Köyler mahalle olursa kıyamet mi kopar
Son günlerin Yeni tartışması ve protestosu,
Büyükşehir yasa tasarısı
Bu konuda birbirinden çok farklı değerlendirmeler yapılıyor.
Birincisi, ana muhalefet partisinin seslendirdiği,
Tasarının yerel yönetimleri güçlendirmek bir yana idari yapıyı daha merkezileştirdiği, köy ve belde yönetimlerini kaldırarak yerinden yönetimi ve demokrasiyi zayıflattığı eleştirisi...
Bu değerlendirmeleri dinleyince köylerin mahalle haline gelmesinin; köy muhtarının yerini mahalle muhtarının, almasının demokrasi açısından ne gibi eksiklik yarattığını anlamakta güçlük çekiyorum.
Köyler mahalle olursa neler olur diye kısa bir araştırma yapınca ilginç sonuçlar ortaya çıktı.
Mesela bu yasadan sonra köyde yaşayanlar mahalle imkanlarından yararlanacaklar. Ancak ekonomik yönden birçok kayıpları olacak.
İşte köyde yaşayanlar için esas sıkıntı burada;
Bu tasarı kanunlaşırsa, köylüler şimdiye kadar ödemedikleri su parasını ödeyecekler, birçok konuda ruhsat parası gibi ödemelerle karşı karşıya kalacaklar.
Saygıdeğer siyasetçilerimiz köyde yaşayanların şimdiye kadar aldıkları hizmetin karşılığını neden vermediklerini hiç tartışılmazken bugün bu hizmetin karşılığını öde diyenleri tartışıyor. İşin garip olan yönü de burada başlıyor.
Bir insanın tükettiği suyun parasını ödemesi yada yaptırdığı bina için ruhsat parası ödemesi kadar normal bir durumun nasıl olup da eleştiri konusu yapılabildiğine de ben şaşıyorum.
İkincisi, belde belediyelerinin durumu...
Belde belediyelerinin yönetici ve çalışanları bugüne kadar kendi maaşlarını düşünmekten beldeye hizmet vermeyi unuttular tabiî ki bu insanlarda mağdur olacak.
Bugün iktidarıyla muhalefetiyle bu güçsüz yapılanmayı tartışacağımıza demokrasi açısından eksiklik olarak tartışma başlatarak tamamen hedef saptırdığımızı düşünüyorum.
Bulunduğu beldede kendisine başkan denilsin diyenlerde, belediyede çalışmakla elit olduğunu düşünenler bu statüyü kaybetmek istemiyorlar.
Şu anda sessiz görünen bu kesim önümüzdeki dönemde bu tasarıya en büyük tepkiyi gösterecek. kendi partilerini bile tehdit etmeye başlayacaktır.
Ama bu tepki bile iktidar partisine geri adım attırmamalıdır.
Mantıklı makul bir değerlendirme yapılınca Bu tasarı yerel yönetimlerin merkezi idareyle bağını zayıflatarak daha özerk hale getiriyor diyebiliriz. Durum böyle olunca da büyükşehir belediyeleri kendi sınırları içinde merkezileşerek daha güçlü bir idari birim haline gelecektir
Ben bunu prensip olarak doğru buluyorum.
Ne var ki, yerel yönetimleri asıl güçlü kılacak olan unsur, bu idari yapının içinin iyi doldurulmasıdır. yeni oluşturulacak meclisin hangi görev ve yetkilere sahip olacağıdır. Yani Ankara”nın hangi yetkilerini yerel yönetime devredeceğidir.
Çünkü Yerel yönetimleri güçlü ve etkili kılacak asıl değişikliğin bu konuda yapılması gerekiyor
Bugün tartışılması gereken bu konunun ileride çıkarılacak yasalara bırakılmasını yapılan büyük eksiklik olarak değerlendiriyor bu konuyu anlamakta da güçlük çekiyorum.
Büyükşehir yasa tasarısı ile ilgili kafamda netleşmeyen cevabını bulamadığım konuları burada paylaşmak ve cevabını da yetkililerden öğrenmek istiyorum.
İl genel meclisinin kaldırılacak bu tamam
Peki İl genel meclisinin tüm yetkileri Büyükşehir belediyelerine devredilecek mi?
Belediye meclisinin eğitim konusundaki yetkileri ne kadar olacak?
Sağlık hizmetlerini kim yürütecek? Bölgedeki devlet hastaneleri belediyeye bağlanacak mı? Okulları kim idare edecek? Belediyeler ihtiyaç duydukları durumlarda vergi koyabilecek mi? Şehirde bulunan vakıflar, vakıf malları ve Hazine arazileri belediyelere devredilecek mi?
Yada Belediye meclisi bölgeyi ilgilendiren konularda referandum yapabilecek mi?
Bu konuda kesin konuşmamız yukarıdaki sorulara bulduğumuz cevaplardan sonra daha sağlıklı olacaktır. Şu anda işin kabası tamamlanmıştır. Buda asıl yapılacakların sadece üçte biridir.
İkinci eleştiri; Bu yapılanmanın üniter devlete zarar vereceğidir
Bu doğrumudur? Bu değişiklik ülkemizin bölünmesine sebep teşkil eder mi?
Ben kesinlikle böyle bir tehlikeye inanmıyorum.