Konyaspor’u İzlemenin Zevki

Selman S. Akyüz

Konyaspor, Nurullah Sağlam dönemiyle birlikte geride kalan 15 haftanın en iyi maçını çıkardı. Sadece sonuç olarak değil, galibiyete ulaşırken ortaya konan futbol, istisnasız tüm futbolcuların inanılmaz bir eforla koşması, mücadele etmesi ve tabi rakibin güzel futbolu, her şeyiyle harika bir maçtı. Böyle maç izlemeyeli uzun süre olmuştu.

 

Vestel Manisa’nın maçın ilk dakikasında öne geçmesi herkesi şok etti. Ama tribünlerdeki sessizliğin kısa sürmesi gelecek gollerin habercisi gibiydi. Herkes takıma güveniyordu. Hemen beraberlik golü, ardından yine rakibin golü.. Neye uğradığımızı anlayamadık. Tribünde sesin şiddeti artıyor ancak sahada aksine bir sessizlik. Manisa’nın tecrübeli oyuncuları, maçı o kadar iyi yavaşlattı ki Konyasporlu futbolculara sanki kal geldi. Defansta Ömer, orta sahada Batista ve Mustafa’nın takıma güç veren mücadelesinin ardından Veysel – Murat ikilisinin ilk yarım saatte yaptıklarına baktıktan sonra, “Bugüne kadar izlediğim en iyi Konyaspor bu. Gol bölgesindeki doğru ikiliyi de bulduk” diyordum. Buraya dikkat etmek gerekiyor. Kimse Konyaspor’un maçta 2-1 geride olduğunun farkında bile değil, ya da kimsenin umurunda değil. Mağlubiyete rağmen futbolu konuşuyoruz.

 

Galibiyetin sırrı ise devre arası soyunma odasında gizli. Ünal Karaman’ın, futbolcularına, “nasıl” oynamaları gerektiğinin yanı sıra “niçin” daha iyi oynamaları gerektiğini anlatması her şeyin anahtarı oldu. Doldur boşalt yapmadan, stres yapmadan, mutlaka gole ulaşacaklarını bilerek, rahat ve ciddi bir şekilde ortaya konan futbol, takımı öne geçirdi. Karaman’ın motivasyon konusunda  verebileceklerini tahmin ediyordum ama böyle bir futbola zemin hazırlamasının kolay olmadığını düşünüyordum. En azından bu hafta.

 

Murat Hacıoğlu’nun deplasman ya da iç saha farkı gözetmeksizin formu yerinde olduğu sürece mutlaka sahada olması gerektiğini bir kez daha gördük. Hızlı oyuncular her zaman avantaj sağlıyor. Boşta dursa bile pozisyona yetişiyor. Doğru yerde geziyor. Gezmesi bile faydalı. Veysel’in ikinci yarıdaki durağan futbolunun biraz dışarıda tutarsak Konyaspor’un takım halinde iyi futbol oynadığı, çok koştuğu bu maçı izlemeyenler için “çok yazık” demekten başka ne denebilir ki?

 

Saha içinden aktarılması gereken en önemli iki nokta; Ünal Karaman’ın kanatlardan oynamaya verdiği önem ve öne geçilmesine rağmen takımı tüm hatlarıyla geriye çekmemesidir.

 

Saha dışında ise harika bir taraftar vardı. (Maratonun solundaki grubun, dışarıda kalan arkadaşları için yönetime bağırıp çağırması dışında) Herkes, gol atan futbolcunun adını söylemek için adeta sabırsızlanıyordu. Taraftar her golden sonra on binlerce Konyasporlu’nun birlikte haykırmasını duymak için bir gol daha istedi.

 

Geçen yıllarda olsa böyle bir maçtan sonra galibiyetin ve iyi futbolun keyfini sonuna kadar çıkarmak gerekirdi. Çünkü bir kez daha aynı duyguyu yaşamak hayli zordu. Ancak şimdi rahat olun, işinize gücünüze bakın, iç sahada artık kötü bir Konyaspor izleme ihtimaliniz çok düşük. Ünal Karaman doğru yolda. Camia da, ona güvenmekle doğruyu yapmaya devam ediyor.