Aykut Kocaman, Fenerbahçe karşısına çıkardığı takımın geçen yıl ligi üçüncü bitirdiğini unutmuş galiba. Karşısında, hücum hattındaki Emenike ve Lens dışında hiçbir numarası olmayan, maçın 35. Dakikasında kalecisi vakit geçirmek için top değiştiren, oyunu rakip yarı sahaya yıkmasına rağmen pozisyona girmekten aciz, golü bile güç bela penaltıdan bulan bir Fenerbahçe vardı.
Bu kötü takıma karşı Konyaspor daha doğrusu Aykut Kocaman, koca ilk yarıyı mahkum, silik bir futbolla geçirdi. Amir ve Volkan Fındıklı tercihleri nedeniyle orta sahada iki kişi eksik oynayan Konyaspor, sahada resmen benzini bitmiş kamyon gibi tekleyen Volkan’ın Lens’i kaçırması yüzünden bir de gol yedi. Maçtan önce sakatlanan Vukoviç’in yerine kendisini ilk on birde bulan Abdülkerim’e penaltı yaptırdığı için kızmamızı kimse beklemesin.
İkinci yarı Konyaspor daha coşkuluydu. İlk dakikalarda beraberlik golünü bulmaya yönelik ciddi akınlar yaptılar. Aykut Kocaman’ın devreye Bajic ve Miloseviç’i alarak başlaması ilerdeki canlılığı arttırdı. 60. Dakikaya kadar çabucak ceza sahasına inmek için hızlı oynayan Konyaspor daha sonra topu ayağında tutmaya, daha bilinçli ataklar yapmaya başladı.
Aciz Fenerbahçe, son 20 dakika sahasından bile çıkmayıp attığı yarım golün üzerine yattı. Aykut Kocaman ilk yarı ve hatta maçın tümü için berabere bitirme planı yapmasaydı Konyaspor bu maçı çok rahat alırdı.
Bu arada korkak, aciz hakemlerin Konyaspor'un penaltısını utanmadan es geçmesine alıştık artık. Stadyuma “Türk futbolu 3’ten büyük” yazan Konyaspor taraftarının sesi İstanbul'un yüzsüz takımlarına şarkı gibi geliyor. Maalesef...
Konyaspor’un normalde iyi olup Fenerbahçe maçlarında ekstra kötü oynamasına katlanamıyorum. Biliyorum siz de Türkiye’nin en antipatik takımını, en kötü halinde yenememekten hayli rahatsızsınız. Benim gibi “Ya sabır” çekin.