ANKARA (AA) - SELMA BIYIKLI ADABAŞ - Dünya Sağlık Örgütüne göre dünya genelindeki tüm enfeksiyon hastalık yükünün yüzde 17’sini sivrisinek, kene, tatarcık gibi hayvanların sokması veya ısırmasıyla bulaşan rahatsızlıklar meydana getiriyor.
Dünyada ölüme en fazla sebep olan vektörle bulaşan hastalık sıtma iken havaların ısınmasıyla ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Türkiye'de bazı bölgelerde tehdit oluşturuyor.
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yetkililerinden aldığı bilgiye göre, "Dünya Sağlık Günü"nün teması, "Küçük bir ısırık büyük bir tehdit" sloganıyla vektörle bulaşan hastalıklar olarak belirlendi.
Dünya Sağlık Örgütüne göre dünya genelindeki tüm enfeksiyon hastalık yükünün yüzde 17'sini enfekte sivrisinek, kene, kum sineği (tatarcık) gibi eklembacaklı omurgasızların sokması ya da ısırmasıyla bulaşan rahatsızlıklar oluşturuyor.
Sıtma, dengue, chikungunya, sarı humma, Japon ensefaliti, lenfatik filariasis, lejmanya, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), tularemi gibi pek çok vektörle bulaşan hastalık insanlar için tehdit haline gelmiş durumda.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada ölüme en fazla sebep olan vektörle bulaşan hastalık sıtmadan, yılda 600 binden fazla insan hayatını kaybediyor.
Sıtmaya bağlı ölümlerin yüzde 90'ı Afrika kıtasının Sahra Çölü'nün altında kalan bölgede meydana gelirken bunların yüzde 77'si de 5 yaş altı çocuklarda görülüyor.
Son yıllarda uluslararası seyahat ve ticaretin artması, iklim değişikliği gibi çevresel faktörler nedeniyle vektörle bulaşan hastalıklarda artış izleniyor.
-Türkiye'de durum
Ülkede yerli yeni vaka olmamakla birlikte sadece nüks vakalarla yurtdışı kaynaklı sıtma vakaları görülüyor. Sıtma görülen ülkelere giden vatandaşlar buralardan paraziti alıp hastalanabiliyor.
Sıtma insanlara çoğunlukla parazit taşıyan sivrisinek sokmasıyla bulaşıyor.
Nadiren de olsa sıtma paraziti taşıyan kanın sağlam kişiye verilmesi, parazit bulaşan iğnelerin batması veya kullanılması, organ nakli ve gebe kadınlarda plesanta yoluyla çocuğa geçişle de bulaşabiliyor.
Sıtma riskli ülkeye gitmeden en az 15 gün önce Sağlık Bakanlığının Seyahat Sağlığı Merkezlerine başvurularak koruma amaçlı ilaç alınabiliyor.
-Lejmanya
Dişi tatarcıkların sokmasıyla insanlara bulaşan lejmanya ise ihmal edilmiş ve bildirimi yetersiz bir hastalık.
Hastalık genellikle yoksul insanları etkiliyor, yetersiz beslenme, nüfusun yer değiştirmesi, kötü koşullarda barınma, zayıf bağışıklık sistemi ve diğer kaynakların yetersiz olmasıyla ilişkilendiriliyor.
Ormanların yok edilmesi, baraj inşası, sulama planları, kentleşme ve iklim değişikliğinin neden olduğu çevresel değişimlerle yakından ilişkili olan lejmanya tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir bir hastalık.
Hastalığın sıklığı ve dağılımı, parazit türlerinin özelliğine, bulaş alanlarının yerel ekolojik özelliklerine ve insan davranışlarına göre değişiklik gösteriyor. Ev köpekleri, tilki, gerbil ve çakal rezervuar konakları arasında yer alıyor.
Visseral (hastalığın en ciddi formu), kutanöz (en yaygın form) ve mukokutanöz olmak üzere üç klinik formu bulanan lejmanya, DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki pek çok ülkede ihmal edildiği ve bildirimi yetersiz olduğu için hastalık yükü yeterince önemsenmiyor.
En yaygın form olan kutanöz lejmanya, dünya genelindeki vakaların yüzde 95'inin sebebini oluştururken bu vakalara esas olarak Akdeniz havzası, Orta Asya, Amerika kıtaları ve Orta Doğu'da rastlanıyor.
İsrail, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan bölgede toplam vaka sayısının yaklaşık yüzde 80'ine tekabül eden kutanöz lejmanyadan en çok etkilenen ülkeler.
-Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
Türkiye'de havaların ısınmasıyla daha çok Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde, yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı illerinde yoğunlaşan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler aracılığıyla hayvanlardan insanlara bulaşan mikrobik bir hastalık.
Hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabiliyor.
KKKA daha çok kene tutunmasıyla bulaşmakla birlikte kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesiyle hasta insanların tükürük ve kan gibi vücut sıvılarına temas etmekle, mikrobu taşıyan hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da geçebiliyor.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, kasaplar, çobanlar, mezbaha çalışanları, veterinerler, kamp ve piknik yapanlar, bahçe, bağ, tarla, orman ve orman kenarı tarım arazisi gibi yerlerde korunmasız bulunanlar risk altında.
Kene tutunmasından sonra 10 gün içinde, ateş, halsizlik, iştahsızlık, karın ve baş ağrısı, bulantı, kusma ve ishal şikayetleri ortaya çıkarsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor.
KKKA hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabiliyor. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemesi gerekiyor.
Ayrıca, insanların kanlarına ve vücut sıvılarına da korunmasız, çıplak elle temas edilmemesi önem taşıyor.