Arkadaşımız Mustafa Varol'un sorularını yanıtlayan Özkafa, Mevlana Kültür Merkezi'nden hükümet icraatlarına, belediye hizmetlerinden yatırımlara kadar her soruyu açık yüreklilikle cevap verdi. İşte olay yaratacak konuşmanın ayrıntıları.
Karatay ve Büyükşehir Belediyesi olmak üzere 15 yıl belediye Başkanlığı yapan Mustafa Özkafa, 28 Mart 2003 Mahalli Seçimleri'nde Belediye Başkanlığı'nı kaybetti. Saadet Partisi'nin Konya'da yüzde 32 oy almasına rağmen sadece Özkafa değil, ilçe belediye başkanları da sandıktan çıkamadı. Yaklaşık bir buçuk yıldır hiçbir gazete ve televizyonda Büyükşehir ve İlçe belediyelerinin hizmetleriyle ilgili açıklama ve yorum yapmayan Özkafa, sonunda ilk kez gazetemize konuştu. Partisinin Mevlana Çarşısı'nda düzenlediği esnaf ziyaretleri programına katılan Özkafa, uzun bir aradan sonra arkadaşımız Mustafa Varol'un sorularını cevapladı. Ülke gündemine ilişkin sorulara rahat bir tavırla cevap veren Özkafa, Konya ile ilgili sorulara ise 'Henüz konuşmak erken, ama istatistiklerle dayanarak merak edilen sorulara cevap verebilirim'dedi. İşte Konya gündemini değiştirecek röportaj ve ayrıntıları.
Sayın Özkafa, sizi uzun zamandır göremiyoruz. Şu anda esnaf ziyaretindesiniz. Esnafın durumunu nasıl buldunuz?
Esnaflardan önce Türkiye'nin ve dünyanın içinde bulunduğu durumu bir değerlendirmek gerekir. 28 Mart Mahalli İdareler seçiminde yüzde 36 oy olmamıza rağmen belediye başkanlığını kaybettik. Ama biz mücadelemizi hiçbir zaman bırakmadık. Hükümetin yanlış yaptığı icraatları halkımıza anlatıyoruz. Bugün esnaf ziyaretindeyiz. Esnafın durumu içler acısı. İşler iyi gitmiyor. Yaşanan sıkıntı ise yanlış icraatlardan kaynaklanıyor. Aslında sorunlar sadece bugünün sorunları değil. 50 yıllık dönemin sorunları. Bakın 5 milyonluk İsrail'in nasıl gür sesi çıkıyor. Irak işgal ediliyor, milyonlarca insan hayatını kaybediyor, kimseden tık yok. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan 'Irak'ta kimyasal silah var diye işgal edilmesini hayatında bir kara olarak nitelendiriyor.'Ama biz ülke olarak hala bir şey yapamıyoruz. ABD'de yaşanan Katrina Kasırgası ile halkın nasıl kof bir hale geldiğini gördük. Bizim ülkemizde öyle mi? Bir afet olsa, binlerce insan yardıma koşar. Ama bizim ülkemizi de Avrupa ülkelerinin durumuna getirmek istiyorlar. Biz inancımıza uygun yaşarız. Ümidim şudur ki; milletimizin yüreğindeki korların üzeri küllense de bir gün üfleyince o korların tekrar ortaya çıkacağını çok iyi biliyoruz.
Efendim söz siyasetten açılmışken Türkiye AB'ye girebilir mi? Hükümetin AB ile ilgili tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet AB'ye girebilmek için hem taviz veriyor hem de AB'nin görevlendirdiği memurun gözünün içine bakıp duruyor. Tabii ki bu da ülkede güvensizlik oluşturuyor. Biz AB'ye girsek ne olur? Önce bunu tespit etmemiz gerekir. Türkiye genç bir nüfusa sahip olduğu için tüketimi fazla olan bir ülke. Avrupa nüfusu ise böyle değil. Hem yaşlı, hem de az tüketen bir halkı var. Hal böyle olunca Türkiye AB için önemli bir pazar alanı olacak. Türkiye'nin son aylardaki rakamlarına bakıldığında ithalatı 100 katrilyon lira. Böyle bir ülkeyi niye almasınlar? Türkiye, AB'ye girebilir; ama kesinlikle serbest dolaşım hakkı vermezler.
Peki, Sayın Özkafa, matematiksel ve istatistiki konuşmaya önem veriyorsunuz. Bu bağlamda hükümetin içinde bulunduğu mali durumu nasıl değerlendirirsiniz?
Siz öyle hükümetin istikrar var dediğine bakmayın. İşte esnaf ziyaretindeyiz. Buyurun sorun esnafa, siftah bile edemiyor. Nerede bunun istikrarı? Köylü perişan. Ürettiğini maliyetine satamıyor. Kim memnun bu hükümetten biliyor musunuz? Birkaç medya patronu. Size yine rakamlarla cevap vereyim. Son sekiz ayda faize ödenen para 32 milyar YTL. Yani 32 katrilyon. Toplanan vergi ne kadar biliyor musunuz? 82 katrilyon. Hükümet çalışanlara 10 katrilyon para veriyor. Onda da yok çalışmıyor, yok şöyle, yok böyle diyor. Ama kimse 32 katrilyon faize verilirken hesap sormuyor. Erbakan Hocamız'ın deyimiyle AKP saksıda yetiştirilmiş bir çiçektir. Saksıda yetişen bu çiçek tabiî ki 32 katrilyon faizi böyle öder. 2005 yılının cari açığı 40 katrilyon. Döviz hareketlenmesin diye piyasaya 40 milyar dolar sıcak para sürüldü. Önümüzdeki günlerin çok iyi olduğunu söylemek zor.
