Gazetemiz Yayın Danışmanı Halit Sinan, Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir Araştırma Görevlisi Cahit Karaalp’le çok önemli bir söyleşi gerçekleştirdi. İşte o söyleşi;
Halit Sinan: Öncelikle böylesine önemli bir konuyu bizimle konuşmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Cahit Karaalp: Estağfirulah, beni konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim.
Halit Sinan: Özellikle okulların tatil olmasıyla yaz dönemine girdik. Birçok kişi çocuklarının Kur’an eğitimi almasını istiyor ve bunun gereklerini yerine getiriyor. Ayrıca anne-babalar olarak bizlerde Kur’an eğitimine önceki zamanlardan daha çok önem veriyoruz. Dahada önemlisi Kur’an-ı anlamak için bizlerde anne-babalar olarak gayretimizi artırmış durumdayız. Elhamdülillah memleketimizde bu yönde imkânlar eskiye nazaran artmış durumda. Kur’an araştırmalarıyla ilgili birçok yayına ulaşma imkânımız var. Bizde bugün Kur’an okumaları yaparken yayınlarda nelere dikkat etmemiz gerekiyor üzerine konuşacağız. Kur’an ile ilgili yayınları takip ederken nelere dikkat etmeliyiz?
Cahit Karaalp: Evet eskiye göre kesinlikle imkânlarımız artmış durumda. Özellikle Kur’an üzerine yapılmış birçok yayına kolayca ulaşabiliyoruz. Bu imkânlar için ne kadar şükretsek azdır. Örneğin birçok kitapevinde muhtelif yayınevlerinin yayınlamış olduğu pek çok yayın bulunmaktadır. Bu yayınlara ulaşırken temelde hedefimiz kitabımız Kur’an-ı doğru bir şekilde öğrenmek ve içeriğine ulaşabilmektir. Elbette ki bu çabalarımız kitabımızı okumak, anlamak ve pratiğe geçirmek için olmalıdır. Yani Kur’an-ı öğrenmeliyiz ve yaşamalıyız ki hem kendimizi hem de toplumumuzu imar edebilelim. Öyle ya bu kitap anlaşılmak ve yaşanmak için gönderilmiş bir kitaptır. Okuyucular olarak ve yayıncılar olarak hedefimiz bu olmalıdır. Ayrıca biz okuyucuların bu çerçevede görevi doğru, sahih çalışmaları okumak olmalıdır. Fakat imkânların artması beraberinde bazı problemleri de getirmiştir. Örneğin piyasada birçok Kur’an meali, tercümesi ve kırık meal çalışmaları diye isimlendirdiğimiz çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar içerisinde okuyucu olarak bizim dikkat etmemiz gereken şey içerisinde yanlış tercümelerin yapılmadığı, doğru olan kaynakları bulup okumak olmalıdır!
Halit Sinan: Yani bu tercüme çalışmaları ilgi çektiği ve insanlarımız tarafından satın alındığı için bazı çalışmalar çalakalem, alelacele piyasaya sürülmüştür mü demek istiyorsunuz?
Cahit Karaalp: Üzülerek bu tespiti yapmak zorundayım. Son yıllarda sürümlü bir iş haline geldi. Çok okunduğu için, çok satın alınıyor. Dolayısıyla yayıncılar güzel paralar kazanıyorlar. Bizim derdimiz çok veya az para kazanmaları değil tabiî ki! Kur’an tercümesinin doğru bir şekilde insanlarımıza sunulmasıdır. Çünkü bunun büyük vebali vardır. Konunun uzmanlarının bu hususları görmemezlikten gelmeleri de büyük bir vebaldir.
Halit Sinan: Daha somut örneklendirmeler yapabilir misiniz?
