"Kudüs bilinci diri tutulmalı"

BM Genel Kurulu'nun, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına tepki olarak sunulan karar tasarısını dokuza karşı 128 oyla kabul etmesine başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasından olumlu tepkiler gelmeye devam ediyor.

BM Genel Kurulu'nun, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına tepki olarak sunulan karar tasarısını dokuza karşı 128 oyla kabul etmesine başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasından olumlu tepkiler gelmeye devam ediyor.  TİMAV Başkanı Öksüz, "Türkiye adına da diplomatik bir başarıdır" derken "Kudüs bilinci" oluşturulmalı hatırlatması yaptı.

Genel Kurul üyesi 193 ülkeden 172’sinin katıldığı ve 35 ülkenin çekimser kaldığı oylamanın sonucu Filistin’de memnuniyet oluşturmasının ardından Türkiye'deki STK'lar harekete geçerek Kudüs bilinci oluşturmak için kolları sıvadı. Bu duruma Türkiye’nin öncülük etmesi de Türkiye adına ayrı bir başarı ve ayrı bir diplomatik süreçtir" ifadesini kullanan Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, konuyu Memleket'e değerlendirdi.

TÜRKİYE İÇİN DİPLOMATİK BAŞARIDIR

128 ülke iradelerinin satılık olmadığını gösterdi diyen TİMAV Başkanı Öksüz, "Birleşmiş Milletler’in almış olduğu karar çok stratejik bir karardır ve aynı zamanda Türkiye adına da diplomatik bir başarıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız defalarca Birleşmiş Milletler Genel Kurul salonunda dünyaya “Dünya beşten büyüktür.” diyerek haykırdı. Bir kez daha karardan sonra da “Dünya birden de hayli hayli büyüktür.” ifadesini kullandı. Amerikalı temsilcilerin ve Trump’ın ifadelerini yine medyada takip ettik. Bu toplantıdan önce dünyanın iradesini dolarla satın almaya kalkmıştı. Tabi 128 ülke bu bağlamda iradelerinin satılık olmadığını da göstermiş oldu. Bu duruma Türkiye’nin öncülük etmesi de Türkiye adına ayrı bir başarı ve ayrı bir diplomatik süreçtir." şeklinde konuştu.

TEPKİSEL EYLEMLER NEYE SAHİP ÇIKTIĞIMIZI ANLATIYOR

Türkiye genelinde yapılan Kudüs mitinglerini de değerlendiren Öksüz, "Bazı kesimlerin "sadece konuşuyoruz" diye bir eleştirisi var. “Yapamazsınız” diye konuşanlara, meseleyle ilgili mitingler düzenleyenlere karşı sadece konuşuyoruz. “Konuşmakla ne elde ediyorsunuz?” diye Kudüs ve Filistin konusunda tarafımızı belli eden Siyonistlere, İsraillilere ve Yahudilere karşı tutulmuş tavırları ve yürüyüş eylemlerini tahfif etmek amacıyla ifade edilen eleştiriler var. Şunu söylemek lazım: Savaş, savaş meydanında kılıçlar çekilmeden önce kazanılır. Bu bir stratejidir. Siz psikolojik üstünlüğünüzü oluşturmadan, inanmış yüreklerle davanızı paylaşmadan kazanabileceğiniz bir savaş asla yoktur. Diğer taraftan diplomatik süreçlerde meseleyi hukuki boyutlarda takip eden mercilere karşı verilecek destek bu anlamda yine stratejik bir öneme sahiptir. Bir diğer boyut ise yapılan bu programlar, tepkisel eylemler aslında neye tepki verdiğimizi, neye sahip çıkmak üzere yola çıktığımızı ve kıyam ettiğimizi anlamamıza vesile oluyor." dedi.

STK'LAR KUDÜS BİLİNCİ İÇİN ÇALIŞMALI

STK’ların sivil olma hürriyetini muhafaza etmeleri bu anlamda ciddi manada önem arz ediyor" şeklinde konuşan Abdullah Ecevit Öksüz, "Birçok sivil toplum kuruluşu kendi perspektifi içerisinde mutlaka bu konuyu yönetim kurullarında değerlendirdiklerine ve önümüzdeki dönemlere dair zengin bir Kudüs programları yapacaklarına inanıyorum. Öncelikle Kudüs’e gitmek, Kudüs’ü yaşamak, Kudüs’teki havayı teneffüs etmek “Neden Kudüs?” sorusunun cevabını öğrenebilmek adına çok önemlidir. Gitmeden, görmeden, dokunmadan, yaşamadan anlamak zor. Biz oraya Meram Belediyesi’nin bir programıyla Kudüs’e gittik ve orada gördüğüm şeyler “Neden Kudüs’e gidilmeliydi?” sorusuna cevap verdi. STK’lar Türkiye’de ciddi bir Kudüs bilinci oluşturacak eğitim faaliyetleri, konferanslar, paneller, sempozyumlar, çalıştaylar yapmalı ve geniş kitlelere mutlaka ulaştırmalı.

TİMAV olarak biz de değerlendirmeler yapıyoruz ve önümüzdeki dönemlerde hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Kudüs gündemimizden düşmemeli. Kudüs bilincini kendi vatanımızda, kendi vatandaşlarımızda oluşturmamız gerekli. Var olanı geliştirmemiz lazım. Uluslararası bazda bu anlamda faaliyet yürütecek STK’lar üretmemiz lazım ya da var olan STK’larımızın uluslararası bazda programlar yapacak ölçeğe taşınması lazım ki, diğer İslam ülkelerinde de Kudüs bilinci gelişsin. Bireysel anlamda bizim ve STK’lar olarak yapabileceklerimiz var. Bunun yanında devletin yapması gerekenler de var. Aşama aşama değerlendirmek ve birbirimizi bu bağlamda da denetlememiz gerekiyor. Devlet olarak yapılması gereken bir olayı geliştirebilmesi gereken bir stratejiyi, yürütülmesi gereken diplomatik bir yolu bireysel olarak izlemeye kalkarsanız terör üretmiş olursunuz. Devletin yapacağını devlet yapmalı, bireyin yapacağını birey yapmalı." diye konuştu.

M. Ali Elmacı-Memleket