspor da hem heyecan verecek hem de güzel futbol izlettirecek gibi görünüyor.