Cahit Karaalp: Elbette. Piyasada çokça rağbet gören bir meali örnek vermek istiyorum. Bir yüzünde “Kur’an-ı Kerim Ve Kelime Meali” öbür yüzünde ise “Kur’ân-ı Kerim Renkli Lugatı Ve İrab Kılavuzu” yazan eleştiri konusu ettiğim bu meal Hace Ahmet Didin tarafından hazırlanmış, Tarık Polat tarafından renklendirilmiş ve Rayiha yayıncılık tarafından 2005 yılında basılmıştır. Âcizane bu mealde çok ciddi çeviri hataları olduğunu tespit ettim. Söz konusu mealin Ocak 2006 ve sonraki baskılarını esas alarak çalışma yaptığımızda bu açıkça görülmektedir. Ayrıca bu güne kadar mealin yayınlanan her baskısını da gözden geçirdim. Bu mealde Arap dil kurallarının çiğnenmesi neticesinde çok bariz birçok hataya rastlayabiliyorsunuz. Çeviri üslubuna, Türk dilinin yanlış kullanımına ve bir mealde dikkat edilmesi gereken daha birçok konu açısından değerlendirmeksizin bu hatalarını tespit edebilirsiniz. Şunu net olarak söyleyebilirim ki Arap dil kurallarını fazlasıyla çiğneyen bir meali,söz konusu ettiğimiz yönlerden incelemek abesle iştigaldir.
Halit Sinan: Bu çeviri yanlışları ufak yanlışlar veya cümle düşüklükleri şeklinde olan yanlışlar mı? Yayınlar zaman zaman teknolojinin kadrine uğrayabiliyor.
Cahit Karaalp: Keşke dediğiniz gibi olsa! Söz konusu mealde 1000 ayetin çevirisi yanlış yapılmıştır. Âcizane tespitim budur. Bir mealde bu kadar yanlışın bulunması ne ihmalkârlık, ne cehalet ne de dikkatsizliktir. Olsa olsa ehliyetsizliktir. Arapçayı bilen bir insanın bunca yanlış yapması mümkün değildir. Yanlış sayısını abarttığımızı düşünecek olsak bunların yarısını bile bıraktığımızda geriye kalan yanlış çevrilmiş ayet sayısı 500’dür. Beş yüz ayetin yanlış çevrilmiş olmasını herhalde kimse hafife alamaz. Kaldı ki yanlış çevrilen ayet sayısı bini geçkindir. Mealin her yönü birçok hata ile doludur. Mealin sonunda verdiği Arapça kelimelerin Türkçe karşılığında bile birçok hata ile karşılaşmaktayız.
Halit Sinan: Bu tespitlerinizi söz konusu yayıneviyle paylaştınız mı? Onlara yanlışlarını düzeltme imkânı tanıdınız mı?
Cahit Karaalp: Ayetlerdeki yanlış çevirileri ve diğer tespitlerimi bu arkadaşlarla paylaştım. Zaten derdimiz Kur’an okuyucusuna doğru yayınlarla ulaşmak. İyi niyetli bir şekilde bütün tespitlerimi kendilerine ulaştırdım. Fakat bu uyarılarımızı kulak ardı ettiler ve hiçbir değişiklik yapmaksızın hatalı bir şekilde Kur’an mealini basmaya devam ettiler. İşin üzücü tarafı bu meal için Prof.Dr. Mehmet Emin Ay Hocamızın bir dergide bu meali tanıtıcı ve övücü bir yazı yazmış olması. Zannedersem hocamız yoğunluğu sebebiyle meali inceleme fırsatı bulamamış olmalı. Nezaketen bu tanıtımı yazmış olmalı.
Halit Sinan: Söz konusu mealden tespit ettiğiniz yanlışlardan örnekler verebilir misiniz?
Cahit Karaalp: Bu konuyla ilgili yaklaşık 50 sayfalık bir çalışma yaptım. Bu çalışmamda sure sure, ayet ayet yapılan fahiş hataları tespit ettim. Doğrularının ne olacağını da yazdım. Dileyenlere bu çalışmamı takdim edebilirim.
