Unutmayalım;
Konyaspor, 3-4 yıl önce “transfer yasağı” alan bir kulüptü.
Mazot parası bulamayan, yolda giderken bindiği otobüs haczedilen, kapısında icra memurlarının cirit attığı bir kulüptü.
Şimdi, “İsmi cismi duyulmamış, ucuz transferler” diye eleştiri yapanların bu gerçeği unutmaması lazım.
Elbetteki gönül, yıldız oyuncularının bu takımda oynamasını ister.
Ancak bu ekonomik olarak güçlü olmayı gerektirir.
Önce ekonomik gücü elde edeceksin.
Bu anlamda Konyaspor yönetimini, “Neden fazla para harcamıyorsun, neden pahalı oyuncular almıyorsun ya da neden fazla transfer yapmıyorsun” , “kulübü neden şu kadar borca daha sokmuyorsunuz” diye eleştirmek haksızlık olur
Peki ala yönetim hesapsızca transfer yapabilirdi.
Ancak bunu yapmak varken kulübün geleceğini düşünerek transfer politikası izlenmesi, zor olanın seçilmesi, takdir edilecek bir davranıştır.
Elbette ki transfer edilen oyuncular isim bazında tartışılabilir.
Yanlış transferleri eleştirmek herkesin hakkıdır.
Geçtiğimiz yıllarda yanlış transferler de oldu ve haklı olarak eleştirildi.
Bugün Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi Türkiye’nin dev kulüplerin trilyon liralara dayanan borçlarla yaşadıkları sıkıntıları ve daha önemlisi bundan sonrası için karşılaşacakları sıkıntıları görüyoruz.
Konyaspor kulübü yöneticilerinin, kendi şirketini, kendi evinin bütçesini, nasıl yönetiyorsa aynı sorumluluğu kulüp için göstermeleri hem bir sorumluluktur hem de vebaldir.
Konyaspor basamakları, uzun vadeli planlamayla, tek tek çıkmak zorundadır.
ÖNEMLİ OLAN TAKIM OLABİLMEK
Diğer konu ise,
Klasik bir laftır ama: “Futbol sahada oynanıyor, maç sahada kazanılıyor.”
Maçın galibi; maç öncesi takım ve oyuncu bedeline, kalitesine göre belirlenmiyor.
Ne yıldız futbolcu, ne pahalı futbolcu, ne de fazla transfer,
tek başına başarı demek değildir!
Bunun sayısız örneği var.
Son olarak Shaktar’ın hocası Lucescu, Fenerbahçe maçı öncesi şunu söylemişti: “Çok transferlere başarı elde edilmiyor önemli olan takım olabilmek…”
Gerçekten de öyle oldu, “takım olabilen” takım kazandı.
İşte Konyaspor için de önemli olan takım olabilmek ve yıldız transfer etmek değil, yıldız oyuncular yetiştirebilmektir.
ALTYAPI... ALTYAPI… ALTYAPI…
“Konyaspor’un en büyük sermayesi “gençler”dir, “altyapıdır” dedik.
Doğrusu bu konuda başarılı olunamadı, yol alınamadı.
Transfer yasağı kalktı, gençler de bitti, gitti!
Bir tane oyuncu parlatamadık!
Bugün kala kala elimizde Ömer Ali kaldı.
Selim’in durumu da ortada…
Yöneticiler, bu konuda maalesef iyi bir yol haritası belirleyemedi.
2005’te Zafer Biryol, geçtiğimiz sezon cüzi bir para karşılığı Tolga Ünlü…
10 yılda 2 oyuncu satıp para kazanabilen bir kulüp için bir altyapı başarısından söz etmek mümkün değildir.
Kendimizi kandırmayalım.
KOCAMAN’A İŞ DÜŞÜYOR
Bu anlamda Teknik Direktör Aykut Kocaman’ın Abdülkerim Bardakçı, İsmail Güven yine Halil İbrahim Sönmez ve Okan Derici gibi isimleri A takım kamplarına götürmesi beni çok sevindirdi.
Ancak İsmail Güven ve Okan Derici’yi yeniden Anadolu Selçuklu’ya göndermiş.
Hadi takdiri diyelim.
Vedat Bora, Volkan Fındıklı gibi gençlerle birlikte A takımda 4-5 genç isim oldu.
Tabi bunları A takıma alıp yedek kulübesine ya da tribüne hapsedersek değişen bir şey olmaz.
Bu oyunculara mümkün olduğunca oynatmak, arkalarında durup parlatmak lazım.
Bu işin PR’ı, pazarlaması da ayrı konu.
Bugüne kadar yapamadık, bundan sonra bunu başarmamız lazım.
KOCAMAN’A BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Bu konuda Aykut Kocaman’a büyük sorumluluk düşüyor.
Aykut hocanın Türkiye’nin kalburüstü hocalarından birisi olduğu herkesçe kabul edilen bir olgudur.
Yani trilyonluk takımları şampiyon yapmak elbette başarıdır ancak Anadolu kulüplerini kısıtlı bütçeleriyle, bir yere ulaştırmak, genç futbolcuları o kulüplere ve Türk futboluna kandırmak daha zor ve daha takdir edilesi bir davranıştır.
Aykut hoca, bu gençlere kafa yorarsa mesaini harcarsa, bu sezon hiç olmazsa bir-iki genç oyuncuyu takıma kazandırırsa hem Konyaspor taraftarlarının kalbinde taht kurar hem de Türk futboluna büyük katkı sağlar.
Kocaman’a zor olanı başarmak yakışır.
KONYASPOR’UN ‘BABAYİĞİT’İ ALTYAPI
Konyaspor’un, büyük kulüp olma, 6. büyük olma hayalinin ve hedefinin gerçekleşmesinin altyapıdan, gençlerden, oyuncu yetiştirmek ve satmaktan -özelde de 3 büyüklere satmaktan- geçtiğini bir kez daha yinelemek istiyorum.
Yoksa çok “babayiğit” ararız.
Bu devirde herkesin babayiğitliği kendine.
Konyaspor’un babayiğiti olsa olsa “altyapı” olur.
Altyapı ve gençler konusunu bundan sonra da gündeme getirmeye devam edeceğim.
Pazar günkü Akhisar maçı öncesi Konyaspor’umuza yeni sezonda yürekten başarılar diliyorum.
Sevgimiz, yüreğimiz, heyecanımız onlarla…