Nöroloji Uzmanı Dr. Aysun Hatice Akça Karpuzoğlu, ilerleyen yaşla birlikte tüm hücrelerde kayıp olduğu gibi bağışıklık hücrelerinin de azaldığını belirterek, korona virüsüne karşı özellikle yaşlıların daha fazla risk taşıdığını söyledi.
Medova Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Aysun Hatice Akça Karpuzoğlu, yaşlılığın fiziksel, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir durum olduğunu belirerek, özellikle son dönemlerde yaşanan korona virüsü salgını tehlikesine karşı yaşlıların daha çok dikkat etmesi, korunması gerektiğini söyledi. Yaşlıların bu konuda daha fazla risk taşıdığını aktaran Uzman Dr. Hatice Akça Karpuzoğlu, “Fizyolojik boyutuyla yaşlılık, kronolojik yaşla birlikte görülen değişimleri; psikolojik boyutuyla yaşlılık, algı, öğrenme, psikomotor, problem çözme ve kişilik özellikleri açısından insanın uyum sağlama kapasitesinin kronolojik yaş ilerledikçe değişimini ifade etmektedir. Sosyolojik açıdan yaşlılık ise bir toplumda belirli yaş grubundan beklenen davranışlar ve toplumun o gruba verdiği değerlerle ilgilidir Yaşla beraber tüm vücut hücrelerinde yaşlanma olduğu gibi beyinde yaşlanma olur. Önemli olan kişinin normal yaşlılık süreci ve yaşla birlikte ortaya çıkabilecek hastalıkları ayırt edebilmektir. Çoğu yaşla beraber ortaya çıkan hastalıklardan olan Alzheimer hastalığı gibi bunama ile seyreden hastalıklar, Parkinson hastalığı gibi hareket bozuklukları hasta yakınları ve toplum tarafından bazen fizyolojik yaşlanma süreci olarak değerlendirilmektedir. Bu hastalıkların tanısının genelde ileri evrelerde hastaların bağımsızlığı kısıtlandıktan sonra konulmaktadır” dedi.
“Yaşlı insanların hastalıkları daha uzun ve ciddi seyreder”
Yaşla beraber tüm hücrelerde kayıp olduğu gibi bağışıklık hücrelerinin de azaldığını vurgulayan Uzman Dr. Hatice Akça Karpuzoğlu, “Yaşlı insanlar bu nedenle daha fazla hastalanır ve yaşlı insanların hastalıkları daha uzun ve ciddi seyreder. Tüm dünya ve ülkemizde en sık ölüm sebebi enfeksiyonlardır. Son günlerde dünyamızda ve ülkemizde paniğe sebep olan Covid-19 virüsü özellikle 60 yaş üstü bireylerde çok şiddetli seyredip ölüme kadar sebep olabilmektedir. Bu virüsten korunmanın en önemli yolu kendimizi özellikle toplu ortamlardan, toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri ve kalabalık ortamlardan izole etmek ve gerekmedikçe sağlık kuruluşlarına gitmemektir” şeklinde konuştu.
“El hijyeni, maske kullanımı önemlidir”
Hastalık için kişisel temizliğin de önemli bir faktör olduğunu kaydeden Uzman Dr. Aysun Hatice Akça Karpuzoğlu, “Özellikle mecburen toplu alanlarda bulunulması gerekiyorsa, el hijyeni, maske kullanımı önemlidir. El hijyeni için el yıkama, alkol içerikli el dezenfektanları kullanılmasını dikkat edilmelidir. Sürekli aynı maskeyi kullanmak ve maskeyi elle sürekli hareket ettirmekte enfeksiyon riskini arttırabilmekte ve bu nedenle belli aralıklar ile maskenin değiştirilmesi önem arz etmektedir. Maskenin burun üstündeki teli el dezenfekte edildikten sonra buruna oturtulmalı, sonrasında maske çıkarılmak istendiğinde kulağa takılan lastikten çıkarılmalıdır. El hijyeni açısından ele ve kola takılan yüzük, bilezik, bileklik, saat gibi aksesuarlar kullanılmamalıdır. Hastalık ateş, boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı ile başlayıp hızlıca alt solunum yollarına ilerleyip her iki akciğeri etkileyen zatürre ile ölüme sebep olabilmektedir. Bulaş yolu havadan ve temasla olmaktadır. Tedavisi ve aşısı olmadığı için alınabilecek en iyi önlem özelikle de risk grubunda olan yaşlılar için izolasyonu sağlamak ve temizliğe dikkat etmektir” ifadelerini kullandı.