Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
Bundan böyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gezisini izleyen gazetecilerin işi zor; “Gelin birlikte gidelim” davetiyle uçağına aldığı yazarların da, geziyi izlesinler diye gönderilen muhabirlerin de... Karşılarında geziyi kendilerinden daha iyi izleyen bir rakip var çünkü...
O rakip Cumhurbaşkanı Gül’ün bizzat kendisi...
Dün bir baktım bütün gazetelerde kendisi tarafından kaleme alınmış izlenimler, seçtiği fotoğraflar eşliğinde, bütün gazetelerde yer alıyordu. Meğer geziyi twitter hesabından takipçileriyle paylaşmış Cumhurbaşkanı Gül...
Şu işe bakın...
Mağrip ülkelerini Endülüs’ün âkıbetinden koruyanın Osmanlılar olduğunu, Türklerin de Mağribli leventlerin desteğiyle Akdeniz’i bir ‘İslâm Gölü’ haline getirdiğini kaydetmiş... Tunuslular 400 yıl sürmüş bu beraberliğin hatıralarına ve izlerine sahip çıkıyor ve gururlanıyormuş... 14 Ocak devrimini gerçekleştiren Tunuslu liderler eziyet ve zulüm görmüş olmalarına rağmen vakur duruş sahibiymiş...
“Gurur duydum ve etkilendim” diyor Cumhurbaşkanı Gül...
Tunus Cumhurbaşkanı Munsef Merzuki sol gelenekten geliyormuş, bütün Arap dünyasında insan hakları mücadelesiyle tanınıyormuş; ömrü uzun yıllar hapiste ve sürgünde geçmiş... En-Nehda’dan Başbakan Hammadi Cibali 14’ü hücrede olmak üzere 17 yıl hapis yatmış... İçişleri Bakanı (yine En-Nehda’dan) Seyit Ali’nin hapiste kaldığı yıl sayısı da 17 imiş... “Siyasi düşüncelerinden dolayı hapis yatmışlar; olgunluk ve hoşgörülü tavırlarına baktığımda sanki hiç hapiste yatmamış izlenimi veriyorlardı” diyor Cumhurbaşkanı Gül... Meclis Başkanı Mustafa bin Cafer de en zor zamanlarda yanlışlara direnmiş biriymiş...
En fazla etkilendiği kişi ise “Eskiden beri tanırım ve düşüncelerine değer veririm” dediği Raşid Gannuşi... O da hapiste kalmış, sürgün hayatı yaşamış...
Görüştüğü Tunuslu devlet yetkilileriyle ilgili kişisel düşüncelerini Cumhurbaşkanı Gül’ün kaleminden okumuş oldunuz.
Ziyaret ettiği mekânlardan biri kentin merkezindeki Sadıki Koleji’ydi. Tarihimizde ‘Tunuslu Hayrettin Paşa’ (d. 1823- ö. 1890) olarak bilinen II. Abdülhamid devrinde bir ara sadrazamlık da yapmış zatın bânisi olduğu okul burası. Adı önünde ‘Tunuslu’ sıfatı bulunduğu için çoğu kişi oralı sanıyor; oysa Hayrettin Paşa Kafkasya’da doğmuş bir Çerkez. Tunus’ta bir süre ‘Bahriye Müdürü’ olarak görev yapmış... Nehir Yayınları hazretin hatıralarını yayınlamıştı, Alev Alatlı’nın çevirdiği ‘En Emin Yol’ adlı bir kitabı da (Ufuk Kitapları) vardır.
Milli Eğitim Bakanı Abdüllatif Abid, Cumhurbaşkanı Gül’e Sadıki Koleji’ni gezidirken Hayrettin Paşa hakkında yazılmış Atilla Çetin’in kitabının Arapçasını hediye etti. Sadıki Koleji için bazıları “Galatasaray Lisesi’nden esinlenme” diyor, ama modern haliyle Galatasaray’ın kuruluşu 1868’dir; Hayrettin Paşa’nın bânisi olduğu “Uzun süre Tunus’un aydınlarını ve devlet adamlarını yetiştirmiş” kolej kapılarını eğitime 1875 yılında açmış... Arada fazla yıl farkı yok.
Sadıki Koleji’nden yetişmiş Tunus’un saygın aydınları ve devlet adamları portreleri arasında gezerken, okulun öğrencisi bir kız, “Türkçe seçmeli dil olarak okutulsun” talebinde bulunmuş. “Çok dikkat çekiciydi” diyor Cumhurbaşkanı Gül bu talep için ve ekliyor: “Yanımda bulunan Tunuslu Milli Eğitim Bakanı da buna müspet baktı.”
Ülkenin saygın lideri Raşid Gannuşi’yle Çarşı içinden Zeytuniye Camii’ne doğru yol alırken önünü kesen bir kadın, “Ben de Türk’üm, ailem Kayseri’den buraya geldi” demiş Cumhurbaşkanı Gül’e... Kadınla televizyonlar röportaj da yaptılar.
Twitter hesabından gönderdiği mesajda Türk bayrağına çok benzeyen Tunus bayrağından duyduğu heyecanı da yazmış Cumhurbaşkanı Gül...
Geziden aktarılacak izlenimlerin hepsi bu kadar zaten; Cumhurbaşkanı gezi sonrası takipçileriyle bunların bütününü paylaşmış oluyor böylece; gazetecilere de kayda geçirecek başka bir şey kalmıyor...
Cumhurbaşkanı gezilerine katılacak gazetecilerin işi bundan böyle gerçekten zor. En büyük rakipleri bizzat Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisi çinkü...
Star