Bu sohbetimizde örnek olması için birkaç tanesine değinelim. Örneğin: Hicr süresi 88.ayettin çevirisini yazar: “Gözlerini sakın dikme! Onların zevk sürerek faydalandıkları zevcelere…” diye tercüme etmiştir. Hâşâ Peygamber (s.a.v) insanların eşlerine mi göz dikiyordu ki Allah Teala O’nu uyarmıştır. Bu çeviri hatası Taha süresi 131.ayette de aynıyla yapılmıştır. Bu bir faciadır! Başka bir örnek vereyim. Meryem suresi 28. ayeti bakın nasıl çevirmiş: “…Senin baban İmran kötü bir adam değildi.” Meal yazarının İmran ismini ayet mealine yazması ilk bakışta tefsir olarak akla gelebilir. Ancak yazar İmran ismini ayetin Arapçasında geçen ve “adam, şahıs, kişi” gibi anlamlara gelen (imrae) kelimesini yanlış okuması sonucu yazmıştır. Mealin ilgili kısmının renklendirmesine bakıldığında bu hatanın tek sebebinin yanlış okuma olduğu görülecektir. Başka bir örnek ise, Saffat Suresi 97.ayeti “Onu hemen cehenneme atın” diye çevirmiştir. Hâlbuki yazar ayetin öncesine ve sonrasına bakmadan “cahim” kelimesini hemen cehennem diye çevirmiş. Hâlbuki ayet Hz. İbrahim’in mücadele sürecini ve sürecin sonunda ateşe atılmasını anlatmaktadır. Dolayısı ile ayetin cehennemle ilgisi bulunmamaktadır. Çeviri yapan birinin ayetlerin siyakını sibakını bilmesi, Kur’an bütünlüğüne vakıf olması, dikkatli olması ve çevireceği metni öncelikle iyice anlaması gerekmektedir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Son olarak bir örnek vermek istiyorum. Şura süresi 11.ayeti ‘O’nun misline benzeyen bir şey yoktur’ diye çevirmiştir. Hâşâ dedirtecek bir çeviri örneğidir bu! Bu meallendirmeden anlaşılan şey Allahın misli (benzeri) olduğu ve onun misline (benzerine) kimsenin benzemediğidir. Kendi içinde çelişkili ve İslam’ın tevhit ilkesine ters olan bu çeviri mazur görülebilir mi? Bu mealde tespit ettiğimiz bini aşkın ayetin yanlış çevrilmiş olması sayın yazarın meal yapacak seviyede biri olmadığını açıkça göstermiştir.
Halit Sinan: Siz bu örnekleri anlatırken hayretler içerisinde kaldım. Bir taraftan da çabuk tüketilen alanlarda arzedilen hertürlü ürünün sağlıklı ve sahih olmasının ne kadar önemli olduğunu düşündüm.
Cahit Karaalp: Su hususu tekraren vurgulamakta fayda görüyorum. Bizler nasıl ki yediğimiz içtiğimize dikkat ediyorsak, okuduklarımıza da dikkat etmek zorundayız. Zira aklımızın gıdası da okuduklarımızdır. Ayrıca bu tespitlerimizi kimseyi yermek için yapmıyoruz. Derdimiz doğru şeyleri insanımıza ulaştırmaktır. Derdimiz bağcı dövmek değil üzüm yemektir. Umarım bu niyetimiz göz önüne alınarak konuştuklarımız değerlendirmeye tabi tutulur.
Halit Sinan: Okuyucularımızın vurguladığınız hususlardan istifade edeceğine eminim. İnşallah başka önemli konularda sohbet imkanı bulacağımız temennisiyle sizlere teşekkür ediyorum.
Cahit Karaalp: İnşallah. Ben teşekkür ediyorum.
++++
Cahit Karaalp Kimdir?
1980 Mardin doğumlu.
Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir Araştırma Görevlisi
Tefsir alanında çalışmaları şöyle:
-Bir Tefsir Problemi Olarak Cehennemin Ebediliği Sorunu
-Tefsirde İsrailiyyat
-İmam Gazali ve İmam İbn’i Teymiyye’de Tekfir Sorunu
-Bin Ayeti Yanlış Çeviren Meal: Rayiha Yayıncılığın Meali
Ayrıca “Türkçe Meallerde Kavram Çevirileri Sorunu” konusunda doktora çalışmasına devam ediyor.
memleket-söyleşi