Bursaspor maçından sonra bu köşede birlikte olamadık. Konya’nın gerçek yerli gazetesi Memleket’i yakından takip edenler belki duymuştur. Uğur Abi askere gideceğimi duyurdu. Kendimi futboldan ve Konya’dan biraz uzaklaştırmak için gündemi takip etmedim. Ama Selçuk Üniversitesi ve Konyaspor’un maçlarını seyretmeden edemedim. Selçuk Üniversitesi, Beko Basketbol Ligi’nde bir üniversite takımının niçin bulunması gerektiğini Ted Kolej ve Tofaş maçlarında ispatladı. Hem oyuncular hem de heyecanlı, delikanlı ve centilmen basketbol taraftarı, Selçuk Üniversitesi’nin Türkiye’nin en büyük üniversitesi olduğunu ve basketbolu çok sevdiklerini bir kez daha ispatladılar.
Üstüne basa basa “hedefsiz” olmakla (net bir hedefin olmamasını kastediyorum) itham ettiğimiz Konyaspor ise takım, ligin bitimine 7 hafta kala tatsız maçlar oynamaya başladı. Düşme hattından uzaklaşmak için çaba sarf eden Ankaragücü karşısında Atatürk Stadyumu’ndaki atmosfer bunun en büyük göstergesiydi. Maçla ilgili söyleyecek hiçbir şey yok. Konyaspor’un 3 puan alacağını çocuklar bile biliyordu. Ama sıcacık bir futbol pazarında tribünlerin boş olması, taraftarların maçı zorla seyrediyor gibi davranması Konyaspor’da önemli bir yanlış yapıldığının göstergesiydi. Ama El Saka, Neca ve Erman Özgür dışında oyuna renk ve heyecan katacak başka futbolcunun olmaması hedefsizlikle birleşince sıkıcı geçecek haftalar erken başlamış oldu. Öyle kötü bir maçtı ki, takımına kızan Ankaragücü taraftarı ile yönetimine tepki gösteren Konyaspor taraftarı bir ağızdan Konyaspor başkanını istifaya davet ediyordu. Nalçacı grubu adına üzüldüm. Hem de çok üzüldüm. Onlar eskiden “istifa” diye bağırdıklarında söz konusu kişi ya da kişiler istifa ederdi ya da en azından aşırı derecede rahatsız olurlardı. Şimdi istifaya davet ettikleri kişiler sadece gülümsüyor. Kaldı ki Konyaspor’un şu anki yönetiminden hiç kimseyi, istifaya davet etmeye, hiç kimsenin hakkı olmasa gerek.
Gazetecilik, habercilik bir kamu görevi niteliğinde. 25 kuruş verip elinize aldığınız gazetede okuduğunuz haberler size doğru bilgiyi yansıtmak için hazırlanıyor. Yorumcular da haberin içindeki bilgileri biraz daha fazla düşünüp olayları daha iyi görmenize yardımcı olmak için varlar. Ben de bugüne kadar Konya’daki sporseverlerin kendilerinden saklananı görmeleri için çaba sarf ettim. Birilerinin beni “İrlandalı” olmakla suçlamasını göğüsleyecek kadar da görevimi seviyorum.
Kimse korkmasın! Konyaspor’un taraftarı stadyuma gelip sahada ve tribünde olanları doğru gördüğü sürece bu şehirde futbol bitmez. Kimse korkmasın! Bu şehirde gazeteciler kamu görevi yaptıklarının bilincinde oldukları sürece futbol bitmez. Konyaspor’un menfaatlerini kendi menfaatinin üzerinde tutan kaliteli yöneticiler olduğu sürece bu şehirde futbol bitmez. Bu şehirde, iyi oynayan futbolcuyu sahadan çıkarken dakikalarca alkışlayan Tahir Akyürek gibi belediye başkanları olduğu sürece futbol asla bitmez. Ama en önemlisi ilk başta söylediğim gibi Konyaspor’un sadece renklerini sevenler olmaya devam etmeli. Ama sayıları da artmalı. Herkes arkadaşı ve çocuğunun bu şehrin takımına taraftar olmasını sağlamalı.
Vatani görevim hayırlısıyla bitirdikten sonra umarım bu sayfalarda görüşmeye devam ederiz. Hakkınızı helal edin.