Hükümetin özelleştirme politikasını nasıl buluyorsunuz?
Hükümetin özelleştirme politikasına baktığınız zaman hep kar eden kuruluşlar satılıyor. Tüpraş, Erdemir, Telekom gibi kar eden kuruluşlar satılıyor. Ben bir türlü anlam veremiyorum. Yüklü miktarda kar eden Telekom niye satılıyor? Hükümet ülkeyi kötüye götürüyor.
Evet, Sayın Özkafa, ülke gündeminin ardından izin verirseniz, Konya gündemine girmek istiyorum. Sizin bıraktığınız Büyükşehir Belediyesi ile şu anda gördüğünüz Büyükşehir Belediyesi arasında ne gibi fark var?
Şehirler bir anda değişmez. Şu anda Konya yerinde duruyor. Şehirler icraatların hızına, niteliğine göre değişir. Şu anda mevcut belediye ile ilgili konuşmak doğru olmaz. Henüz bir buçuk yıllık bir belediye. İlla da konuş derseniz, ben istatistiklerle konuşurum. Konuşulacak vakte daha zaman var.
Efendim, şehir bir anda değişmez dediniz; ama 100 günde faaliyete geçirilen Mevlana Kültür Merkezi var. Bu önemli bir hizmet değil mi sizce?
Mevlana Kültür Merkezi fevkalade önemli bir hizmet. Ama kültür merkezi mevcut belediyenin değil, bizim eserimiz. Bizim dönemimizde arsası alındı, projesi çizildi, kaba inşaatı tamamlandı. Yani kültür merkezinin yüzde 80'i yine bizim belediye başkanlığımız döneminde tamamlandı. Hatta Sayın Başbakan Mevlana Kültür Merkezi'nde, yine bizim dönemimizde Mevlana ihtifallerine katıldı. Şimdi nasıl 100 günde biz yaptık dersiniz?
Mevlana Kültür Merkezi bizim eserimiz dediniz, bu arada Konevi Kültür Merkezi de sizin döneminizde yapıldı. Aklıma gelmişken Sayın Özkafa, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen Altınbaşak Festivalleri'nde gündeme gelen göbeği açık türbanlı kız ile Konevi'de içkili servis yapıldığı yönünde basına yansıyan haberler ile ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?
Olayı sadece belediyelere yıkmak doğru değil bence. Acemilik yapmışlar. Belki de böyle olacağını tahmin edememişlerdir. Bir de belediyenin her programı takip etme imkanı olamaz. Aslında bu sorun Türkiye'nin genel sorunu. Yozlaşmadan kaynaklanan bir eksiklik de var bence. Bir de kamu kurum ve kuruluşlar ile Belediyelerin yüksek fiyatlarda eğlence düzenlemelerine karşıyım. Bizim dönemimizde Altınbaşak Festivalleri 30-35 milyarı geçmezdi. İnanmayan varsa belediyenin evraklarına bakabilir.
Hükümetin Konya'ya yapmış olduğu yatırımları yeterli buluyor musunuz?
Hükümet Konya'ya yatırım yaptığını ben hala göremedim. Mevlana Kültür Merkezi yapıldı diyorlar, bizim dönemimizde yapıldı. Başka ne var? Hızlı tren mi? Valla, kâğıt üzerinde çok oyunlar olur. Şahsen ben temeli atılmadan, faaliyete geçmeden inanmam.
Konya hakkındaki "en ucuz şehir" sloganı sizce hala devam ediyor mu?
Ben size belediye ile ilgili konuşmayacağımı söylemiştim. Ama siz damardan girmeye çalışıyorsunuz. Yine konuşmayacağım, ama Devlet İstatistik Enstitüsü'nün rakamlarını versem size yeter her halde. Biz görevi bırakmadan seçime az bir zaman kala, DİE'nin rakamlarına göre Türkiye'de en ucuz şehir Konya idi. şimdi DİE'nin rakamlarına bakın en pahalı şehir Konya. Sizce yeterli mi?
Valla efendim, ben sadece kamuoyunun merak ettiği, sizden cevap beklediği sorulara cevap arıyorum. Örneğin, sizin sıfır borç bıraktık sözlerinizin ardından, belediyenin borçlu olduğu yönünde söylentiler oldu. Partinizin İl Başkanlığı'ndan böyle bir borcun olmadığı söylendi. Siz borç bıraktınız mı?
Biz kendi dönemimizde hayırlı hizmetlere imza attık. Elimizden geldiği kadar en iyi hizmeti vermeye çalıştık. 27 Mart'ta, yani seçimlere bir gün kala, Vakıf Bank'ın kasasında belediyenin 7-8 trilyon parası vardı. Bırakın borç bırakmayı, biz kasaya para bıraktık.
Efendim son olarak konut alanında yapılan hamleleri, TOKİ'nin dar gelirli vatandaşlara yönelik yapmış olduğu ucuz ev sahibi uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben size matematiksel konuşacağım demiştim ya, yine son sorunuzu matematiksel bir anlatımla cevaplandırayım. Biz 1999 yılında, hatırlarsanız, 7 ayda İstiklal Konutları'nı yaparak vatandaşa sattık. Belediye olarak 3 milyara mal ettiğimiz evleri taksitle vatandaşa 3 milyar ile 3 milyar 500 milyon civarında fiyatla, yani maliyetine verdik. Bakın TOKİ 60 milyara ev veriyor. Fazla söze hacet var mı?
Sayın Özkafa, gazetemize yapmış olduğunuz samimi açıklamalarınızdan dolayı size teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Ben de Memleket Gazetesi'ne ve size başarılar diliyorum. Birinci yılınızı kutlar, daha niye yıllara büyüyerek gelmenizi Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim.