Yaz tatili geldi. Minikler camilere doluşacak. Kız öğrenciler örtülerine bürünecekler. Duyarlılık gösteren velilerinki hariç, uzun bir süre Kurandan uzak kalan çocuklarımız Kuranla buluşacaklar. Ellerinde cüzler sabah erkenden camilere giderken hayranlıkla onları izleyeceğim.
Maalesef ben bu mutluluğu pek tadamadım. Oğlumu Kuran öğrenmeye gönderdiysem de yaz boyunca gitmesini sağlayamadım. Bu geleneği sürdürebilen o kutlu velileri tebrik ediyorum. Demek ki ben o kadar otorite olamamışım. Oğlum kamusal alanda Kuran öğrenmek için salına salına camiye gitseydi çok sevinirdim. Bu sayede biz bilinci kazanırdı.
Bu konuda oğluma niçin ısrarcı olamıyorum? Biraz kurs hocamdan biraz da benden kaynaklanan nedenlerden dolayı ben de bu alanı muhafaza edemedim de ondan. Yapmadığım şeyi nasıl söyleyeyim? Sadece teşvik edici olabiliyorum.
Ancak ipin ucunu iyice salıvermiş de değilim canım. Sen misin kamusal alanda Kuran öğrenmeyen! Oğlumun camiye gitmemesinin karşılığı olarak, ona her gün evde Kuran okuma şartı getirdik. Ve yıl boyunca da unutmaması için çaba gösterdik. Sıkı durun bir şey daha söyleyeceğim. Oğlum suç işlediği zaman ona Kuran okuma ya da Matematik testi çözme cezası veriyorum. Hoppala oldu mu şimdi? diyeceksiniz. Bunu oğluma da danıştım. Fikrini aldım. O da söylediği ve yaptığı kötü şeylere karşılık sık sık ve daha ağır ceza almaktansa Kuran okuma ya da soru çözme cezasını makul bulduğunu ifade etti.
Nisa suresine kadar gelmemizde yanlış bulunabilecek bu yöntemin payı da inkâr edilemez. Bu da az başarı değil doğrusu. Darısı benim gibi memnun olmadığı bir seviyedeki başarıyı yakalamış velilerin başına.
Tabii benim evde Kuran eğitimi verdiğimi kimseye söylemeyin. Sonra evini izinsiz eğitim kurumuna çevirmiş deyip hapse attırmaya kalkarlar. Beni seviyorsanız, bu sırrımı ifşa etmeyin, hele hele basın yoluyla hiç yapmayın. Yerin kulağı vardır. Tutar suç duyurusunda bulunan mulunan olur, uğraşıp durmayalım.
Taziye: Şehit Metin Yükselin vefat eden ablası Süreyya Yüksele Allahtan rahmet diliyorum.